Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan ya geleneklere karşı koyup açık ve cesur yaşamalı, yahut da, inandığı bazı kıymetler varsa, onlar için fedakarlık yapmalı. En çirkin şey ikisine birden sahip çıkan mürailiktir.* *İki yüzlülük, samimiyetsizlik, riyakarlık A person must either resist traditions and live openly and bravely, or, if there are some values ​​he believes in, he must make sacrifices for them. The ugliest thing is the hypocrisy that embraces both.
Sayfa 269 - Ötüken 52. BasımKitabı okudu
...tefekkürsüz, derinliksiz insanlardan kurulu bir asırda yaşamaktayız. Ve bundan dolayı da, asrın insanının karakteristik özelliklerinin başında; tutarsızlık, samimiyetsizlik, vefasızlık, faziletsizlik, çilesizlik, bedavacılık gelmektedir. "Düşünmeyen-sorgulamayan" adam tipolojisi, tam da tüketim kültürünün istediği, ihtiyaç duyduğu insan profilidir.
Reklam
Sürekli bana hak verme. Samimiyetsizlik işaretidir. Kendi fikrini söyle.
Birey ve Toplum
“İnsan doğanın ürkütücü gücüyle baş edebilmek için diğer insanlarla bir araya gelerek toplumları oluşturmuştur. Ancak, toplumlar geliştikçe insan da giderek doğadan kopmuş ve bunun yarattığı yalnızlığı giderebilecek yeni bir beraberlik bulamamıştır. İnsanın kısa bir süre için de olsa doğayla yeniden baş başa olması, onu eski bir dostla
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
insan mıyız?
Bu incelemede kurduğum cümleler sadece kendi fikirlerim veya başka kaynaklardan alıntıladıklarım değildir. Aşağıda yazanlar, kitabı okurken altını çizdiğim cümlelerin benim kafamda yeniden kurulup, özet mantığına çevrilmiş halidir. Yani, yazarın asıl anlatmaya çalıştığı veya özeti, bir bakıma kitabın bölümler halinde tahlili de diyebiliriz. 1.
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201923bin okunma
açıkçası fazla samimiyetin, samimiyetsizlik getirdiğine inanıyorum.
Reklam
Aşık oldum diye kendimden mi uzaklaşıyordum? ... Kendime, sevgilinin hayali gözleriyle bak­maya zorluyordu beni aşk. ... Ben kimim? değil, Onun gözünde ben kimim? Sorduğum sorular değiştikçe, kendi benliğime biraz samimiyetsizlik ve sahtekarlık etmiş oluyordum tabii.
Yeni çağların insanı olsamda, İçim hep eskilerin adamı. Yeniler de kelimelerin içi boş, duygular geçici olsada, İçimde taşımaya çalıştığım eskilerin acısı. Arıyoruz gerçeği daha toprağa gömülmemiş olsakta, Gözlerim hep yollarda açılmayı bekleyen çiçek misali. Kendimde buldum hep samimiyetsizliği, Sızlandığımız hep samimiyetsizlik olsada. Her hatamızda suçlasakta nefsi şeytanı, Söyleriz Yunus ilahisini büyük bilir kendini arayanı. Kaçar dururuz bertaraf oluruz, Görmedik hiç kaçtığımız hakikat meydani. Dinlemek istesekte hep duymak istediğimizi, Konuştuk durduk hep başımıza gelenleri, Sevmek sevilmek duygusundan yakınır olsakta, Sevmeyi veren bekler hep O'na dönmeni. Ne diye ararsın ki hep yanında olacak bir kimseyi? Söyleyebilir misin kendine var mı cesaretin ? Sor bi kendine öğrenebildin mi sevmeyi? Herşeye herkese rağmen iyi olarak kalabilmeyi?
Samimiyetsizlik ilkel toplumların bilmediği bir davranış biçimidir. Örneğin, eskiden Hotantolar'da rüşvet ve ihanet yoktu. Ancak toplumlararası ilişkiler geliştikçe Hotantolar da bu sanatı Avrupalılardan öğrenmeye başladılar. Samimiyetsizlik uygarlıkla gelişmiştir. Çünkü uygarlıkla birlikte diplomasi de gelişmiş, çalınacak şeylerin sayısı da artmıştır. İlkel insanlarda mülkiyet geliştikçe hırsızlık ve yalan da başlar.
Sayfa 19 - MetisKitabı okudu
Blondel diyor ki: "Her günah affedilir, yalnız nefsine karşı samimiyetsizlik günahı affolunmaz."
Reklam
"En büyük düşmanımız o : Nefsine karşı samimiyetsizlik.."
"Samimiyetsizlik uygarlıkla gelişmiştir. Çünkü uygarlıkla birlikte diplomasi de gelişmiş, çalınacak şeylerin sayısı da artmıştır. İlkel insanlarda mülkiyet geliştikçe hırsızlık ve yalan da başlar."
Sayfa 19 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Samimiyetsizlik uygarlıkla gelişmiştir. Çünkü uygarlıkla birlikte diplomasi de gelişmiş, çalınacak şeylerin sayısı da artmıştır.
100 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hava yeterince soğuk değil, lakin ellerim ve bacaklarım buz gibi soğuk. Ölümün soğukluğunu, nefesimin kesilmesini, son cümlelerimi yazıyormuşum gibi hissederek kitabın etkisinde kalmış bir şekilde yazıyorum. Hiçbir şey düşünmüyorum, çok şey düşünüyorum. Annemi aramak geliyor aklıma. Sanki az önce ölen İvan İlyiç değil de babammış gibi. Çok etkilendim. Kitapların etkisi kişilere göre elbet değişir. Yaşanmışlıklarla birlikte karakterlerin arasında kendinizi buluvermeniz bu etkiyi çarpan etkisiyle katlayarak artırır. Biri öldü ve öldükten sonra yazdı. Başka bir izahı yok. Ölümle baş başa kalan insan, sırası gelince ölecek olan insan. Lakin ölüm bir hastalık sonucu, insanı yavaş yavaş beklenen, acılarla birlikte yaşarken ölünen noktaya getirdiğinde, o iç hesaplaşmaların acısıyla neler yaşanacaksa, onu yaşatmış Tolstoy. Sonucu bilinen ve beklenen durumda, ölecek insanın en yakınlarında, çevresinde aşağı yukarı nasıl davranışlar olacaksa, net bir şekilde ortaya koymak büyük bir gözlem yeteneği herhalde. Anlamsızca geçen bir yaşam, can acıtan samimiyetsizlik ve kocaman yalan. Ritüelleri gerçekleştirmek için söylenen yalanlar. İvan İlyiç’İn Ölümü sadece hasta bir insanın ölümünü anlatmaz, hasta ölecek ve diğerleri yaşama devam edecektir. Bu kadar net ve soğuk bir şekilde verir bu gerçeği. Okuyucunun yaşı da önemlidir diye yazmadan edemedim.
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.