Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oysa ömür boyu bir arada olmuşlardı . Kederde hemhaldiler. Sırsa sırdaş , sabırsa taş, yükse hamal , daima birlikteydiler. Ama sohbette lal, sevgide çekingen , itirafta kusur kaldılar. Böyle olunca , ne gönül rahatlığıyla birbirlerinin yüzüne bakabildiler ne de hepten uzaklaşacak takati bulup kaçabildiler .
Sayfa 180
İç ne güzel şey... İç ne güzel sırdaş. Her şeyi saklıyor. Kimseler göremiyor, duyamıyor, bilemiyor.
Reklam
Delice aşkın bütün belirtileri vardı bende, ama kelime bir türlü gelmiyordu. Sanırım böyle anlarda sizinle alay ederek hatta kötü niyetle bile olsa aşık kelimesini telaffuz edecek bir sırdaş lazımdır, soruyu kendimize de soralım diye çünkü o zaman cevap kesindir.
Aslında civarda okyanusa açılan pencereleri olan bir ev bulup yıllarca hiçbir şey yapmadan da oturabiliriz. Ve üstelik kaçınılmaz sonumuz olan zihinsel ölümümüze de büyük yardımcı olur... Ama biliyorum, izin vermeyecek insanlar rahatça kendimizi yok etmemize. Arkadaş olacaklar. Aşık olacaklar. Sırdaş kesilecekler başımıza. Robinson'un bile yanına Cuma'yı veren dünya, üzerinde yaşayan bütün insanları tanıştırma gibi hastalıklı bir saplantıya sahipken uzak kalmamız çok zor olacak gündüzün ve gecenin seslerinden... Ve o yeri bulana kadar gideceğiz Kinyas'la Benzin bitene, nefesimiz tükenene kadar değil! O yeri bulana kadar...
Aşkla, acıyla ve gençlikle kaynayan bir ruhum vardı; artık sen yoktun, yaşayan hiçbir canlı varlığa güvenip de sırlarımı açmaya cesaret edemiyordum; dolayısıyla sessiz bir sırdaş seçtim kendime: kâğıdı.
Aşkla, acıyla ve gençlikle kaynayan bir ruhum vardı; artık sen yoktun, yaşayan hiçbir canlı varlığa güvenip de sırlarımı açmaya cesaret edemiyordum; dolayısıyla sessiz bir sırdaş seçtim kendime: kâğıdı.
Sayfa 150 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları II.baskıKitabı okudu
Reklam
“İç ne güzel şey… İç ne güzel sırdaş. Her şeyi saklıyor. Kimseler göremiyor, duyamıyor, bilemiyor.."
Bir çocuğu (yetişkin olsa bile) evlilik terapisti ya da sırdaş olarak kullanmaktan kaçının. Çocuklar, aile üyeleri hakkında kendi gerçeklerini kendileri öğrenmelidirler..
Sayfa 182Kitabı okudu
Harfler çoğul, kelimeler tekil, cümleler oluk oluk. Bir suskunluk , bir ıssızlık; çıldırasıya bir savaş... Ben, kendime yoldaş, bir yıldızlar bir de kendimdir sırdaş. Kim bilir, kaç tekrar dinleyip, kaç kez direneceğim? Bir elime ah'ı, bir elime affı verip; tartın diyeceğim. Ben , kendimi suale çekeceğim. Nereye varırım bilmem, lakin teraziyi en ortaya dikeceğim. Ben ve diğer ben, doyunca ve yorulunca pes edeceğim... An'lar ve yarınlar boyu , bunları hep tekrar edeceğim. Ve sonra, yazacağım al-açık ; "daha yeni başladık, dinleyin!" diyeceğim...
Ama biliyorum, izin vermeyecek insanlar rahatça kendimizi yok etmemize. Arkadaş olacaklar. Âşık olacaklar. Sırdaş kesilecekler başımıza.
Reklam
Sırsa sırdaş, sabırsa taş, yükse hamal, daima birlikteydiler. Ama sohbette lal, sevgide çekingen, itirafta kusur kaldılar. Böyle olunca, ne gönül rahatlığıyla birbirlerinin yüzüne bakabildiler ne de hepten uzaklaşacak takati bulup kaçabildiler.
Geçmişte yaşanan ve unutulmayan kederler, derin düşünceler, umutsuzluklar, melankoliler, ruhun sırdaş bir ruha bağlandığı temas noktalarıdır.
Önsöz...
"Susuyorsun istesen de istemesen de, seni bir zamanlar ortada bırakmış olan insanlara ne denli uzak kaldığını yeniden, içinde bir şeyleri sürekli olarak değiştirerek, dahası hep eksilterek anlayıveriyorsun. Yazılar, senin aynan, bir diğer deyişle bilinçaltına attığın yansıman, o insanlara söyleyemediklerin ya da bir şekilde söyleyebilme olanağın, bir dost, bir sırdaş arayış umudun oluyor."
Sevgili Mektupkardeşim, Çoğunlukla karşılaşmayız bile seninle. Mektuplaşır dururuz. Yaklaşırız içten içe, konu komşu olur, eş dost olur, dertdaş sırdaş oluruz kendimize çaktırmadan. Muhtaç oluruz birbirimizin varlığına, birbirimizin ihtiyâcı oluruz. Harfler söze, sözler sohbete, sohbetler muhabbete dönüşür gel git. Muhabbetler sese, sesler vahye. Sen beni vâr edersin ben seni. Demden deme geçeriz mektup mektup, sen hiç olmadığın kadar sen olursun, ben bir de bakarım ta kendisiyim kendimin. Hep senin sayende. Bağlanır giderim güzel varlığına. Olur mu derler, olur, insan hiç görmediğini de özler; ben seni çok özlerim.
Sayfa 165Kitabı okudu
Aile içinde ve özellikle eşler arasında merhametin egemen olmasını besleyen unsurlar arasında eşlerin birbirlerini öncelikle "insan" ve "din kardeşi" olarak, sonra da "dost" ve "arkadaş" olarak görmeleri ve birbirleriyle akraba, sevgili, sırdaş, yoldaş olduklarını unutmamaları sayılmaktadır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.