Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bardakları elime tutuşturup mutfaktan çıktı, neşesi yerindeydi. Ben de terasa döndüm. Âşık ve Narin kafesinin üzerinde öylece dip dibe oturuyordu. Kahvaltı soframız hala duruyordu. Ben kalktığım sandalyeye oturup kollarımı aynı şekilde getirdim, yaslandığım yerden kule dibini seyrediyordum. Güneşli bir pazar gününü değerlendiriyordu insanlar. Sonra bir şey oldu. Sanki bir böcek uçarken yanlışlıkla kafama çarpmıştı. Daha ne olduğunu anlamadan Ozan başıma bir şey kondurdu. "Ne oluyor?" diye çırpınırken, "Taç kargoda kalmış, komite bunu geçici olarak gönderdi," dedi. Başıma yerleştirmeye çalıştığı şey; 3 gazlı bezin örülüp birbirine bağlanması ile oluşan bir halkadan ibaretti. İki yanına maydanoz yaprakları tutuşturulmuştu. "Evde hiç çiçek yokmuş," dedi sonra telaşla. "Ne bu?"deyişim safçaydı. O ise gamzesini göstere göstere, "Prenses tacı," dedikten sonra hemen ekledi. "Olmamış mı, ne olduğunu bile anlaşılmıyor mu?" Neredeyse ağlayacaktım. Nasıl zor tuttum kendimi... Dost canlısı bir insan değildim. Kötü biri değildim ama çok iyi bir insan da sayılmazdım. Aslında ben hiçbir şeydim. Ve Ozan gibi birinin bana önce cumartesi gecesini, sonra anılarını, çocukluk yatağını, pazar gününü, sofrasını, sonra da elleriyle yaptığı bir tacı vermesi... Gel de inan rüya görmediğine. Gel de inan gerçek oluşuna."
Sayfa 205 - Pukka Yayınları, BaharKitabı okuyor
Rüya mı ? Gerçek mi ?
Her şeyin bir rüya olduğunu anladığımda yok olup gidecek sıkıntılardan değildi bu. Çünkü hiç de hakikatle uzaktan yakından alakası olmayan bir rüya görmüş gibi hissetmiyordum kendimi. Hatta daha da fenası , bir an için birinden diğerine geçiverdiğim hallerden hangisinin rüya olduğundan bile emin olamadım. Rüyasında kendini insan olarak görmüş bir saksı bitkisi miydim,yoksa rüyasında bitkiye dönüşüvermiş bir insan müsveddesi mi ? Bulamadım.
Sayfa 127
Reklam
Bu aralar sık sık oluyor rüya mı gerçek mi belli değil..
Rüya mı gördüğünü, yoksa uyanık mı olduğunu bir türlü kestiremeyen..
Sayfa 24 - Kum Saati YayınlarıKitabı okudu
Ölüm mü gerçek hayattır, hayat mı rüyadır, rüya mı uyanıklıktır, uyanıklık mı ölümdür ve insan hangisinden kalkıp hangisine doğru yolculuğunu sürdürmektedir, çoğunca anlaşılmaz hâle geliyor.
Rüya gerçek olmuştu. Ama gerçekten inanabildik mi?
Sayfa 104
Olduğu yerde döndüğünü hissetti; rıhtıma çarpan bir gemi gibi bir iki kere sallandıktan sonra yerine oturdu, gözlerini açtı. Karanlığı gördü. Gözlerimi açtım mı? Hayır, gerçek karanlık bu kadar karanlık olamaz. Birkaç kere daha gözlərini açtığını düşündü; sonunda, beyaz bez perdelerden sızan ışığı, sokak lambasının ışığını gördü. Sonra, rüyanın korkusuyla yatağa bağlı duran vücudunu seyretti. Korkunç bir rüya gördüm. Nasıldı? Aklımı toparlamalıyım.
