Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nidelüm devr sunarsa sana şerbet bana zehr Bu cihan böyle olur gâh bana gâh sana Necâtî
Şu ortalıkta dolaşan "aşk" kelimesi sürü tarafından en sık yapılan karıştırmadır. Aşk bir kimyevi üreme bulamacı değildir. Nabız artışı değildir. Sempatik sinir sistemi değildir. Yanağa kan yürümesi veya falancayı kafaya takmak değildir. Obsesyon hiç değildir. Belki biraz sürünmektir, yürümektir ama bir tarafa doğru koşmak değildir. Bir istek formu değildir. İnsana has da değildir. Karşılık şart olmadığı gibi karşılıksız olması hemen hemen şarttır. Ulaşılsa da ulaşılamama hissi şarttır. Şiir şarttır, şarkı şarttır, intihar tercihe bağlıdır. İlahi ve süfli diye çeşitleri yoktur; aşk tektir. Kabı değişir, şerbet aynıdır. Aynı şerbet aynı aşığı aynı yakar...
Reklam
Îro Girya Me Tê • Feqîyê Teyran
îro werin lêzim werin Cîran û xelkê Hêşetê Hûn rayekê li min bikin îro qewî girya me tê îro qewî j`me tê girîn Sosin li mêrgan xeyirîn Sed heyfa lêvê şekirîn
Aşkı bir kadeh içine sığdırmaya kalkışmak gibi "aşk kadehi" tabiri ve "bir içim şerbet" gibi nitelemelerle ne kadar küçültmeye kalkışıyorlar. Oh, ben bunu böyle görmüyorum! Bizim aşkımız böyle değildir. Pek büyüktür, pek geniştir. Öyle kadehler içine sığacak, bir yudum da bitecek bir şey değildir. Nasıl anlatayım! Bu bir derya gibidir. İşte sanki ben de onun içine düşmüşüm de boğuluyormuşum gibi bir halde bulunduğumdan bu halimi de anlatmaya gücüm yokmuş. Ancak boğulduğum halde ben ölmüyorum, bu beni öldürmüyor. Bilakis yudum yudum hayat veriyor.
Nabza göre şerbet vermek, konuşulması gereken yerde susmak, şovenist kabadayılıklara, tantanalı döneklik ve günah çıkarma törenlerine rağbet etmek bir entelektüelin kamusal rolüne en çok gölge düşüren tavırlardır.
Dünyada ne terbiyesiz insanlar bitecek ne de ortada olan bir değerin negatif kat sayısıyla çarpıp kendini önümüze serenler bitecek... Ne bugün böyle yarın başka biçimde konuşanlar bitecek ne de savunduğu şeyin arkasında durup tersini dilinin üstünde tutanlar bitecek... Ne hep sevgi deyip nefreti yüzünden dökülenler bitecek ne de her yerde farklı renklere bürünen riyâkarlar bitecek... Ne nabza göre şerbet dağıtanlar bitecek ne de mürâi kılıklılar bitecek... Vur dünyaya bir daha dönsün güneş doğup batsın yine,değişmeyecek hiçbir şey ne tastaki şerbet ne de o nabız durmayacak...
Reklam
"Kaynar çorba, buzlu şerbet olmaz, dişi çürütür; koca kişi, körpe avrat uymaz,işi çürütür."
108 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
2022/52. Kitap: Baharda Yine Geliriz. Barış Bıçakçı'dan; Bizim Büyük Çaresizliğimiz ve Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme'den sonra okuduğum 3. kitap... Baharda Yine Geliriz; 22 kısa öyküden ve şehir rehberi adında her biri yarım sayfalık 10 bölümden ve 108 sayfadan oluşuyor. Baharda Yine Geliriz; kısa öykülerle yoğurulmuş bir kitap. Öykülerin kısa olması alışılmış giriş, gelişme, sonuçtan ziyade bir kesit sunulmasını sağlıyor. Bıçakçı insana; insanı ve şehri anlatıyor. Yenilen, üzülen, kırılan, hasret kalan, acı çeken ve hayat denilen muamma içinde kendini zaman zaman bulan ve sıkça kaybeden günümüz insanını anlatıyor. Her öykü bittiğinde ağızda bir şerbet tadı kaldığını ifade etmek yerinde olur zannımca. Kitaptan bazı alıntılar: "Mükellef siz misiniz? diye soruyor. Hayır, diyorum, ben tedirgin" (63). "Çıkıp bir sokakta yürüsek şehrin boğazına kaçmış gibi oluruz." (65). "Güzel bir kitap okumak ve ömrümün geri kalanını o kitabı okuduğum yerde geçirmek istiyorum. İnsan güzel bir kitap okuduğu yerden nasıl ayrılabilir" (68). "Zihnimizin derinliklerinde iri bir balık gibi ağır ağır geziniyor felaket beklentisi" (85). Kısa öyküler seviyorsanız mutlaka okumalısınız. :)
Baharda Yine Geliriz
Baharda Yine GelirizBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20201,900 okunma
Gül diktiğin bahçede Sana tuzak kurdular. Şerbet sunduğun tasta Geri zehir verdiler... Sustum artık Zâkilere bu yeter. Çok bağırdım
..3k Gülüşün şerbet YasEm..
Okuyacağından bile emin değilim. Ama olsun, yine yazacağım. Kim bilir belki gülüşüne denk gelir..
İltihaplı Bir İlham: Dilba
İltihaplı Bir İlham: Dilba
Emin Yalçın
Emin Yalçın
Reklam
"Öğretmen bir köyün her şeyidir" diyerek girmişti sözüne."Bu, aslında bir Peygamber mesleğidir. Muhtaç insanlara ilim, medeniyet ve irfan götürmek kadar faydalı daha ne olabilir? Bunu yapabilmek için de, nabza göre şerbet vermeyi iyi kavramak lâzımdır. Doğru bir şeyi anlatırken, kırmadan,ürkütmeden ve damarına dokunmadan yapmak gerekir.Yapayım derken, bütün bütün bozmamaya dikkat etmek çok önemlidir.
Herkes dürüstlük abidesi gibi dikiliyor karşına Ve sen nabza göre şerbet dükkânı açmışsın Ticarete atılmanı takdir etmiyorum sanma Fakat benim ruhum kimsenin sermayesi değil Aklında bulunsun isterim! [Özgür Gümüşsoy // Küba Asıllı Bir Aşkın Tahammül Sınırları]
Geçmişte, elde edilen her bilgi, tecrübe ile birleştirilir, sonra da yeni nesillere aktarılırdı. Mesela günümüzde kaç marangoz, ağacın tıpkı mıknatıs gibi artı ve eksi kutbunun olduğunu ve şayet ağaç kutbuna göre işleme tabi tutulmazsa sorun çıktığını bilir? Günümüzde kaç genç kız, sirke, yoğurt, tarhana, hoşaf, şerbet, sadeyağ, ayran, peynir, pekmez, maya, ekmek, bulgur gibi ürünleri yapmasını bilir? Kaç kişi, deterjan bulamadığında meşe külüyle çamaşırlarını yıkayabilir? Kaç insan, bitkileri tanır ve onları sağlıklı kullanabilir? Kaç delikanlı bez yakıp külünü yaraya basarak, kanamanın durdurulabileceğinden haberdar?
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.