Her şeyin anlamdan ve değerden yoksun olduğunu daha nasıl anlatabilirdi ki!
Albert Camus .
Bay Meursault için annesinin ölmesi doğaldır. (O anne der sadece,sahiplenme duygusuna sahip değildir )evlenmek ile evlenmemek arasında fark yoktur. Hatta Ayşe yada Fatma onlar arasında bile fark yoktur. “Sevmek bireyleri değiştirmez,tutku arzu, her şey olabilir, hiç bir şey olmayabilir” Çünkü Bay Meursault etrafını iyice gözlemlemiştir ve tanıdığını sandığı kişinin evlendiğinde o olmadığını gördüğü çiftler vardır,mutsuzluk vardır,boşanmalar vardır. ( ilk okurken acayip gelen karakter düşünürken karakter analizi yaparken ne kadar haklı olduğunu düşünmeden edemedim. Bu konu apayrı tartışma konusu olabilir. EVLİLİK!) O kadar hissiz ve duygulardan yoksundur ki “Kendisini kimsenin anlamayacağını bildiği için anlatma çabasına girmez” (bir yerlerden size de tanıdık geldi mi!)
Sizde mevcut olmayan bir duygu ahlak sorununa dönüşmesi doğru mudur?
Bir hata yaptığınızda kimsenin sesini çıkarmadığı duygu durumunuzun sebeb olduğu ithamlarda bulunulması doğru mudur?
Bay Meursault karakteri üzerinden ben yorumladım sadece,elbetteki romanın konusu ve akıcılığı mükemmel. Hayatıma yeni bir unutulmaz karakter ekledim “Bay Meursault” hoşgeldin.
Sonuna kadar karakterin yaşamak istemeyen bir insan olduğunu düşündüm. Depresyonda düşündüm,hissettim,yazarın mükemmelliğinden sonuna geldiğimde ise nasıl yanıldığımı nasıl ters köşe olduğumu anladım. “Amacı hayatın anlamsızlığımdan yakınmak değil, hayatı herkes gibi anlamlandırmadığından farklı gördüğünü anlatmaktadır.” Hayat dersi veren kitap
Selam️ Haruki Murakami “Sahilde Kafka / Umibe No Kafuka”.. Öncelikle; böyle kompleks bir eseri “su gibi okudum”, “hemen iki günde bitiyor” diyerek, ne denli hızlı okuduklarını belirtmiş, tüm okurların önünde, saygıyla eğiliyorum. Zira bu su gibi hali, benim okuma ritmim için mümkün olmadı. Gayet yavaş ve zorlu bir okuma süreci ile imtihan
Kitabın ilk bölümünde yazar Nazi soykırımı sebebiyle Polonya’daki Auschwitz toplama kampına gönderilmesiyle başlayan özyaşam öyküsünü gerçekliğiyle bizimle paylaşıyor.
Gaz odalarında, krematoryumlarda yapılan katliamlar, gardiyanların, ustaların tutuklulara davranışları, açlığın, susuzluğun raddeleri, yüreği fazlasıyla sızlatan işkenceler,
İçerisinde bulunan sekiz öyküden oluşan tek kitabıyla şahsi kanaatime göre Türk edebiyatında Oğuz Atay öykücülüğü olarak yeni bir öykü tarzı oluşturdu. İletişimsizlik, yabancılaşma gibi konular daha önce birçok öykü kitabında işlenmiş olsa da Oğuz Atay bu temalara çok dürüst bir kendiyle hesaplaşma tavrı ekleyip teknik olarak da ironiyi
AŞKTAN BAŞKA NEYE HACET,,,
Anlaşılan aşık olmanın biyolojisinde görülmeye değer bir ilerleme kaydetmişiz.Bu ilerleme ;çılgınca hazdan en karanlık ıstırabımıza kadar tüm duygularımıza eşlik eden arzu ve duygusal hallerin altında yatan mekanizmaların incelenmesinden başka birşey değildi.
AHH O HORMONLAR!
Genel olarak dış dünya ile