Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biz yabancı kültür etkilerine açık olmamızın, kültür emperyalizmine uğramamızın başında dil inkilâbını görüyoruz. Arılaşması amacıyla târihî birikimleri olan sözcükler dilimizden atılmış, para ödenerek yenileri türetilmiş sözde; en azından Fuzûlî şiiri okunmaz hâle getirilmiş. Şimdilerde «niye İslâm olduk» diye feryâd eden aydınlarımız kültür kopukluğunun bahtsız uşaklarıdır. Batı’da doğan kültür akımlarına edebiyâtımızın kapılarını sonuna kadar açıyor, daha korkuncu bunu kırmak isteyen san’atçılarımıza gericilikle kara çalıyoruz.
Sayfa 82 - Ötüken YayınlarıKitabı okuyor
“Böylece yaşamın yüzeyinde ilerliyordum, sözcükler içinde, hiçbir zaman gerçek içinde değil. Tam okunmamış o kitaplar, tam sevilmemiş o dostlar, tam gezilmemiş o kentler, tam sarılmamış o kadınlar!”
Reklam
"Dırdırcı", "şikâyetçi" ve "şirret" gibi sözcükler, değişim olasılığını bile içermeyen çaresizlik ve güçsüzlük sözcükleridir. Bunlar, ortamın yoğun duygularla dolduğu ve gerçekte hiçbir şeyin değişmediği sıradan yaşamlarımızın özelliğini oluşturan "tıkanmışlığı" yansıtan sözcüklerdir
Beni teselli edecekler ve birtakım sözcükler söyleyecekler, sözcükler, sözcükler; fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin bana?
Sayfa 21
Ben henüz kendimi tanımıyorum. Kendimi o kadar çok kur­caladım ki ruhum şimdi, birçok anatomi masasında görülenler gibi, bölük pörçük ve parça parça, cansız, tüm sinirleri açıkta ve karmakarışık. Kendimi tanımıyorum. Kendi sesimi tanımıyorum. Konuştuğum zaman sözcükler gerçekten benden mi yoksa arka­ma saklanmış kötü huylu bir suflörden mi çıkıyor bilmiyorum.
“Devinimin olduğu yerde ışık, ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır. Hayat ışıkla mümkünse de, hayatın anlamı gölgelerde saklı durur. Zamanın ölü doğmuş çocuklarını görürsünüz karanlığın içinde. Sözcükler, suskunluklar, şarkılar, ağıtlar, yeminler, ihanetler, kahkahalar, gözyaşları, sevinçler, hayal kırıklıkları ve yüzler… En çok da yüzler.”
Reklam
Sessiz oturabilir miyiz seninle Aramızda yaprakların hışırtısından Ve ceylanların hayata çıkışından Başka bir ses olmadan Beni sessiz de sevebilir misin Yağmur almış toprağı Ve üşüyen kainatı dinlerken
Yalnız bir opera
"yaram vardı. bir de sözcükler sonra vaat edilmiş topraklar gibi sayfalar ve günler ışık istiyordu yalnızlığım"
İlerlemenin iki ayağından biridir sanat. İnsanoğlu, sözcükler aracılığıyla düşüncelerini, imgeler (sanat) aracılığıyla da duygularını iletir öteki insanlara...
Sayfa 193
Konuşma Bozuklukları: Konuşma Apraksisi
Konuşma apraksisi (konuşma işlev yitimi) konuşma için gerekli kaslarda güçsüzlük ya da uyum bozukluğu olmaksızın eklemleme (articulation) düzeninde sapma olarak tanımlanabilir (Tanrıdağ, 2009) ve beynin konuşma ile ilgili alanlarında oluşan lezyon sonucu ortaya çıkar (Aldiş, 2020). Konuşma işlev yitimi sorunu yaşayan bireyler söylemek istediklerini doğru ve tutarlı bir biçimde söze dökmekte zorluk yaşar. Bu bireyler konuşma ritmi ve zamanlaması ile sorun yaşayabileceği gibi istediklerinden farklı şeyler söyleyebilir ya da yeni sözcükler üretebilir (Lanier, 2010). Konuşma işlev yitiminin belirlenmesinde oldukça kolay ölçütler vardır. Hastadan tek bir sözcüğü sürekli olarak yinelemesi istendiğinde birkaç yinelemeden sonra eğer o sözcüğün ses ve hece yapısında kaymalar ve yanlışlar izleniyorsa bozukluk büyük bir olasılıkla konuşma işlev yitimidir.
Sayfa 130 - Asos YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
anlaşılamamanın korkusu sardığında bedeni, sözcükler değersizce ortalığa saçılır ve çaresizce konuşmacıyı kurtarmak için koşuşur. çoğaldıkça birbirlerine yabancılaşır. tıpkı sokakta birbirine yabancı olan insanlar gibi...
· · · Endişe ... Zakkumun acı yapışkan özsuyu ve cesedi bakışın. İnsanlar korunmaya ağlarlar bu denli incelmeye karşı. Saydamlaşan sözcükler ölüm habercileri sürüye, Ürkeklikleri bundan, ketleri de. Onlar korkunç seslerden ve doğaldan hep çekindiler. Bütün gizem taşıyıcılarına kucak kapadılar. Sözcüklerse, başıboş, bir bahçede Kimi zaman yomsuz zakkumu put bilir, Trajik ölüseverlikle bu bakışa tapınarak endişe aydınlığında - AÇILIRLAR 29 Kasım, 8
Sayfa 41 - Everest Yayınları
Yalnızca kendini kaptırarak kitap okudun diye, görebildiğin dünya da genişleyecek sanma. Ne kadar bilgi depolasan bile, kendi kafanla düşünüp kendi ayaklarınla yürümedikçe her şey sahte, havada ve gelip geçici şeyler olarak kalır. Art arda sıralanan zor sözcükler karşısında başını yana eğen torununa sakin gözlerle bakan dede, devam etmişti: Kitaplar senin yerine yaşayacak değil. Kendi ayaklarıyla yürümeyi unutan kitap kurdu, eski bilgilerle şişmiş bir ansik­lopedi, birileri gelip açmadıkça hiçbir işe yaramayacak bir an­tika olabilir ancak. Dedesi, torununun başını usulca okşayarak eklemişti: Sen yalnızca bilgili mi olmak istiyorsun?
Aklın sözcükler arasındaki dansı.
Eski sözcükler, eski zamanlar gibi güzel, çok güzel.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.