Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey iman edenler! Sabredin, sebât gösterin, sabır yarışında düşmanlarınızı geçin, dâimâ savaşa hazırlıklı olun, uyanık bulunun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa erebilesiniz. ( Al-i İmran 200 )
Reklam
Bunca yıl neyi aramış, kimi özlemiştim? Medemki benim olmayacaktın neden seni karşıma çıkardılar? Kim yaptı bunu? Bu kötülükler kimin eseri? Tanrı'nın işi yok da bizi mi görsün? Öyleyse kime inanacağız? O kitaplar ki sabırdan bahsediyor. Ama ne kadar? Nereye kadar? O dinler ki duadan bahsediyor. Kime, niçin ve ne zaman? O peygamberler hiç sevmediler mi? Ben sana inanıyorum kitaplara değil. Ben seni istiyorum. Dua değil. Sabır değil.
Sayfa 121
Doktor sabır yazmış biz de doz aşımından zehirlenmişiz gibi.
Uğraşılan gerçeklik hiçbir zaman bir durma noktasının ifadesi değildir. Yani ancak hareket halinde olunduğu takdirde yakalanabilen bir değerdir gerçeklik. Hareket kaybedilince gerçeklikte kaybolur. Bu yüzden insan gerçekliği yalnızca tadabilir. Unuttu sabır edip edinemez.
Fakat işte ruhaniyeti yüce bir şahsa “Sabır nedir?” diye sormuşlar, cevabı şu olmuş: “İsyan etmektir.” Şaşıranlara şu karşılığı vermiş: “Sabır, Allah dışındaki varlıkların seni ele geçirme arzularına isyan etmen ve asla buna müsaade etmemendir!” Bu cevapta edilgen değil de çok aktif bir sabır tanımı yok mu? Bu tanımda tahammül, kabullenme, boyun eğme değil, resmen savaş hali var.
Sayfa 64
Reklam
Sabır (En çok sevdiğim şiir)
Sabrın sonu selâmet, Sabır hayra alâmet. Bela sana kahretsin; Sen belâya selâm et! Felâh mı,onda felah, Silah mı,onda silâh.
Sen Sen Sen
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden, Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter. Huzur ellerinin güzelliğidir, Gözlerin karşımda mutluluk denizi. . Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter. Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter. Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm, Bende sabır sende naz. . Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz, Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter. Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün, Sende karar kıldığını Ve içimin şerha şerha yarıldığını, Sen bilsen yeter. Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek, Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter.
Yavuz Bülent Bakiler
Yavuz Bülent Bakiler
Alâmetler: Yıkılır ilim denilen bina; Cehil ve şarap taşar, açıkça gezer zina. İşin, nâehle vermek, bozunca sıhhatini, Beklemek lazım artık, kıyamet saatini! Bir zaman gelecek ki, sabır göstermek dinde; Kor tutmaya dönecek, avucunun içinde...
Sayfa 184Kitabı okudu
Asla durulmazsa en ağır yürüyüşle bile yol alınır... Entelektüel çalışmada önemli olan düzenlilik değil, sürekliliktir... Deha uzun bir sabır işidir denmiştir... Bütün büyük işler sebatkâr bir sabırla başarılmıştır... "Bekleyecek ve acele etmeyecek sabra sahipseniz, zaman ile inanılmaz şeyler yapılır."
Reklam
Vade-mühlet içindedir Varı-yoğu bürür zaman. Her doğum kabir sancısı Bitmez hiç sabır sancısı Topraktır öbür sancısı Menzil menzil sürür zaman. Kimi vakti zaman sanır Kimi hayat diye tanır Ne yırtılır, ne yıpranır Ne eskir, ne çürür zaman. Son nefesi versek bile Ve mezara girsek bile Beraber bizim ile Ölmez yitmez duru zaman.
Diyorum ki, aşağıdaki sıfatları haiz bir ahlâkı benimseyen insanları kimse teslim alamaz. Şudur: El emeği-göz nuru-alın terine dayanan, tabiata dost, aza kanaat eden, komşusu aç iken kendisi tok yatmayan, 72 millete bir göz ile bakan, bu sebeple "öteki" kavramını barındırmayan, dünya hayatını "gölgelikte bir lahza dinlenme" kabul eden, ebedî olan öte dünya inancını esas alan, yaradandan ötürü yaradılmış her şeyi seven, dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim diyebilen, insaf, merhamet, af, bereket, feraset, basiret, mürüvvet, hürmet, hizmet, sadakat, ehliyet, liyakat, fazilet, feragat, hürriyet, sabır, şükür, teşekkür, tefekkür, tevazu, cesaret, şecaat, hamaset, cömertlik, infak, ikram, izzet, iffet, letafet, nezaket, zerafet, ahde vefa, uhuvvet, sükunet, hamiyet, nihayet "adalet"e dayanan bir ahlâk. Bu ahlâka sahip olan insanlar elbette akl-ı selim, zevk-i selim, zihn-i selim sahibidirler. Parayı, bilimi, teknolojiyi, sanayii (onların esiri olmadan) nasıl kullanacaklarını bilirler.
Dünyada benim ihtiyaç duyduğum kadar sabır var mı Milena?
Okul, esirler ve gardiyanlar yetiştirmek için kurulmuş bir kurum; din, halkı daha kolay sömürmek için zayıflatıcı araç; ahlâk ise ancak koyunlarda görülen ahmakça bir sabır prensibi.
Sayfa 29
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.