Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeymanur EFE

Şeymanur EFE
@seyma_nur_efe
Öğrenci
Tıp
23 Ocak
16 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Yok, yok şaşkın olma! Büyük nizamın hikmetini iyi oku! Bak; Okumak Bilmeyen neler okudu? Sen de O'nun okuduklarını dinle.
Reklam
Bir süre sonra tüm öğrendiklerini unutacağını da anladı. Gördüğü tüm vizyonları hatırlamak istedi. Ve kendisine Dumanlı Ayna ismini koymaya karar verdi. Böylece daima maddenin bir ayna olduğunu oradaki dumanın bizi kim olduğumuzu bilmekten alıkoyduğunu hatırlayacaktı. "Ben Dumanlı Ayna'yım. Çünkü her birinizde kendimi görüyorum ama aramızdaki dumandan ötürü birbirimizi tanımıyoruz. Duman Rüya'dır, siz de rüya gören aynasınız." dedi.
Biz ağaca baktığımızda onu dinler ve ondan çok şey öğreniriz. Siz beyazlar, ağaçtan ne kadar kereste ve kâr elde edebileceğinizi hesaplarsınız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nasıl ki kurtlar cesetleri çürütüyorsa günahları da bu tuvaldeki figürü öyle çürütecekti işte. Güzelliğini mahvedecek, tüm zarafetini yiyip bitirecekti. Onu kirletecek, bir utanç nesnesine dönüştürecekti. Her şeye rağmen o şey bir türlü can veremeyecek, ilelebet yaşayacaktı.
Sayfa 138Kitabı okudu
Sıradan faniler yaşamın sırrına erebilmek için beklemek zorunda kalırken seçilmiş bir avuç azınlık daha perde kalkmadan bu sırra vakıf olabiliyordu. Bu, çoğu zaman sanatın, özellikle de edebiyatın etkisi ile mümkün olabiliyordu çünkü sanat da edebiyat da arzular ve zihinle ilişkiliydi. Bazen de karmaşık karakterler sanatın yerine geçer, onun işlevini yerine getirirdi. İşte bu insanlar sanatın ta kendisiydi; resim gibi, şiir gibi, heykel gibi onlar da yaşamın yarattığı şaheserlerdi.
Reklam
Kötü şairlerse büyüleyicidir. Kafiyeleri bozuldukça kendileri güzelleşir. İkinci sınıf bir sone kitabı yayımlamak bile insana karşı konulmaz bir cazibe katar. Yazmayı beceremediği şiiri yaşamaktadır. İyi şairlerse gerçek hayatta yaşamaya cesaret edemedikleri şeyleri şiire dökerler.
Shakespeare, "Bütün dünya bir sahnedir." der. Bütün dünya bir sahneyse eğer, içimizdeki tüm özellikler, yüklendiğimiz tüm roller, kimlikler de oyuncularıdır bu sahnenin. Sahnedeki oyuncular da sahnelenen oyun da anbean değişse de bazılarının rolü diğerlerinden daha uzun sürse de değişmeyen, sabit kalan bir şey vardır. Her şey değişirken, sahnede olup bitenleri izleyen aynıdır. Olup bitenleri fark eden aynıdır.(Gözlemleyen Ben)
Anlayabilmek için en kötüsünün başa gelmesini beklemek ne acı. Neden mutluluğu, ancak çekip giderken çıkardığı sesle tanıyabiliyoruz?
Hepimizin özgür iradesi vardır ama ancak gözlerimizi, geçmişimizin ve bugünümüzün gerçeklerine açtığımız zaman özgür iradeden olabildiğince yararlanırız.
"Sen şimdi uçlarından kan damlayan kızıl saçlarının çevrelediği yüzün gözyaşlarınla ıslak, yatağına uzanmış tavana bakıyorsundur Suzan. Sevmenin seni hala yakıyor olmasına şaşıyorsundur. Ben de şaşıyorum."
Reklam
Aşk tek bir anda sonsuz yaşamanın; kendini daha önce hiç görmediğin gibi görmenin, bu gördüğün şeyin önceki özalgılarından ve özyanılsamalarından çok daha anlamlı olduğunu anlamanın yoluydu.
Sonradan kavrayacağım üzere, burası başka şeylerin içine sarılmış şeyler gezegeniydi. Ambalajların içinde yiyecekler. Kıyafetlerin içinde bedenler. Gülüşlerin içinde hakaretler. Her şey başka şeylerin içine gizlenmişti.
"Kimi gün dünya haritasını gözümün önüne getiriyorum, sonra da üzerine seni uzatıp düşünüyorum: Bu dünyada benim ayakta kalabileceğim alanlar senin haritada vücudunun örtemediği yerler."
Sun Zi der ki: Eskilerin iyi savaşçıları önce yenilmezliği sağlar, ondan sonra düşmanın yenilebilirliğine bakarlardı. Baş edilemezlik kendimize, baş edilebilirlik düşmana bağlıdır.
"Oraların göğünde de uçurtma var mıdır?" Sizin gittiğiniz her yerde uçurtmalar olurmuş. Öyle söyledi Zeynep. O uçurtmaları vurmasınlar İnci...
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.