Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
312 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Rahip
Rahip
Rahip
Sierra Simone
Sierra Simone
Bir rahibin çiğneyemeyeceği kurallar vardır. Rahipler evlenemezler, Hıristiyan cemaatini terk edemezler ve Tanrılarını yüzüstü bırakamazlardı.Kurallara uyma konusunda her zaman iyiydim. Ta ki o gelene kadar. Onun ardından yeni kurallar öğrendim.Benim adım Tyler Anselm Bell. Yirmi dokuz yaşındayım. Altı ay önce kilisemin
Rahip
RahipSierra Simone · Pukka Yayınları · 2024117 okunma
Martin o sabah birkaç hafta önce kafasında tasarladığı ve o günden bugüne yazılmak için ısrarlı bir yaygarayla kendini rahatsız edip duran bir hikâyeye başladı. Belli ki hareketli bir deniz hikâyesi, gerçek dünyada ve gerçek koşullar altında yaşayan gerçek karakterlerin yer aldığı bir aşk hikâyesi, bir yirminci yüzyıl macerası olacaktı bu. Hikâyenin akışının ve seyrinin altındaysa yüzeysel okurun asla fark edemeyeceği, ama bir yandan da bu tür okurun bile ilgisini ve keyfini asla kaçırmayacak başka bir şey olacaktı. Nitekim Martin’i yazmaya zorlayan şey, en az hikâyenin kendisi kadar buydu aslında. Zaten hikâyelerindeki olay örgülerini esas aklına getiren şey, hep büyük evrensel motifler olurdu. Böyle bir motifi bulduktan sonra, bu evrensel motifi hangi zaman ve mekânda, hangi yerler ve kişiler aracılığıyla ifade edecekse kafasının içinde onları evirip çevirmeye başlardı. Adı “Beklenen” olacak hikâyenin uzunluğunun, altmış bin kelimeyi aşacağını sanmıyordu; muhteşem üretim kuvveti düşünüldüğünde çocuk oyuncağıydı. Yazmaya oturduğu ilk gün, sahip olduğu araçlardaki ustalığının idrakinden aldığı büyük hazla kavradı kalemini.
Sayfa 369 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Cevabını bulamadığımız yüzlerce soru var. Sorular çoğaldıkça insan kendinden uzaklaşıyor ve cevaplar hepten bulunmaz oluyor.
Sayfa 137 - Destek yayıneviKitabı okuyor
Yanağından sabah rüzgarına bir deste gül yoldaş et de gön­der. . . Belki ayağını bastığın gül bahçesinin toprağından bir koku duyarız.
Hep yeniden gelmek zorunda mıdır sabah? Hiç son bulmaz mı yeryüzünün gücü?
Mutluymuş gibi yapmak istiyorum bazen. Belki gerçekten mutlu sandığımız insanların hepsi sadece iyi rol yapma yeteneğine sahip olanlardır.
Sayfa 135 - Destek yayıneviKitabı okuyor
Reklam
İstihareye yatmak Allahccye danışmak sabah kalktığında ya ferah ya sıkıntılı kalkmak Belki farklı renkler görmek gibi farklı şeyler
Yolculuk
Rıfkı Melûl Meriç'e Ne var ki yolculukta Her sefer ağlatır beni, Ben ki yalnızım bu dünyada? Bir sabah kızıllığında Yola çıkarım Uzunköprü'den. Yaylının atları şıngır mıngır, Arabacım on dört yaşında, Dizi dizime değer bir tazenin, Çarşaflı, ama hafifmeşrep; Gönlüm şen olmalı değil mi? Nerdee!... Söyleyin, ne var bu yolculukta?
Sayfa 66 - Orhan Veli 1926 yılında Ankara Lisesi'nde (Taş Mektep) altıncı sınıfa kaydolur. Burada önce Ahmet Hamdi Tanpınar ve daha sonra Rıfkı Melûl Meriç'ten edebiyat dersleri alır. Kardeşi Adnan Veli şöyle söz ediyor: Ölümüne gelinceye kadar saygıyla sevgiyle andığı Rıfkı Melûl, onun yetişmesine gerçekten hizmet etmişti. (Orhan Veli için, Yeditepe Yayınları, 1953, s. 10)Kitabı okuyor
Ruhu, temiz, duru bir şeylere tutunmak istiyor. Yüreği cenderede sıkılmaktan patlayacak neredeyse. Hele bir sabah olsun. Hele gün doğsun.
Belki uykuyu sırf senin yüzünden seviyorum, bir gece daha rüyama gelirsin diye bekliyorum. Saati kurmuyorum, olur ya tam sen geldiğinde uyandırır beni, üzülürüm.
Sayfa 133 - Destek yayıneviKitabı okuyor
Reklam
:D
Gerçek dehşet, bir sabah uyanıp lisedeki sınıf arkadaşlarınızın ülkeyi yönettiğini görmektir.
Çünkü duyduğuma göre, aşk bazen uçar, bazen yürürmüş, kimininki koşar, kimininki ağır ağır ilerlermiş; bazılarını hafif ısıtır, bazılarını yakarmış, birini yaralar, ötekini öldürürmüş, bir anda tutku yarışını başlatır, aynı anda bitirirmiş; sabah kuşattığı kaleyi akşamına düşürürmüş; çünkü hiç bir kuvvet aşka direnemez.
Ne zaman akşam olsa Sabah olmak bilmiyor Ne zaman sabah olsa akşam Günebakanlar Sizin güneşe döndüğünüz yerde Ben akşama dönerim yüzümü Kalbimi Kova burcunu Soğuk şubat gecelerini Hayat öyle soğuk ki Günebakan bile olsam Dörtbir renge bürünsem Yağmur yağar lodos vurur Toprağa eğerim boynumu
insanlığı arıyorum her sabah başım dönüyor her gece gömülüyor ne varsa ahlâk, tarih ve yarın
Gün farklı ışımıştı bu sabah... İlçe müthiş bir haberle çalkalanmıştı erkenden... Nüfusçu sabah namazını camide kılıp evlerine döndüğünde, Maviş ayaktaydı... Hasret'in odasının ışığı yanıyordu hâlâ.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.