Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kin... Konu erkekler ve cinsellik olunca David, artık beni hiçbir şey şaşırtmıyor. Tanımadığın biriyle sevişirken -yani onu tuzağa düşürüp yere yatırınca, üstüne çıkınca, bütün ağırlığınla üstüne abanınca- bütün bunlar öldürmek gibi bir şey değil mi? Bıçağı saplıyorsun; kan içindeki bedeni sonra geride bırakmak heyecan verici olmalı -cinayet gibi, cinayet işleyip kurtulmak gibi bir şey değil mi?"
Sayfa 198 - Can YayınlarıKitabı okudu
MECNUN VE DEVESİ
Mecnun Leyla'sına giderken devesini alır, doğru yola sürermiş. Sonra Leyla'sını düşünürken bir daldı mı kendini de devesini de unuturmuş. Deve de sürülmediği zaman, doğru geldiği köye, köşesine gider uyuyuverirmiş. Mecnun kendine geldi mi bir bakar devesi yok, hemen anlar ki iki günlük yolu devesi geri dönmüştür. Mecnun da köye geri dönüp devesini köşesinden tekrar alır, tekrar yola koyulurmuş. Böyle aylarca yollara koyulmuş da her defasında Leyla'sına dalınca devesi yine dönmüş köşesine. Mecnun da en sonunda meseleyi çözüp devesini bırakıp yay gitmiş Leyla'sına. 'Devemin dileği geride, benim dileğim ilerde, onunla benim aramda ayrılık var.' Devenin, yani nefsimizin dileği hep farklı olacak. Ancak yol belli, gidilecek, varılması gereken yer belli. Bırak deveye uymayı da, yayan da olsa talip ol yürüyeceğin yola. Deveye uyup da geri dönerek harcama bu ömrü."
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Birimizden birinin cenazesi... Birimiz tabutta ötekimiz allak bullak... Önce ölmek için yarışalım mı Çetin! Geride kalmamak için. Mahalle maçlarından sonra bir çeşmeye doğru koşan çocukların bağırdığı gibi: ilk kan, ikinci kan!
HAPİSHANE MÜDÜRÜ - (Koltuğuna yaslanır, bayi geride...) Benimle konuşmak istemiyorsun? REİS BEY - (Ayağa kalkar, sandalyeyi sökük yerinden cepheye döndürür.) Koğuşuma girmek istiyorum! HAPİSHANE MÜDÜRÜ - (Arkalığı sökük iskemleyi gösterir.) Hatırlıyor musun bu iskemleyi? REİS BEY - (Gözü iskemlede) Hayır! HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Mâsum çocuğu, bana emir verip sırtına idam gömleğini geçirttikten sonra oturttuğun iskemle! REİS BEY - Öyle mi? Ne güzel nasip! HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Bundan sonrası da güzel olacak nasibinin... Hele, boşalttığın Reis kürsüsünün karşısına bir geç; bakalım!..
Sayfa 103 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARIKitabı okudu
Markopaşa'yı çıkaranlar ileride başlarına gelecekleri görerek bunu daha ilk sayıda okuyucuya ustaca sezdirmişlerdi. Birinci sayfada "Şakalar" köşesindeki "Hakkınızı Helal Edin Dostlar!" başlığı ile verilen yazıda dostlarla, komşularla, babayla, oğulla, eşle helalleşildikten sonra ilerisinde nedeni şöyle açıklanmaktadır: - Sefere mi çıkıyorum böyle? - Hayır. - Savaşa mı böyle gidişim? - Hayır. - Azrail mi bekliyor başucumda? - Hayır. - İntihara mı karar verdim yoksa? - Hayır. - Ya ne? - "Markopaşa" nam bir ceride [gazete] çıkarmış ... Bir fıkracık istediler Abdi âcizden. Evvel Allah sonra Matbuat kanununa sığındım. Ne olur ne olmaz? Dostlar, komşular ve hanem halkı! Şişede de durduğu gibi durmaz kâfir; cepte durduğu gibi dur­maz kalem. Helal edin hakkınızı, sayei kanunu matbuatta fıkra yazmağa gidiyorum.
Sayfa 21 - pdf/Çınar Yayınları
Yoksa yıllar geçtikçe güçleneceğine,zayıflıyor muydu insan? Olgunlaşacağına koflaşıyor, dayanıklılığını yitiriyor muydu? Öğreneceğine unutuyor, bildiklerinden şüpheye mi düşüyordu? Geride bıraktığı onca şeyden ve onca yıldan sonra böylesine yaprak gibi titremek, kendini başa dönmüş gibi hissetmesine yol açıyordu. Yürümüş, yürümüş ama hiçbir yere gidememişti. Belki de dünyanın yuvarlak olması, daima başladığın yere, yani kendine döneceğin anlamına geliyordu.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
geride bırakılan aşka ne oluyor biliyor musun iki sevgili koptuğunda her şey nasıl hüzne bürünüyor her şey yitip gitmeden bitiyor mu tüm hisler yoksa yaşıyorlar mı bir yerde dönmemizi bekleyerek kendimizi kandırıp koşulsuz sevgi bu dedikten sonra ayrıldığımızda hangimizin canı daha çok yandı milyonlarca parçaya bölündüm ben ve onlar da bir milyon kez daha parçalandı toza dönene kadar hiçe dönüşen benden geriye sessizlik kaldı
İrrasyonel sayılarda durum başka mı sanki? Asla son bulmayan bir bölme işlemi; ne kadar bölersen böl, asla, asla, asla tam bir değer bulup çıkaramazsın, hep kalan bir sayı olur geride. Sonra iki paralel doğrunun sonsuzda kesiştiği varsayımını ele alalım. Hiç akla sığacak şey mi? Ancak, öyle ince eleyip sık dokursan, matematik diye de bir şey kalmaz ortada.
1.000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.