Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!
Bir âna sığan zamanın
Şiirini yazmak isterim
Ya da bir çağı sürükleyen duyguların...
Kitaplardan alınlı mı yapayım?
Noterden onaylı belgeler mi dağıtayım?
Nerden başlasam bilmem ki?
Her şeyi anlatmak gelir içimden
Ve sonra çekip gitmek...
İşte bugünlerde, neden kelebek
Olup uçtuklarını anladım
Sonunda ipekböceklerinin...
Ben bir ipekböceği değilim
Ama kozam şiirlerim benim.
seni hiç görmeseydim ismini hiç duymasaydım
belki kendime göre rezilce saadetlerim olurdu
*
benim bu çektiklerimi bir çocuk var ki anlıyor
kendimi yerden yere vuruşumu içimdeki zehiri
bir çocuk var ki anlıyor benim gibi kahroluyor
odasında şiirlerim fukara mumlar gibi yanıyorlar
sen o çocuk değilsin sen artık çocuk değilsin
dudakların eskisi gibi beyaz değiller biliyorsun
*
Sen unutulmuş bir adamsın
Anlaşılmamış şiirlerim gibi
Bütün güzelliğiyle unutulmuş
Şiirlerim ki; yalnızlığa benzer
Öylesine mahzun, öylesine kahrolmuş!
Beni tasfiye ve tavsiye arasındaki karışıklıkta
Müsait bir yerde bırak sevgilim.
Hem otuzumu geçtim azıcık
Gerisini ben yürürüm artık.
Çizgili olsun, buruşsun yüzü,
Şiirlerim için yaşlanma etkilerini geciktirici krem
kullanmayacağım.