Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Lokmanın en acısı....
Merhaba dostlar. Ne zaman güzel bir kitap okusam, bunu mutlaka herkes okumalı diyorum. Keşfettiğimiz güzellikleri sadece kendimize saklarsak ne anlamı kalır değil mi? Benim keşfettiğim bu güzelliği kitap dostlarım da keşfetmeli, bu güzellikten mahrum kalmamalı diye düşünürüm hep. Bu yüzden de biraz fazlaca alıntı paylaşırım. Daha doğrusu çok not
Acı Lokma
Acı LokmaFahri Erdinç · Yordam Kitap · 2013128 okunma
·
Puan vermedi
Kitablar məni təqib edir¿?
Sizə əksər kitabların özünün gəlib məni tapdığı barədə məlumat vermişdim. Bu kitab da istisnalıq təşkil etmədi. Bu incələməmə ilk öncə kitabı hədiyyə edən, adını çəkməyəcəyim şəxsə təşəkkürumü bildirməklə başlamaq istərdim. Təşəkkürlər! Nə qədər müasir dövrdə durğunluq dövrünü yaşadığını düşünsəm də, həqiqətən Azərbaycan ədəbiyyatının mənim
Müşfiqli Günlər
Müşfiqli GünlərDilbər Axundzadə · Xan Nəşriyyatı · 2019281 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
BİR MOLLANIN TASAVVURUNDAN AŞK VE İNSAN
Bir molla düşünün kendini aşkın ikici şeyhi ilan etsin. Bir molla hayal edin kendisini aşka anlam katan deniz, aşkın dillendirilmesine aracılık eden belagat ikliminin emiri, şiirin cihangiri olduğunu iddia etsin. Üstelik yüksek tondan aşk tasavvurunu haykıran bu zat, Gülistan’ın sahibi Sa’di Şirazi’ye çekinmeden meydan okuyarak “incilerle
Diwan
DiwanMelayê Cizîrî · Nubihar Yayınları · 2012209 okunma
Sonra bir gün hiçbir sözün kalbinizi karşılamadığını görürsünüz. Sizin hikâyeniz değildir harflerin çatısı altındaki o ayrılıklar, köpüren bakışlar, arzulu parmaklar. Sizi göklere çıkaran boşluk, yerin altına doğru çekmeye başlamıştır. Herkes baş dönmesini unutmuştur. Akşam gün ortası gelir. Rüyasız uykularla sabaha çıkılır. Dünyayı göğsünüzden taşıran arzu, bir kan pıhtısına dönmeye başlamıştır. Herşey üstünüze gelmektedir. Ağaçlar, kuşlar, börtü-böcek bütün sevincini yitirir. Bir hayıf cümlesi uyanır içinizde usul usul. Birden anlarsınız ki sizin acınızı ancak sizin sözünüz avutacaktır.
Sayfa 104Kitabı okudu
Hz. Ali, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemi anlatırken şöyle derdi: “Allah’ın Resûlü orta boyluydu; boyu ne aşırı derecede uzun, ne de göze batacak kadar kısaydı. Mübarek saçı çok kıvırcık olmadığı gibi tamamen düz de değil, hafif dalgalıydı. Ne tombul yüzlü ne de yumru yanaklıydı. Yüzünde hafif bir değirmilik vardı. Teninin rengi de beyaz olup hafifçe pembeye çalardı. Gözleri iri ve siyahtı. Kirpikleri sık ve uzundu. Kemiklerinin başları ve iki küreğinin ortası iriceydi. Mübarek vücudu çok fazla tüylü değildi; göbeğinden göğsüne doğru ince bir tüy şeridi uzanırdı. Mübârek el ve ayakları etlice, parmakları ise uzunca idi. Yürürken ayaklarını yerden kuvvetlice kaldırır, yere sert şekilde basmaz, adımlarını genişçe atar, meyilli bir yerden iniyormuş gibi yürürdü. Bir tarafa döneceği zaman sadece başını çevirmez, bütün vücûduyla dönerdi. İki küreğinin arasında peygamberlik mührü vardı. Peygamberlik onunla son bulmuştur. İnsanların en geniş kalplisi, en doğru konuşanı, en yumuşak huylusu ve herkesle en güzel geçineni idi. Etkili görünümü dolayısıyla, onu ilk defa gören kimsenin içinde bir ürperti hâsıl olurdu; fakat onunla bir süre kalıp kendisini tanıyınca, gönlünde ona karşı derin bir muhabbet uyanırdı. Resûl-i Ekrem’i vasfedenler sözlerini şöyle bitirirdi: Sözün kısası, ben daha önce de, daha sonra da onun bir benzerini görmedim. Allah’ın salâtü selâmı ona olsun.
