Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hep elele tutuşarak susacağız, çünkü ruhlar konuşacak sözcüksüz olarak. Ama sen- şimdi ansıyorum- bana hiç anlamsız, aptalca ama önemli şeyler söylemedin. Demek ki, ne sözünü ettiğim pazarı sevebilirsin, ne ruhun sessizce benim ruhumla konuşmayı bilir, ne saati geldiğinde kentin büyüleyiciliğini anlarsın ne de kuzeyden inen umudu.
“Ruh üzerine ne çok düşünüyor ve ne çok söylüyordum. Onun hakkında bilgece sözcükler biliyor, onu yargılıyor ve bilimsel bir nesneye dönüştürüyordum. Ruhumun, yargımın ve bilgimin nesnesi olamayacağını hesaba katmıyordum; oysa asıl benim yargım ve bilgim ruhumun nesnesiydi. Böylece derinlerin tini beni ruhumla konuşmaya, ona yaşayan ve kendinde var olan bir varlık olarak seslenmeye zorladı. Ruhumu kaybettiğimin farkına varmak zorunda kaldım.”
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı. Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin, Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı. İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
Ruhumla tartıştım bulmak için yanıtını şunun: Hangi hatayı, utancı, kederi besleyeyim ben?
Ben ruhumla değil, bacaklarımla kaçtım. Ruhum hâlâ onun peşinde. Hâlâ onunla dolu.
Bütün olan, geçen şeylere rağmen, sen yine bir parça benimdin; ben bütün ruhumla senin...
Sayfa 480Kitabı okudu
Reklam
Daha bir iki yıl önce gittiğim şölenleri, çağrıları kahkahalara boğan aldırışsız kişiliğim, sanki gövdemi terk etti ve ben, hiç tanımadığım bir insanın ruhunu taşımak zorunda bırakıldım. Yabancı ruhumla birlikte sonu belirsiz bir akışta sürükleniyorum.
Kendimi bütün ruhumla unutmanın uykusuna bırakmak istiyordum.
Sayfa 37 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Ama hâlâ dün gibi aklımda, sevgilim, hatta günü ve saati de, kendimi ne zaman tüm ruhumla ve ebedi olarak sende kaybettiğimi anımsıyorum.
Yalnızdım, dün de yalnızdım, bugün de yalnızım... Her şeyimle, yüreğimle, ruhumla...
Sayfa 341
Reklam
Kendimi bütün ruhumla unutmanın uykusuna bırakmak istiyordum.
Çünkü ben kat kat mağaralardan geçerek Yeraltı kazanlarında pişen ruhumla Aşk dergâhından geldim kapına Hayatı ardımda bırakıp Bulutları almışım avuçlarıma Sınıfın ne önemi var ki aslında
Yaşadığımız şey düşüncelerin, dilin, kavrayışın ötesindeydi. Ruhu, ona karşılık veren ruhumla konuşuyordu. Bu yalnızca onları ilgilendiren bir şeydi. Bizi aşan şeye bir anlam vermek boşunaydı. Zaten bir şey arzuladığım yoktu, hiçbir şeye ihtiyacım yoktu. Kendim değildim artık, kendimin ötesindeydim. Belki de bir süreliğine, varlıkların birbirine kavuştuğu ve konuşmadan anlaştığı o boyuta erişmiştim.
Sayfa 127
Bir sanat yapıtı olmak istiyorum, bedenimle olamadığıma göre en azından ruhumla.
^Bütün ruhumla, vazgeçmesi imkânsız, amansız bir aşkla seviyordum.^
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.