Nermin Yıldırım'ın okuduğum ilk kitabı. Geç de olsa tanıştığım icin mutluyum. Keyifle okudum. Kurgu güzeldi ama daha güzel olan Nermin Yıldırım'ın anlatımıydı. Kitabin cümle cümle kelime kelime özenilerek yazıldığı o kadar bariz ki, hayran kalmamak elde değil. Mesaj verme kaygısı gütmeden sakin sakin anlatmış Adalet'in hayat yolculuğunu.
Patrick Suskind-Güvercin kitabini okuyanlar bilir. Bazen geçmişin gölgesinde kalan bir anıyı hatırlamak hayatınızı altüst edebilir yada sizi yeni yolculuklara çıkarabilir. Karakterimiz Adalet'in hayatı da hatırladığı bir olay sebebiyle bambaşka bir hal aldı.
Bazen duygulandıran, bazen de güldüren bu yolculuk boyunca o zamana kadar kimseye/hic bir olaya dokunmadan hayatina devam eden Adalet'in sessizligine suskunluğuna rağmen içinde kopan fırtınalar çok dokundu bana.
Kitabın sonunda sürpriz bir aşk mektubu var, cok etkileyici. Sadece o mektup için bile okunabilir kitap.
"Bir hayatım daha olsa, korkmadan dokunmak için yaşardım onu. Bir keklik gibi beslerdim ellerimle, varsın uçsun sonunda. Bir çiçek büyütürdüm, varsın solsun sonunda. Dokunurdum. Ben eriyene dek, o eriyene dek, biz hiçleşip karışıncaya dek bu derin boşluğa, dokunurdum. Ama yok bir hayatım daha. Bir hayat daha yok. Yok."