Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Duygularınızın sizi ele geçirmesine izin vermediğiniz kadar insansınız! Öfke, nefret, kıskançlık, hayal kırklığı... Bu duyguların kontrolü ele geçirip hemen bir davranışa dönüşmesini engelleyebiliyorsanız gelişirsiniz. Peki ya aşk, sevgi, ümit... Bunların da davranışa dönüşmemesi mi gerekir. Evet, dönüşmemeli!
Bazen insanların sevgi ölçütlerini değerlendiriyorum da, çoğunluk fiziksel güzelliğe ya da paraya önem verir. Bunlar olmaz, bunlar geçicidir diyorum. Sonra başkaları var. Olaya salt duygusal olarak bakıyorlar. O zaman da Nietzsche'nin duygular hakkındaki o muhteşem sözü aklıma geliyor. (#225685178) Yok ya bu da değildir diyorum. Sonra birinin düşünce tarzını, fikirlerini, hayata bakış açısını sevebiliriz diyorum. Bu sefer de "Sadece aptalların düşünceleri değişmez" sözünü hatırlıyorum. Ya da bir insanı iyi olduğu için severiz belki. İyi hoş da bu insanın yarın da iyi kalacağının garantisi ne? Ya da yarın kötü bir şey yaparsa ona karşı sevgimiz hemen yok mu olacak? Bir anda tükenebilen bir sevgi gerçek sevgi midir peki? Birilerini gerçekten seviyor muyuz? Ya da sevmek için bir sebep gerekir mi? Sebebi olan bir sevgi sevgi midir? Yoksa sevgi dediğimiz şey tüm bu saydığım karmaşadan uzak, nedensiz ve saf bir şey midir?
Reklam
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
122 syf.
8/10 puan verdi
Hadi anlaşalım..
Meksika halkının Toltekler soyundan gelen bir aileye mensup
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
'in kitabı
Dört Anlaşma
Dört Anlaşma
, kişisel gelişim türü kitapları tercih edenlerin severek okuyacağı ancak, bana kalırsa diğer kişisel gelişim kitaplarına benzemeyecek kadar kısa,öz ve sade bir kitap olmasından kaynaklı tür ayırt etmeksizin okunabilecek bir kitap.. Aynı anlama gelen
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
88 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Para Hırsı Yüzünden Yok Olan Hayatlar
Bugün
Honore de Balzac
Honore de Balzac
'ın kısa; ama çok anlamlı bir hikâyesinden bahsetmek istiyorum:
Efendi Cornelius
Efendi Cornelius
.
Honore de Balzac
Honore de Balzac
bu öyküsünde 19. yüzyıl insanını eleştiriyor. İnsanlık Komedyası eserinin felsefi inceleme bölümünde yer alan bu öyküde insan olmanın acıklı hikâyesi ele alınıyor. Kral’ın haznedarı olan
Efendi Cornelius
Efendi Cornelius
’un kendinden çok değer verdiği hazinesinin çalınması
Efendi Cornelius
Efendi CorneliusHonore de Balzac · Can Yayınları · 2022125 okunma
Aslında mutluluk saçmak için yaratıldık hepimiz. Aşk, sevgi, yakınlık ve şefkat gibi duygular bize mutluluk getirir. Bu çok gerçek ve çok doğru ama bütünün esasının iyilik olduğuna inanıyorum ben. Kötü insanlar haline geldikçe, iyiliği hayatımızdan çıkardıkça mutsuzluk da hayatlara çöreklenip kalıyor. Peki herkesin farkında olmadan da olsa bir yandan kötü olurken öbür yandan mutlu olmayı istemesi karmaşık değil mi?
Reklam
Sevgi nedir Üstad, - En umutsuz anında bile seni ayakta tutan manadır. Peki ya en umutsuz anlar nasıl oluşur? - Umutsuzluk dünyevidir, çaresizliktir.Her kapının sana kapanmasıdır, Nasıl geçer umutsuzluk Üstad , -Temiz bir gönül ve ruhuna işlemiş bir dua bütün umutsuzlukların kapısıdır evlat...
Sevgi kapılarını çalmaya görsün, sabretmeyi henüz öğrenememiş gençlerin kendilerini birbirlerine kaldırıp atma ları, bütün dağınıklıkları, düzensizlikleri ve karmaşalarıyla kendilerini oldukları gibi saçıp savurmaları, pek sık içine düştükleri çok ağır bir yanılgıdır... Peki, bunun sonunda olan nedir? Gençlerin birliktelik dedikleri, ellerinden gelse seve seve mutlulukları diyecekleri, gelecekleri gözüyle baktıkları o kırık dökük parçalar yığını karşısında yaşamın yapacağı ne vardır? Sonunda gençlerden her biri böyle bir sevgide sevdiği uğruna kendini yitirdiği gibi, sevdiğini de çıkarır elden, hatta belki sonradan seveceği pek çoklarını da.
