Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Zavallı halk bir şeyden habersiz koyunlar gibi muti ve âciz ve en fecii de iptidai tahsili bile görmeyen bir adamı her şeye kadir ve Allah ’ın yeryüzünde vekili diye sayesinde her refah ve umranı bulduklarına inanıyor ve inanmasa da söylemeye, yazmaya mahkûm. Bize bile sık sık mektep nazırı Zeki Paşa gelir ve havuz başına toplanarak, “Velinimet-i bîminnetimiz” diyerek yediğimiz, içtiğimiz ve hatta kokladığımız bile onun sayesinde olduğunu söyler ve “Padişahım çok yaşa” diye bağırtır. Her akşam bağırmak kâfi gelmiyormuş. Halbuki dua edilen adamı seven acaba kaç kişi? Dimağlar nurlandıkça bu adamın cinayetleri de büyüyor."
İşte bu yüzden O'na Ata'm diyoruz
Falih Rıfkı Atay, Batış Yılları adlı eserinde şunları yazıyor: "Kendime ilk defa ne zaman Türk dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden ve 'Osmanlı' idik. İlmihallerde baş dersimiz 'Din ile milliyetin bir olduğunu öğrenmekti'. Vatan sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyette duydum. Padişah kulları idik. Okul çıkışlarında sıraya girer, 'Padişahım çok yaşa' diye bağırırdık."
Reklam
Devlet kavgası insanı ya ipe götürürdü ya da devlete! Anneleri onlara: "Sen yenilmezsin oğul" demişti. Onlar namludan çıkan kurşun gibi bir daha namluya geri dönmediler. Baş verecek, sır vermeyecek, yürekli, kafası çalışan, yeni düşüncelere açık ve vatanseverdiler. Ölümden korkanın zaten şerefi olmazdı. Dik başlı ve mağrurdular.. Vatan
Neye acıyorum... Daha doğrusu neden utanıyorum bilir misiniz? 'Padişahım çok yaşa' diye bağırmıştık, 'senden büyük Allah var!' demiştik. Meğer Allah'la padişah arasında, tabii padişahtan daha büyük biri daha varmış. General Harington!
Ömrümüz, padişahım çok yaşa diye bağırmakla geçti.
Bayıltıcı çam kokuları, sabahlara kadar okunan acıklı romanlar ve ağlamalar ; ve orada ben . Bahriye Mektebi tarafından yanık boru sesleri ve trampetli divan merasimi... Bir ağızdan haykırış: - Padişahım çok yaşa !
Reklam
Ömrümüz, padişahım çok yaşa demekle geçti. Hocalarımız kim çok bağırırsa ona verirlerdi numarayı. Bu yüzden biz el öpmeye, etek öpmeye alıştık.
Biz de olsa " padişahım çok yaşa" diye diye bir hal oluruz
Krallık küçük bir site devleti. Krallarını yaşlılığın ilk belirtisi ortaya çıkar çıkmaz öldürmek gibi bir gelenekleri vardı.
Hulâsa başımızda bir püsküllü belasın Kimseler söz edemez gözün üstünde kaşa Biz de sağır,kör olduk padişahım çok yaşa!
572 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.