1168. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Biriniz uyuduğu zaman şeytan onun ense köküne üç düğüm atar. Her bir düğümü attığı yere, 'Gecen uzun olsun, yat, uyu!' diye eliyle vurur. Şayet o kimse uyanarak Allah’ı anarsa, düğümlerden biri çözülür. Abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Bir de namaz kılarsa, şeytanın attığı bütün düğümler çözülür ve böylece neşeli ve huzurlu bir şekilde sabahlar. Allah’ı anmaz, abdest alıp namaz kılmazsa uyuşuk ve tembel bir halde sabahlar.”
Buhârî, Teheccüd 12, Bed’ü’l-halk 11; Müslim, Müsâfirîn 207. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 18; İbni Mâce, İkâmet 174.
...
Vaktinde kalkıp namazını kılan, seher vaktinin feyzinden istifade eden kimsenin korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşacağını ve nice ilâhî lutuflara sahip olacağını şâir ne güzel anlatmıştır:
Âlemin neş’eli sabahında
Göz açandan gider bütün korku
Her seher feyz-i Hak olur taksim
Rızka mânidir ol zaman uyku
William Blake"Her şair şeytan heyetindedir" demişti. Ibsen Peer Gynt'in bir kopyasını, kitabın başındaki boş sayfaya şunu yazarak vermişti:
Yaşamak, kalp ve ruhtaki trollerle savaşmaktır.
Yazmak, kendini yargılamaktır.
William Butler Yeats ise şunları söylerken sanki bütün şairler için yazıyordu:
Ve kalbimde daemonlar ve tanrılar
Sonsuz bir savaş sürdürüyorlar...
3.
Ve insanlardan öyle kimseler vardır ki; hiçbir bilgisi olmadığı halde, Allah hakkında ileri geri konuşurlar ve bütün azgın şeytanların peşinden giderler.
4.
Onun hakkında yazıldı: ona uyan kesinlikle bilmelidir ki, şeytan onu saptırır. Ve onu Sair'in azabına iletir.
5.
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra yeniden dirilmekten kuşkunuz varsa; bilin ki Biz, sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra bir alakadan , sonra yapısı belli belirsiz mudğadan yarattık. Ne olduğunuzu bilin diye size açıklıyoruz. Ve Biz, dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız. Sonra kiminiz ergenlik çağına ulaşır. Ve sizden bir kısmınız vefat ettirilir. Kiminiz de ömrünün en kötü dönemine erişir; bir şey bilmez yaşlı bir bunak haline gelir. Yeryüzünü kurumuş ölmüş görürsün, ama üzerine su indirdiğimiz zaman yeniden hareketlenir, kabarır ve her bitkiden göz alıcı çiftler bitirir.
İşte Emin Kâmil'in istediği de bu!.. Bir şey anlaşılmadan garip bir tesir yapmak... Ne kadar basit insanlarız... Doğru dürüst oturup düşünürsek bu manzumenin dünyada yazılabilecek en basit hokkabazlıklardan, boş laflarından biri olduğunu eminim ki teslim ederiz. Hiçbir derin ve kuvvetli hisse, hiçbir büyük ve insanı sarsan fikre dayanmadan,
Bir zamanlar Basra vilayetinin halkı İbrahim-i Edhem hazretlerine müracaat ederek dualarının kabul olunmadığından şikayet etmişler. "Halbuki Cenâb-ı Hakk'ın duaların kabul olunacağına dair sözü vardır." demişler. İbrahim-i Edhem hazretleri cevaben şöyle buyurmuşlar:
"On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüştür. Tabiatiyle
Ne kadar basit insanlarız... Doğru dürüst oturup düşünürsek bu manzumenin dünyada yazılabilecek en basit hokkabazlıklardan, yavelerden biri olduğunu eminim ki teslim ederiz. Hiçbir derin ve kuvvetli hisse, hiçbir büyük ve insanı sarsan fikre dayanmadan, sırf göz boyamak, esrarlı görünmek için yazılan bu beş on satırda, bir talebede bile mazur
Sözcükte zeka, ancak sefil ruhlar için gereklidir, zengin ruhlar ise ketum olur - bunu aklının bir köşesine not et şair, zeki ve bulduğu her köşede boş boş konuşmayı seven dostum!
İşte Emin Kâmil’in istediği de bu!.. Bir şey anlaşılmadan garip bir tesir yapmak... Ne kadar basit insanlarız... Doğru dürüst oturup düşünürsek bu manzumenin dünyada yazılabilecek en basit hokkabazlıklardan, yavelerden biri olduğunu eminim ki teslim ederiz. Hiçbir derin ve kuvvetli hisse, hiçbir büyük ve insanı sarsan fikre dayanmadan, sırf göz