Genç olduğu ve aptal heveslerin tuzağına kapıldığı için kendine, ayrıca içinde yaşadığı dünyayı bir sefalet ve samimiyetsizlik tasarrufuyla değiştiren talihe kızgındı.
.
Aşık oldum diye kendimden mi uzaklaşıyordum?
...
Kendime, sevgilinin hayali gözleriyle bakmaya zorluyordu beni aşk.
...
Ben kimim? değil, Onun gözünde ben kimim? Sorduğum sorular değiştikçe, kendi benliğime biraz samimiyetsizlik ve sahtekarlık etmiş oluyordum tabii.
"Samimiyetsizlik uygarlıkla gelişmiştir. Çünkü uygarlıkla birlikte diplomasi de gelişmiş, çalınacak şeylerin sayısı da artmıştır. İlkel insanlarda mülkiyet geliştikçe hırsızlık ve yalan da başlar."
Bütün günahların içerisinde hele bir tanesi var ki;
o hiç affedilmez,silinmez,temizlenmez,ortadan kalkmaz...
Bu günah, tedavisi kabil olmayan ruh afeti,
en büyük düşmanımız;
''Nefsine karşı samimiyetsizlik'' tir.
Bir insanla ilk mülaki oluşumuzda ki hissiyatımız yani şu ilk görüşmede oluşan intiba, onunla inkişaf edecek münasebetimizin derecesini belirler.
İlk anda hoşlanmadığınız kimseyle fazla samimiyet kuramıyoruz. Ekseriyetle böyle olmuyor mu?
Kalbimizin bir kimse hakkında koyduğu ilk teşhis yaklaşımımızı belirliyor ve kalbin çizdiği hududu aşamıyoruz. Aşınca çağımızın yaygın bir illeti peyda oluyor. 'Samimiyetsizlik'