Yine alıntısı bol bir kitap burdan bile okumanızı istediğimi belli ettiğimi düşünüyorum. Divan edebiyatı çok başka bir şey. Dili ayrı, manası ayrı ağır bu ağırlığı en başta anlamak zor geliyor hatta bazı yerler açıklanmasına rağmen zor anlaşılıyor 
Hayati İnanç sağ olsun kolaylaştırmış. Buna rağmen bazı yerleri hala anlayamadığım oldu bunu da “ Şiir flu bir alandır, biraz zor anlaşılır.” deyişine yoruyorum.
Şuna da değinmek istiyorum bir önceki kitabın incelemesinde de bahsetmiştim sanıyorum ben eskilerin kısa sözle çok laf edenlerine, kelimeleri kılıç gibi kullananlarına, öyle bir laf ki ağzınız açık kalıyor hani işte onlara bayılıyorum. Sanırım beni Divan Edebiyatına bağlayan, sevdiren şey bu. Siz de kendinizde bunu görüyorsanız buyrun okuyun tavsiye ederim.
Bu kitabı eleştirecek sadece şunu söyleyebilirim kitabın içinde bazı yerlerde ingilizce de karışmış yerler vardı. Divan edebiyatı diyince araya başka diller karışsın istemezdim benim nazarımda eleştirebileceğim kısım bu akıcılığı bozmuştu. Hani çekirdeği yersiniz yersiniz araya bir bozuk gelir bütün tadınız kaçar onun gibi oldu desem yeridir.
İlk kitaba kıyasen bu daha akıcı ve kolaydı. Zaten içeriğinde yoğun bir resim çalışması kullanılmış her sayfada mevcut o yüzden hızlı hızlı gidiyor. İlk kitapta resimler yoktu. Teşekkürler.
Mustafa Kemal
"Başbuğunuz kimdir?" dedim.
"Cesurların başında bulunandır" dedi.
Hürmetle sağ elinin parmağını kaldırarak mavi gözleri şiir ve Hülyalı, Şahika gibi yüksek alnı nur ve alevlerle haleli sarışın birini gösterdi. Baktım: Bu da eski kahramanlar gibi yüksek dağların yıldırımlı, bulutların üstlerinde kartallarla hürriyeti aynı kaynaklarla içmiş bir kahramandır. Anladım ki bu da bütün arzı bir malikâne, bütün insanları köle gibi kullanmak isteyen harislerin önüne silahların en adliyle atılmış bir başbuğdur.
...
"Nereye gideceğim öyle mi?
Anadolu'ya! Senin dünkü boğaz nöbetçilerinin, bugünkü Hürriyet ve İstiklal kahramanlarının bulundukları yere!
Niçin gideceğim öyle mi?
Senin için, senin çocukların için; seni kurtarmak için, senin esir ve mazlum çocuklarını kurtarmak için ey İstanbul!"
Mustafa Kemal 
Mehmet Emin Yurdakul 
Türkmen Genç