Bonne journée :)
'Kadın ve Erkek' birbirini tamamlamak için tasarlanmıştır daha doğrusu ben öyle olduğuna inanıyorum. Daha kendi keşfimizi yapmadan aşık olan zihinlerimiz yüzünden çok sıkıntılar çektik ve çekmeye devam ediyoruz. Bu iki türü birbirine yaklaştırmak hiç zor değildir, bir kaç hormonun hareketlenmesi yeterlidir. Peki bu iki türü birbirinden ayıran nedir dersek! Benim cevabım öncelikleridir. Kadın psikolojik ihtiyaçları giderilmediğinde hayatı cehenneme çevirme kudretine sahiptir; çünkü erkek temel ihtiyaçları karşılanmadığında cehennem zebanisine dönüşür. Yani hayatımızdaki kadınlar bize cenneti ya da cehennemi sunabilirler... Her şey bir kişinin menfaatsiz sevmesiyle düzelebilir... Sevgi geçerli tek recetedir. Kendine kahve ısmarlama hâli...
Sevgi Yetmezliği
Aşk tüm evreni saracak mı Kötüler pembe kelepçeyle tutuklanacak mı Sihirli sözcükleri söyleyenlerin ağzından rengârenk çiçekler fışkıracak mı Peki ya çocuklar,dünya onlar için daha iyi bir yer olacak mı Dünya barışı tüm dünyaya yayılacak mı Sevgi ve aşk tüm kapıları açan tek kilit olacak mı Siyahlar pembeye Griler maviye dönüşecek mi Öpüşerek iletişime geçilecek mi Tek ödeme seçeneği sarılmak olacak mı İnsanlar parasıyla değil sevgi katsayısıyla ölçülecek mi İnsanların tek hastalığı sevgi eksikliği olacak mı Tüm dünya barışa kardeşliğe ve aşka yelken açacak mı
Reklam
Yolculuğu tutarlı bir şekilde kaynağı kadar devam ettirip bağlantı kurabilirseniz, gerçekten etkileşime girdiğiniz anda daha çok kaynak gibi davranmaya başlarsınız. Doğası doğanız haline gelir, haliyle daha zeki bir sevgi sizin aracılığınızla ifade edilir. Peki kaynağın sizden yansıyan doğal nitelikleri nelerdir? Daha sabırlı, bağışlayıcı, şimdiki anda, bilinçli, farkında, iradeli, verici, özverili, sevgi dolu ve dikkatli olursunuz. Aradığınız şeyin zaten sizi aradığını fark edersiniz. Siz ona dönüşürsünüz, o da size dönüşür.
Sayfa 327 - DiyojenKitabı okuyor
80 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Neden Evlenmeliyiz?
Evlilik eskiden mantık üzerine işlerdi, insanlar çocuklarını evlendirip topraklarını birleştirirlerdi, sonra bu durum çok çıkarcı gözükmeye başlayıp romantik bir ideolojiye evrildi, aşk evlilikleri yapıldı. Fakat sonuç ortada bu da başarısız oldu. Yazarımız ise artık psikolojik evliliklerin yapılması gerektiğini savunuyor. Hatta bundan 100-200 yıl
Neden Yanlış Kişiyle Evleneceksiniz
Neden Yanlış Kişiyle EvleneceksinizAlain de Botton · Artemis Yayınları · 202241 okunma
Peki sevgi abartılmazsa ne işe yarar ?
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Merhabalar Bugün sizlere kalemini yenice keşfettiğim bana keyif veren bir okuma ile geldim. @monakitap ın @evrimgurler kalemini okuyucularla buluşturduğu eserde yer alan evli iki kadın; Güneş ve Nil karakterleri ile tanış oluyoruz. Evlilikleri olağan akışında sürüp giderken hayatlarına farklı adamların girmesiyle sahip oldukları her şeyi sorgulamaya başlarlar. Duyguları, gördükleri değer onları çok başka noktaya getirecek kadar güçlüdür. Peki bu iki genç kadın hayatlarına nasıl devam edecek? Güneş karakterinde eşine olan tutkudan yoksun aşkına üzüldüm, Nil karakterinde ise kocasının bu kadar ilgisiz olması beni sinir etmedi değil. Kitapta bölümler halinde Güneş ve Nil işleniyor, su gibi akıp gidiyor, sonu ise sürprizli, keyifle okuyun dostlarım #zaten #monakitap #alıntı ~ "Müzik nasıl ki sadece notalardan oluşmayıp, aynı zamanda notaların zamansal kullanışlarıyla oluşuyorsa biz de tam olarak kendi ritmimizi tutturmuştuk." ~ "Hayat ne kadar da değişken, kocaman bir balona doldurabildiğim hayal kırıklıklarıma artık yer açamıyordum. Şişirirken fark edemediğimden bir anda patlayıverdi işte." ~ "İnsan her yaşta değişiyor kendiyle bazen yeniden tanışıyor. Doğru bildiğim, eminim dediğim birçok şey yıllar içinde farklılaşabiliyor." ~ "Sevgi ve mutluluk birbirinin aynaları gibiydi. Sevginin olmadığı bir yerde mutluluk deneyimlenebilir miydi?" ~
Kübra Kabakcı
Kübra Kabakcı
#birkelimelikitapokuyoruz etkinliğine bu eserle dahil olmak mutluluk
Zaten
ZatenEvrim Gürler · Mona Kitap · 20244 okunma
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.