Hemen hen tüm Fransız edebiyatında olduğu gibi yine asıl konu aristokrat kesim dediğimiz dışarıdan albenili görünen ama içine girildiğinde türlü entrikaların, ahlaksızlıkların ve samimiyetsizliklerin dolu olduğu "kont-kontes, baron-barones, marki-markiz" lerle, onlara imrenen ve onlar gibi olmaya çalışan fakir ama gururlu insanların çatışması...
* Goriot baba, vaktinde çok zengin olmuş bir tüccar iken, başına gelen bazı olaylar sebebiyle ticaretten soğuyan, elinde avucunda ne varsa iki kızına (ve tabii kont ve baron olan damatlarına) bırakan, ancak bir süre sonra damatları tarafından sokağa atılan, kızlarını adeta bir aşık gibi seven bir babadır. Aynı pansiyonda kaldığı, fakir ama gururlu hukuk öğrencisi gencimiz, babanın kızlarından birine aşık olur.
* Fransız edebiyatında hep tuhaf karşılamışımdır, baron ya da kontların gayet rahat bir şekilde metresleri, eşlerinin de sevgilileri var. Bu o kadar rahat ki şu ana kadar hiçbir Fransız romanı okumadım ki içindeki yüksek kesimden karakterlerin gayrimeşru ilişkileri olmasın.
*Kitabımız, hicbir şekilde yoluna girmeyen bir sürü çıkmazla, hüzün dolu bir şekilde sona eriyor. Şunu söylemeliyim ki, Goriot baba karakteri, kızlarına karşı yaptığı saçmalıklarla ne kadar itici gelmişse hukuk öğrencisi Rastignac bir o kadar kaliteli ve doğru kişilikli bir karakterdi.
*Her ne kadar benzer konularla Fransız edebiyatından sıkılmış olsam da eserin güzelliğini reddedemem.