Nihayet Bizim Köy'e kavuştum. Okumak için bundan daha güzel bir zaman olamazdı. Neden mi? Merak edenler buyursun...
Bazı kitap dostlarım bilir. Mesleğimin 28. yılında yeniden köy öğretmeni oldum. 20 yıl sonra tekrar köyde olmak ilk başlarda bana zor gelse de zamanla alıştım.
Köy öğretmeni olmak bence muhteşem bir şey. İstediğin an doğada
Merhaba Kitap Dostlarım!
Uzun zaman oldu inceleme yazmayalı. Bunun çeşitli sebepleri var, ama şimdi anlatmanın sırası değil. Şimdi çok daha önemli bir konumuz var. TECAVÜZ!
Tecavüz kelimesi, söylerken bile bizi bu kadar etkiliyorken, bir de yaşayanları düşünelim. Şimdi hepiniz, düşünmek bile istemiyorum, diyorsunuzdur eminim. Ama düşünelim bir
Bakın, bugün ameliyat olacaktı. Ben bikaç saatliğine şehir dışına çıkmak zorunda kaldım, ameliyatına yetişemezsem diye kalbim ağzımda.
Yetiştim, şükür ki kısa bi operasyon oldu.
Eve döndük, tam apartmana girecekken beni bisiklet parkına çekiştirdi. "Aaa ne güzelmiş gerçekten, ama hadi eve girelim ağrın başlamadan" dedim, "senin" diyebildi, ağzındaki sargı bezleriyle, zorla.
Ben şimdi, böyle bi gününde yine benim için koşturmasına mı ağlayayım, beni böyle güzel sevmesine mi? Doğru insan var mı bilmiyorum ama doğru diye bi şey varsa, o benim için çok net kocam. Uzun süre cebelleştik ama şimdi uyuyor. Az da olsa rahatladı içim. Bugün klinikte öyle çaresiz ve yalnız hissettim ki o içerdeyken. Nefes aldığını hissetmek dünyalara bedel.
Ben senden razıyım her şeyim. Yeryüzündeki ve kainattaki her şey, herkes de senden razı biliyorum. Bugün layıkıyla teşekkür de edemedim. Teşekkür ederim. Seni herkesten, her şeyden çok seviyorum.
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak
yanayım Kolaysa esirgeme
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen İbadetler Özürlü
Eski Günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Kolaya affı esirgeme Sana zorsa yanmaya razıyım
Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
Yağmurlu bir Ankara gecesi. Mayıs ayında olmamıza rağmen bu gri şehirde haftalardır yağmur yağıyor. Sanki evren bana ‘başla artık şu efsane kitaba’ diyor çünkü Dostoyevski okumak için her zaman kasvete ihtiyacım var. Aslında sabahtan hazırladım kendimi bu geceye. Çok heyecanlı bir gün geçirdim çünkü bu kitabı tam ik senedir elimde bekletiyorum,