Reklam
Hiçbir şeyden değil de, rüyamda hep iyileştiğini görüp çok sevinmekten, öyle çok sevinmekten ki sevinçten aklımı kaybetmemek için ne yapacağımı bilememekten, deli gibi atan kalbimi tutarak, bu bir hayalse dağılmasından korkarak, şimdiye kadar geçsin diye arkasından ittiğim zamanı iyiden iyiye uzatarak yavaşça yanma gelmekten, yeryüzünde ve gökyüzünde sevilecek ne varsa hepsini “Kardeşim” kelimesinin içine doldurarak sana seslenmekten, bana dönüp, -ama öyle bir dönüp-, yüzünün her yeriyle gülümseyerek, duyduğum anda ne kadar unuttuğumu hatırladığım bir sesle “Kardeşim” demenden, sen öyle deyince seni ne kadar özlediğimi, ama öyle böyle değil, şimdiye kadar hiçbir şeyi özlememişim gibi, bu özlemekler özlemek değilmiş gibi, kimse kimseyi bu kadar özleyemezmiş gibi özlediğimi fark etmekten, sonra bana kollarını açmandan, sana doğru uzanırken aramızdaki yarım metre hiç bitmeyecekmiş gibi, sanki sana yetişemeyecekmişim gibi, şimdi sarılmazsam bir daha hiç sarılamazmışım gibi korkmaktan, sarıldığım anda bütün dünyayı sarsacak kadar çok ağlamaktan, senin beni sakinleştirmek için saçlarımı sevmenden, “Yine rüya görüyorum di mi?” dediğimde “Yok lan valla, bu sefer gerçek,” demenden, sen dediğin için her seferinde gerçek olduğuna inanmaktan, inanmaktan başka çare bulamamaktan, üstünden çok zaman geçti diye artık kimselere anlatamadığım bu çok eskimiş derdimin nihayet bittiğini sanmaktan yoruldum. Çünkü insan uyanıyor.
. Rüya bana gerçeği bildirmişse, bunun bir rüya mı yoksa gerçek mi olduğu önemli mi? Eğer kişi bir kez gerçeği tanıyıp onu gördüyse, ister uykuda ister uyanık olsun, onun gerçek olduğunu, başkasının olmadığını ve olamayacağını bilirsin. . . .
“Yine rüya görüyorum di mi?” dediğimde “Yok lan valla, bu sefer gerçek,” demenden, sen dediğin için her seferinde gerçek olduğuna inanmaktan, inanmaktan başka çare bulamamaktan, üstünden çok zaman geçti diye artık kimselere anlatamadığım bu çok eskimiş derdimin nihayet bittiğini sanmaktan yoruldum. Çünkü insan uyanıyor.
Viktor dan ayrılınca benim hayatım roman mı ne olan mı yoksa başka bir şey mi ? diye sordu kendi kendine Augusto. Benim başımdan geçenler çevremdekilerin başından geçenler gerçek mi kurmaca mı ? tanrının ya da Bir başkasının gördüğü uyandığın da kaybolacak olan bir rüya mı yoksa ? Ona dua etmemizin onu ilahilerle ücretlerimizin nedeni bu mu ? Uykusuna devam etsin rüya bozulmasın diye onu pış başlıyor muyuz ? Bütün dinlerin ibadetleri uyanıp da rüyamızı bozmasın diye tanıtmış başlamadığını ibaret değil mi?
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Bu dünya rüya mı yoksa gerçek mi? Gerçek bir rüya mı bilinmez sanki hem var hem yok gibi
İstanbul ve sen / ikinizden kalanlar tekrar tekrar ısrarla yaşayıp durduğum Çengelköy’de yaz unutulmaz erguvanlar rüya mıdır gerçek mi kendi kendime sorduğum İstanbul ve sen / neydi o bir zamanlar
Özgürlüğüne kavuşan tutukluların yaşadığı şeye, psikolojik açıdan “kişiliksizleşme” denilebilir. Her şey, tıpkı rüyalardaki gibi gerçekdışı, gerçeğe aykırı gözüküyordu. Gerçek olduğuna inanamıyorduk. Geçen yıllarda rüyalara nasıl da kanmıştık! Özgürlük gününün geldiğini, özgürlüğümüze kavuştuğumuzu, evlerimize döndüğümüzü, dostlarımızı selamlayıp karılanmızı kucakladığımızı, masanın başına oturup başımıza gelen her şeyi anlattığımızı düşlerdik; özgürlük gününü rüyalarımızda bile ne kadar sık görürdük! Derken uyanış işareti olan tiz bir düdük sesi kulaklarımızda çınlamış ve özgürlük rüyalarının sonu gelmişti. Rüya gerçek olmuştu. Ama gerçekten inanabildik mi?
Bende..
Allah'ım aklımı yitireceğim. Gerçek ne hayal ne insan anlayamıyor.. Kendinden korkar mı insan? Ben şu an korkuyorum. Çünkü bu olanların bana aklımın yaptığı bir oyun olduğunu düşünüyorum. Bütün bu olanların bir rüya olmasını ve uyandığımda her şeyin ama her şeyin en başa dönmesini öyle çok istiyorum ki..
Sayfa 272Kitabı okudu
Odgurmuş'un ölümü
"Kardeşim, bir kalk, yüzünü göreyim! Seninle beraber geçirdiğimiz günler acaba bir rüya mıydı, yoksa gerçek mi? Gözlerimden silinip gittin."
Ögdülmiş
869 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.