Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“İnsanlar ve sokak çocukları arasında kimsenin göremediği bir sınır olurdu. Bizler bu sınırı en başından öğrenirdik ve umursamaz gibi görünürdük. Bakın görünürdük diyorum çünkü aslında içimizde ağlayan bir sınırdı bu bahsettiğim.”
Çocukluk ve ilk gençliği hikâyesini bitirmeden önce Mustafa Kemal'in çok onurlu olduğunu söyleyelim. Mahallesinde sokak oyunlarını seyreder, fakat katılmazdı. O zamanki arkadaşlarından birinin anlattığına göre bir gün komşu çocukları birdirbir oynuyorlarmış. Kendisini de çağırmışlar: - Gel, sen de oyna, demişler. Mustafa: - Peki, demiş ve olduğu yerde ayakta durmuş. - Ama eğil ki atlayalım, demişler. Mustafa başını sallıyarak: - Ben eğilmem. Üstümden böyle atlayabilirseniz atlayın, diye cevap vermiş.
Reklam
Nasıl bakıyor sizin gözleriniz? Kilitli bir kapı gibi mi, hiçbir ışık sızdırmayan? Karanlık ve kapalı mı? Hiç merak ettiniz mi, nasıl bakıyor sizin gözleriniz... Oğlu kaybolmuş bir anneyi gördüğünüzde, gözleriniz nasıl bakıyor? Bir zengin gördüğünde gözleriniz nasıl bakıyor? Bir general gördüğünde... Çocukları yerlerde sürüyen polislere nasıl
Sokaklar, sokak çocukları için geceleri aydınlanır, gündüzleri ise karanlığa gömülürdü.
Su, ekmek gibi hiçbir gıda verilmeyen bu Türk'e akla hayale gelmedik diğer vahşiyane işkenceler yapıldıktan sonra Şişmanyan tarafından verilen idam hükmü infaz edilirdi. Yani parça parça edilen Türk'ün cesedi kilisenin batı tarafındaki sokak içinde büyük kapının üstündeki Şişmanyan'ın oturduğu büyük odanın (bu oda yıkılmıştır) pencerelerinden sokağa sarkıtılırdı. Yine Komite tarafından sokak içinde toplanan Ermeni kadın ve çocukları yukarı odaya bağırırlar, "Kasap amca, bize bir okka et ver, amma sığı, koyun, keçi olmasın. İyi, yumuşak tarafından kıymalık olacak, Türk eti olsun ha!" derlerdi.
… sokak çocukları cinayetleri üstüne bir belgesel çekmek için Rio’daydı. Hayatını işine, yani l. Dünya’nın sulu gözlü röntgenciliğine adamış bir iletişim çağı misyoneriydi.
Reklam
"Aşksız karşılaşmalar! İnsanların yaradılışlarında, kavramlarında ne tuhaf bir büyü var! Bizler, güçlü olan biz erkekler, bu kadınların babaları, kocaları, kardeşleri, çocukları olan bizler çok ağır biçimde suçluyoruz onları. Kendilerini küçük düşürdükleri, çamura buladıkları, sokak kadını oldukları için... lanetlerken, bir yandan da kötü yola itiyoruz onları! Kendimize bakmıyoruz hiç.. aşağılık davranışlarımızı hoş görüyoruz.!. Yüz karamızı, küçüklüğümüzü - kadının sırtına yükleyerek- açıktan açığa taşıyoruz, gizlemiyoruz! Erkeklerle kadınlar bu alanda iyice öğrenmelidirler birbirlerini: Biri köpeklere, öbürü kedilere, sonra birlikte maymunlara dek inceleyerek gitmelidirler! Kadınla erkek arasında ahlâk anlayışındaki bu ayrılık, kavramlardaki bu karışıklık, birbirini karşılıklı bu aldatışlar, kınamalar, ihanetler o zaman biter! Oysa iki ahlak dusünūp bulmuş erkekler: Biri kendileri için, öteki kadınlar için! "
Sayfa 669 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
SİZ SOKAK ÇOCUKLARI DEĞİLSİNİZ, SİZ SOKAK NÖBETÇİLERİ'SİNİZ.
Mustafa Kemal'in çok onurlu olduğunu söyleyelim. Mahallesinde sokak oyunlarını seyreder, fakat katılmazdı. O zamanki arkadaşlarından birinin anlattığına göre bir gün komşu çocukları birdirbir oynuyorlarmış. Kendisini de çağırmışlar: Gel, sen de oyna, demişler. Mustafa: - Peki, demiş ve olduğu yerde ayakta durmuş. Ama eğil ki atlayalım, demişler. Mustafa başını sallayarak: - Ben eğilmem. Üstümden böyle atlayabilirseniz, atlayın, diye cevap vermiş.
Sayfa 24 - Pozitif
Türkiye kadınlarından nefret ediyor. Onlara hayatı dar edi­yor. Beni reddetti, boşanmak istedi, çocukları almaya yel­tendi, bana pezevenk dedi diyen erkeklerin sokak ortasında kadınları öldürmesini seyrediyor.
Sayfa 11
Reklam
sokak çocukları gibi ben de ilk duvarlardan öğrendim görmeyi.
Söz konusu devletler, bir metelik için kapışan sokak çocukları gibiydiler.
Sakarya Meydan Muharebesi - Toydemir Hattı
29 Ağustos akşamı tümenin mevzileri Toydemir köyünün evleridir. Sokak aralarındaki muharebelerde şehit olan 80 yiğit köyün Hacımuslu yoluna yakın çıkışındaki iki düzlükte açılan mezarlara defnedilir. Kimi içlikli, kimi üniformalı, ama hepsi de bu toprağın çocukları, Toydemir'in harman yerinde vatana eklenirler. Tümen Komutanı Yarbay Cemil Cahit Bey duasını ettikten sonra yanındaki karargâh subayına döner: "Bu sath-ı müdafaa nedir diye soruyordunuz. Şimdi anladınız mı teğmen?"
Rıhtım çok kalabalıktı. Aksi gibi, dolaşanların hepsinin ürkütücü, can sıkıntısı veren yüzleri vardı. Sarhoş adamlar, kalkık burunlu, başları açık, ayaklarında kaba kunduralarla Finli kadınlar, işçiler, arabacılar, bir iş için o yana uğrayan tek tük bizim gibiler, sokak çocukları... Besbelli o saatte oralarda başka tür halk bulunmuyordu.
Sayfa 91 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
1.215 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.