Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şuile

Şuile
@sleeee
Memento Mori... #68452610
Nurse
Lisans
Ankara
153 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
İnsan bazen, kendine de, başkalarına da acımak nedir bilmeyen kimselere de acıyor.
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Parla! Yüz yaşındasın
"Ey Türk Gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir."
Sayfa 525
Yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalıktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar. Elisabeth Kübler-Ross
"Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, Gören körler mi? Gördüğü halde görmeyen körler. "
Sayfa 330Kitabı okudu
Reklam
“Hepimiz susalım, sözlerin işe yaramadığı anlar vardır..."
Başımıza ne geliyorsa körlük yüzünden geliyor.
"Bir acı, sonuna kadar yaşanmadıkça geçmez, insanın yarım acıdan talihi yok; ya hep ya hiç. Ta ki hissizleşene dek acısını çekmek zorunda. Peki geçti mi? Hayır, aslında geçmedi; senin bir parçan oluverdi."
“… Ve güz geldi Ömür Hanım.”
“Hüznün bütün koşulları hazır. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım?” “Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu?”
 "Çünkü kadınlar milyonlarca yıl boyunca evlerin içinde oturdu, şimdi ise bu duvarlar onların yaratıcı güçleri tarafından delinmiştir.”
Reklam
”daha o gün anlamıştım feride, ben ömrümce seninle sınanacaktım. çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır.”
Radyolar, gazeteler, televizyonlar, sinemalar işi gittikçe azıtıyorlar, gün yirmi dört saat, "Özgürlük, eşitlik, kardeşlik için," diye durmadan bağırıyorlardı. Bu dünyada her şey karıncaların özgürlüğü içindi. Onlar eşit, bağımsız karıncalardı. Ve karıncaların karınları tok, sırtları pekti. Ve karıncalar sırtlarının pek, karınlarının tok olduğunu televizyonlar, radyolar, gazeteler, sinemalar söyledikleri için inanıyorlardı.
O kadar ağır işler yükleyeceğiz ki onlara, düşünecek bir anlık bile zamanları olmayacak. Bu karıncalara hiçbir zaman başlarını bile kaşıyacak bir süre tanımayacağız. Hep iş, hep çalışma, hep açlık, hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar. Bu korkular onları kör, sağır, sersem, beyinlerini işlemez yapacak.
Hayal kurarken bile canımı sıkabilirim. Mutlu sonla biten hayalim olmadı hiç. Bu dünyada herkesin bir yükü var. Benimki de hayallerim...
145 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.