Laleler. Sorarım sana: İnsan sarı lalelerin karşısında kin tutmaya devam edebilir mi?
Sayfa 104Kitabı okudu
Binlerce ruhu taciz etmiş bir ilk aşk
Tanrım sorarım sana neye yarar?
Didem Madak
Ey gönül! Şimdi sorarım sana , hangi aşk daha büyüktür?
Anlatılarak dile düşen mi , anlatılmayıp yürek deşen mi ?
~Şems-i Tebrizi~
Sayfa 17Kitabı okudu
Ne arıyorsun? Ebedi hayatı mı? Lakin a zavallı, bu geçici hayatta ne buldun ki onun ebedisini arıyorsun? Sana bunu sorarım, hayatta ne var?
Sayfa 95 - SamiKitabı okudu
“Çocuk istemek için kendini donatan bir adam mısın? Sorarım, zafere ulaştın mı? Kendi kendini zorladın mı? Duygularına hükmettin mi? Erdemlerinin efendisi oldun mu? Sorarım sana canım kardeşim. Yoksa arzun hayvanlıktan mıdır?
Ama Sorarım sana ; yalnız değil de yapayalnız olduğunu hissettiğin zamanlarda yaşadın mı hiç? çevrende kimse yokken yalnızsındır yaşamın ıssızlığında kimsesiz kalmak da bambaşka bir duygu yapayalnızlık budur işte! O zaman sığınacak bir yer ararsın kendine iyi ya da kötü diye düşünme lüksüne sahip değilsindir uzun vadeli olmayacağını bilsen de anlık Sevinçler yeter sana uzanan el gerçekte bir canavarın pençesidir bilirsin Ancak onu tutmaktan ona tutulmaktan başka yolun yoktur dostun kötüsü olmaz felsefesine sığınarak bile bile aldatırsın kendini.
Sayfa 63Kitabı okudu
Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
“Ey gönül sorarım şimdi sana hangi aşk daha büyüktür. Anlatılıp dile düşen mi anlatılamayıp yürek deşen mi..”
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Aşk de Ötesini Bırak Mevlana'dan Öyküler
"Canımın içini görmedim bir saat / Ama geldi bana sanki bin saat / Hayattan nefret ederek yaşamak / Yaşamak mı dersin, sorarım sana."
Sorarım sana ey gafil hiç insan hayat diye omuzları çökerten bu yükü yüklenir mi ?...
Sayfa 98Kitabı okudu
Postacı yine eski Postacı olmuştu.
Sorarım sana ey okur, biz bunu böyle yazdık diye Postacı eski Postacı olabilir mi?
Aferin sana. Olamaz tabii. Ne zaman leylaklar açsa, nerede bir papatya görse, bir kuş çalıların arasından pırr diye havalanıp ufka doğru uçarak kaybolsa, kalbindeki kapandı denilen yara kanamaya başlıyor, ak güllerin üzerine kızıl kan damlıyordu.
Sayfa 27Kitabı okudu
Şöyle başını kaldırıpta gökyüzünü seyreden bir insan ister istemez "Böyle olağanüstü bir gökyüzünün altında insan nasıl olur da öfkeli olabilir, hırçınlaşır?" diye sormaktan kendini alamazdı.
*
Ve bir an nefesinizi kesmiş olan güzelliğin, rüzgâr gibi gelip geçtiği için üzülecek, bir daha geri dönmemek üzere uçup giden o aldatıcı ve
Hangi aşk daha büyük?
"Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür?
Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
Şems-i Tebrizi"
