Herkese merhaba Siddhartha kitabıyla felsefi ve buda dünyasına hızlı bir giriş yaptım düşüncesindeyim. Bu tarz kitaplar hakkında iki zıt görüş her zaman yaşanılıyor olsa da insanın kendini arayış sürecini ve zamanın karşısında insanın bu kadar iyi anlatıldığı bir kitap olucağını beklemiyordum.
Açıkcası hikayeyi anlatmak yerine anlatılan hikayeden benim ne çıkarttığımı yazmak bu tarz kitaplardaki ince çizgim.
Nedeni; Hayatımızın hangi döneminde okursak okuyalım her okuduğumuzda farklı algı yönlerimizle kitaptan bilgiler edinebileceğimiz bir eser olduğundan. 18 yaşında hayata baktığımız pencereden algıladıklarımızla 40’lı yaşlardaki bakış açımız ve yaşanmışlıklarımızın izinde kitaba getireceğimiz yorum farklı olacaktır.
Kısaca; Kahramanımız Siddhartha, ailesinden ayrıldığı dönemden yaşlılığına kadar olan süreçte karşılaştığı durumlardan her kişiden dersler ve tecrübeler çıkarmakta bunun sonucunda da #budizm felsefesi ve bilgelik yolunda kendini bularak anlatılanlardan ziyade bilgeliğin yaşanarak öğrenileceği sonucuna ulaştırıyor bizleri.
Yaşamı sorgulatan, doğrularımızı ve inançlarımızın sınandığı, yıkıntılardan nasıl ve ne şekilde ayağa kalktığımıza felsefi yönüyle sorgulayan kahramanımız Siddhartha bir sohbetinde şöyle diyor;
#alıntı : “Zaman gerçek değildir, Govinda , ben sık sık yaşadım bunu. Zamanda gerçek değilse, dünya ile sonsuzluk, acı ile mutluluk, kötü ile iyi arasında var gibi görünen çizgi de bir yanılgıdan başka bir şey değildir”.
Herkese keyifli okumalar dilerim