Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatın içinde kaybolup gitmek...
Oyalanmayla geçirilmiş bir hayat bireysel düzeyde eksik kalıyor. Dikkatinizi uzun süre veremez olduğunuzda, gerçekleştirmek istediğiniz şeyleri gerçekleştiremiyorsunuz. Bir kitap okumak istiyorsunuz, ama sosyal medya mesajlarından ve paranoyalarından başınızı alamıyorsunuz. Çocuğunuzla kesintisiz birkaç saat geçirmek istiyorsunuz, ama patronunuzdan mesaj geldi mi diye e-postalarınıza bakıp duruyorsunuz. Bir iş kurmak istiyorsunuz, ama sizde haset ve kaygı uyandıran Facebook paylaşımları arasında eriyip gidiyor hayatınız.
Sayfa 21
Yorum Sizde...
Her halk devletin başına ya akıllı, güçlü ve yetenekli liderleri ya da önemsiz ve beceriksiz kişileri geçirir. Bunlardan hangisinin devletin başına geçeceğini halkın ruh hali ve değerleri belirler. Halkın aklı, milletin irade- si ve vicdanı gelişiyor mu yoksa çürüyerek sefilce bir hayat içinde mahvolup gidiyor mu?
Sayfa 69
Reklam
Yolcu
Evi şahane bir bavuldan ibaret... Bavulda, birkaç kat elbisesi, çamaşırları, iskarpinlerinden başka, dünyada okunmaya değer bulduğu 40-50 kitap... Bavulun üstünde, hemen bütün Avrupa merkezlerinin lüks otellerinden, İran, Hindistan, Japonya'ya kadar, indiği yerlerin etiketleri... Bir İsviçre bankasında adına büyükçe bir fon yatıyor. Cebinde
Sayfa 175Kitabı okudu
Büyük salonun kapıya yakın bir duvarının önünde birdenbire durdum. O andaki hislerimi, bilhassa aradan bu kadar seneler geçtikten sonra, anlatmama imkân yok. Yalnız orada, kürk mantolu bir kadın portresinin önünde, mıhlanmış gibi durduğumu hatırlıyorum. Resimleri seyredip geçenler, vücutlarıyla beni sağa sola itiyorlar, fakat ben olduğum yerden
Sayfa 50 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
Etkileyici Bir Hidayet Öyküsü
Dindar olmayan bir baba ile Ortodoks olan bir annenin çocuğu olarak Ukrayna'da dünyaya gelmişim. Komünizmin bütün dinî yasaklamalarına rağmen bir köy kilisesinde gizlice vaftiz edildim. Evimde, "tek tanrı” inancıyla büyütüldüm. Dinî bayramları seviyordum ve İsa'nın dünyaya dönüşünün sevinci olan Paskalya öncesi kırk günlük orucu
Sayfa 117 - Arina
Reklam
Melek Mosso Temalar: Afallama, Kırılganlık, Nostalji Müzik yolculuğunuza baktığınızda insanlara ulaşmak çok yorucu oldu mu sizin için? İnsanlara ulaşmayı bir noktada bıraktım. Çünkü kimin neyi sevdiğini, neyden hoşlandığını bilemiyorsun. Çok göreceli bir durum bu. Bu konuda beni en çok yoran ailemden gelen baskı olmuştu.
Bana gönderdiğiniz rüyayı okudum: "...su hâlâ gidiyordu, kötü bir metafor oluyordu ben böyle batmam, böyle ıssız bir ada gibi dediğimde uyanıyordum daldığım rüyadan, sanki film kopuyordu, denizler gökyüzünden kopuyordu ve iri damlalar gibi birer birer adalar gözlerinde beliriyordu, pek uzun sürmüyordu bu yolculuk, adalar birer gözyaşı olarak
“Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiçkimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiçkimseden bir şey beklediğim yoktu.” Bir süre yoktum;( bence hayattada yoktum ders mi desek virüs mü desek bilemedim ama hem çok yoğun hemde çok sakin bir duraklama dönemindeydim. Yarın bu dönemden çıkmak istiyorum ilk burda gelip başlamak istedim. Siz ne yapıyorsunuz? Hayat gidiyor mu? Sizde benim gibi beni kimsenin umursamadığını düşünüp sizde kimseye umursamamazlık yapıyor musunuz?
Reklam
İnsanların filmde adı konmamış, hatta ifade edilmemiş yönler fark edip yorumlamaları hoşuma gidiyor. Filmlerin hayat bulması dediğimiz şey bu. İşte bu yüzden film çekiyorum; çünkü sohbete girmek istiyorum. Sohbet demek sizde olmayan şeyi başka birinden duymak değil midir? Hatta bu süreçte siz de kendinizde beklenmedik şeyler keşfedebilirsiniz.
KİTAP TAVSİYEM ALINTILAR Yaşamak,ölümcül bir hastalıktır... Biz,hayatı kutsuz olan emekçilerin gününü kutlarız... Ne tuhaf,askerliğini yapmamışa kız vermeyiz de çocukluğunu yapmamışa soru sormayız... Hepimiz,ötekinin merakının nesnesi olmak ve bireyleşme refleksiyle burada olup,bunu inkâr etmekle mükellef zavallılarız... Değiştirebileceğin