Küçük İskender
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri
Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs
Sana bugün bir mektup yazdım:
En çok
En çok güllerden sözettim
Bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeğe özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki! O kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor? Tabiatın seni zorladığı bütün faydalı işleri gördün bitirdin, işsiz güçsüz kaldı da mı başka işler çıkarıyorsun kendine? Sen tut, tabiatın şaşmaz, hiçbir yerde değişmez kanunlarını hor gör, sonra o senin yaptığın, bir taraflı, acayip münasebetsiz kanunlara uymaya çabala. Üstelik bu kanunlar ne kadar özel, dar, dayanıksız, gerçeğe aykırı olursa gayretlerin de o ölçüde artıyor senin. Mahalle papazının sana emrettiği gündelik işlere sıkı sıkıya bağlanırsın; Allah’ın, tabiatın emirleri umurunda değildir. Bak, bir düşün bunlar üzerinde: Bütün hayatın böyle geçiyor.
Yaklaşın yamacıma bir mevzudan bahsetmek dilerim:
Burada her şuurlu kardeşimin bir cemaati veya sempatisi olduğu hocaları var. Bir ipe sarılmış olmak ne güzel bir durum olmakla birlikte burada bir sıkıntılı mesele de var. Bence meselenin adı: "Cemaatini dininin önüne geçirmektir." Şunu anlıyorum ve bende bu kısmına dahilim üstelik. Kişi
Hayatın kolay olduğunu mu düşünüyorsun? Hayır, hiç kolay değil! Dünya, için için karanlık bir gecedir ve herkes kendi yoluna ışık tutmak zorundadır. Hepimize on parmak verilmiş, ama herkes alabileceğinden daha fazlasını almak istiyor. İnsan güçlü olmalıdır. Gücü yoksa, kurnazlık etmelidir. Küçük ve güçsüz olanlar cennette de, cehennemde de bir işe yaramazlar! İnsanlarla bir arada yaşa, ama yalnız olduğunu da unutma! Herkesi dinle, ama kimsenin sözüne inanma! Onların sözünü dinlersen yolunu şaşırırsın. Çeneni sıkı tut. Evler ve şehirler lafla değil, para ve baltayla yapılmıştır.
Karanlığı aralık bıraksan içeri peri sızar
sıkı sıkıya kapatsan karanlığı
ben sende mahsur kalırım
sevişirken yüzüne düşen gözyaşım
eski bir falcının sihirli küresi
tut onu avucunda ve bana
oku geleceğimi kopart
kopart toprağımı artık bu kıtadan!