Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hepsinin canı cehenneme
Bizi yıkmak isteyenler bizim kuvvet temellerimizin ne olduğunu iyi bilirler ve önce bunları yıpratmaya, Türk tarihine ve Türklere karşı eski iftiraları yeni şekiller altında hortlatmaya çalışırlar. Bugün dünyanın hür olmayan kısmında ve peyklerinde Türk tarihi aleyhine sistematik bir iftira kampanyası açılmıştır.
imsel şekiller (benzer şekiller)
Bir tablo ile onun çekilmiş fotoğrafı imsel şekillerdir. Fotoğrafı tablonun boyutlarını küçültürse de tablonun çizg­ileri ile fotoğrafının çizgileri arasında hiç değişmeyen aynı oran vardır. Açılar ise eşit kalırlar.
Reklam
REHBER ve SEMBOLLER...
Kelimeler, şekiller, renkler ve sesler, semboller, semboller, İçindeyiz... Ânı ânına çakıp sönen, sönüp çakan şimşekler, Bense rehber, çıktım artık hayatlarından, dördü de öldüler...
Sayfa 138 - 8.Levha, Ruhî Çizgiler -Rolün Sonu- İBDA YayınlarıKitabı okudu
342 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Tanıştığımıza Memnun Oldum
Kitaptan aldığım notlara geçmeden önce zihnimde tortu şeklinde kalan düşünceleri paylaşmak istiyorum. Ethica’yı değerlendirirken “Teolojik, politik inceleme” ile birlikte okumak gerektiği kanaati oluştu bende. Tabi felsefe bir silsile olduğu için Platon ve Aristotales’den (Presokratlar ve Sokratesin düşüncelerini fragmanlar şeklinde bu iki
Etika
EtikaBaruch Spinoza · Dost Kitabevi Yayınları · 20191,579 okunma
gerçek acıtmaz beni Güne sabah namazı arkası yazı dersiyle başladım. @be- hiyemalkoc heyecan verici bir alıştırma getirmişti derse. Bir Didem Madak şiirinin her dizesini okuyor ben de iki dakika içinde alt satırlar yazıyordum. Sonucu çok sevdik ikimiz de: “Düşündüğünüz kadar iyi bir insan de- ğilim ben. Kalbim o kadar temiz, niyetlerim o kadar
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Osmanlı İmparatorluğu’nun son safhasındaki mühim mütefekkirlerimizden birisi olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, aynı zamanda, gerek babasının konsolos olmasından (“şehben-der” konsolos demektir) gerekse de sık sık sürgün hayatı yaşamasından ötürü, farklı ve yenilip yutulması zor fikirlere açık bir zâttır. Kendisini daha ziyade A’mâk-ı Hayâl
Garip İlimler ve Ruh Çağırma
Garip İlimler ve Ruh ÇağırmaFilibeli Ahmed Hilmi · Büyüyenay Yayınları · 20231 okunma
Reklam
MÜPHEM
Ah,neler hissediyorum da tahlil edemiyorum. Bir şey yazmak, o duyguların içinden bir şey çıkarmak istiyorum ama bir kere ne yazmak istediğimi tayin edebilsem. Şurada -beynini gösteriyor- bir şey var, bir şey duyuyorum ama rüyalarda tutulamayan şekiller gibi parmaklarımın arasından kaçıyor. Bilir misin nasıl bir şey? Bak şu semaya, ne görüyorsun, mailiklerden mürekkep bir derya. Gözlerinle onun içine girmeye çalış; o mailikleri yırtmak için çalış uğraş,ne görüyorsun? Mai...Daima mai... Değil mi? Sonra, bak ayağımızın altındaki toprağa, ne buluyorsun? Donmuş, simsiyah bir renk... Of!.. O siyah tabakaları parçalayarak içeriye bak; in,in,in ne kadar inebilmek mümkünse o kadar in; ne buluyorsun? O siyahlılklar içinde ne buluyorsun? Siyah... Daima siyah değil mi? İşte öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mai ve daima mai; aşağı bakılsa siyah daima siyah... Bir şey mi mai ve siyah olsun. Hasta mıyım, bilemiyorum fakat ah! O ne yazmak tasvir edilmiş görmek mümkün olsa; işte o vakit, zannediyorum ki artık ölebilirim; hayatta nisabını tamamıyla almış bir adam hükmünde gözlerimi kapayabiirim...
Sayfa 45 - Ahmet CemilKitabı okuyor
Zihni görmediği bir varlığın tutkusuyla meşgul olan kişi, düşünceleriyle baş başa kaldığında hayalinden ona şekiller çizer, kıyafetler giydirir, renk ve koku isnat eder, tavır biçer.
Eskiden kocakarılar dilek kuyularındaki simsiyah suya bakar bakar da en sonunda fazla bakmaktan şekiller, kıpırtılar görmeye başlar, bunları da görmek iste­dikleri şeylere yorarlarmış. Kendine uzun uzun bakmak da bence biraz böyledir. Üstelik nasıl her resminde insan farklı çıkıyorsa kendi içine her bakışında da başka bir şey gö­rüp şaşabilir. Uzun uğraşlardan sonra bir an durup bakma­lı o kadar.
Ve aradan yıllar geçti,yeni nesiller geldi.İsimler ve şekiller degişti,fakat degişmeyen tek şey vardı; hak ile batılın amansız mücadelesi:
Reklam
Ey sevgili, viraneyim ben; Kadıköy vapuruyla bir dallanıp budaklanmış, Bir parça aşkına Şekilsiz şekiller çizen Çığlık çığlığa kalmış; O kör martıyım ben!
“Benim burada ne işim var?” diye sorduğunuz oldu mu hiç ? Bir labirentin içindeymişsiniz ve kaybolduğunuzdan eminmişsiniz de, her dönemeci kendiniz yarattığınız için bu tamamiyle sizin suçunuzmuş gibi hissettiğiniz? Üstelik dışarı çıkmanızı sağlayacak birçok yol olduğunu da biliyorsunuz çünkü labirentten çıkmayı başarmış, dışarıda gülüşüp oynayan insanların seslerini duyuyorsunuz. Çalı çitlerin arkasından arada bir görüyorsunuz onları. Yaprakların arasından gelip geçen şekiller halinde. Öyle mutlu görünüyorlar ki onlara değil, bu işi onlar gibi yapamadığınız için kendinize kızgınsınız. Oldu mu hiç? Yoksa bu labirentte kalan bir tek ben miyim ?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.