Sayfa 59
Adamın kitaplarında bir tane normal tipli karakter yok :D
Yargıç Le Gall'in koca bir kafası vardı. Bu sözün gelişi değildi, fiziksel bir olguydu. Kafası o denli genişti ki, kulakları neredeyse omuzlarının ortası hizasındaydı. Maymunu andıran yüz hatları, basık bir burnu, kalın dudakları ve biçimsizliğini daha da artıran kalın çerçeveli gözlüğü vardı.
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
Avusturya dan yükselen aykırı ses Elfriede Jelinek, sert tepkilerle karşılaşan, tartışmalara yol açan, sansasyon yaratan, bazı eleştirmen ve okurlar tarafından kışkırtıcı, vahşi, müstehcen, saldırgan hatta kaba bulunan romanlarıyla tanınıyormuş. Gerçekler her zaman can acıtır. Ben yazarı fobisi dikkatimi çektiği için aldım. Kalabalık korkusu ve sosyal fobisi nedeniyle Nobel ödülünü bile almaya gidememiş. Törende video mesajı yayınlanmış. Romanda Brigitte şehirde Paula köyde yaşayan iki kadın olarak karşımıza çıkıyor. Köyde ve şehirde sosyalleşmeyi, çalışma hayatını, evlilik kurumunu, ekonomik açıdan etkileri gözlemlerken kadınların kurdukları hayale adım adım yaklaşmalarını da izleriz. Jelinek romanda anlatılan yerlerin sosyokültürel ve sosyoekonomik yapısına hakim olduğu için (çünkü orada büyümüştür. Fabrikalarda ve ormanda çalışanları gözlemlemiş ve yakından tanıma fırsatı bulmuş) romanın katı gerçekçiliği aşırı tepki almış. Kitabın ismine aldanmayın kitap bir aşk romanı değil. Vurgulanmak istenenler dışında hiç büyük harf yok. Tıpkı fabrikadaki üretim bandı gibi tıkır tıkır işleyen tekrar cümleleri köylü yada fabrika işçisinin tekrardan ibaret hayatını vurguluyor. Bu kitaptan öğrendiğim iki kelime oksimoron ve totoloji. Oksimoron; mantıken yan yana gelemeyecek iki kelimeyi veya olguyu yan yana getiriyor. Misal, ölümüne mutlu. sessizliğin sesi Totoloji; sözün gereksiz yere ek bir bilgi vermeden tekrar kullanımı. Misal, İnsanî insanlar. Sizlerde örnekle çoğaltabilirsiniz. Yazarın ortası yok ya çok seveceksiniz ya hiç sevmeyeceksiniz. Ben mi ? Sevdim
Aşık Kadınlar
Aşık KadınlarElfriede Jelinek · İthaki Yayınları · 2021544 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Öncelikle bazı sorulara cevap bulmak istiyorum incelemeden önce. Güray Süngü neden okunur, kim okur, herkes okumalı mı, Güray Süngü okumak keyifli bir şey mi ya da Güray Süngü'nün edebiyatı hangi zamana karşılık gelir. Güray Süngü neden okunur sorusu herkese bakmatan ziyade beni kendime bakmama yarayan bir soru. Ben neden okuyorum dediğimde
İnsanın Acayip Kısa Tarihi
İnsanın Acayip Kısa TarihiGüray Süngü · Dedalus Kitap · 20161,719 okunma
228 syf.
7/10 puan verdi
·
22 günde okudu
~Kuyucaklı Yusuf Kitap Yorumu~
Herkese merhaba Ayın başından beri okuduğum ama daha yeni bitirdiğim kitabın yorumu ile geldim bugün. Kitabı herkes çok fazla sevdiği için beklentimi baya yüksek tutmuştum fakat maalesef beklentimi karşılamadı. Yine de sevdiğimi söyleyebilirim. Sanırım kitabın en büyük sorunu diliydi. Dilinde bir türlü akıcılık yakalayamadım hatta bu yüzden beni reading slump adı verilen döneme bile soktu. Yazarın diğer okuduğum kitabında (Kürk Mantolu Madonna) dilini sevmiştim fakat orada da konuyu sevmemiştim, bu kitapta ise tamamen tersi oldu. Kitabın başları sıkıcı, ortası baya akıcı, sonları yine sıkıcıydı. Belki de Sabahattin Ali’nin ilk kitabı olduğundan böyleydi, bilemiyorum ama bu kitabın en büyük eksiğiydi. Bunun yanı sıra karakterlerin duygu ve düşüncelerinden ziyade olaylar üzerinde durulmuştu, sanırım bu kitabın en sevmediğim özelliklerinden biriydi. Bu kadar olay karşısında biraz da psikolojik tahlil beklerdim. Olaylar tam da psikolojik tahlil de çıkarmalıktı fakat bu olmayınca kitap bir eksik kalmıştı. Olaylara gelince ben bu kitabı kurgu bakımından çok daha fazla sevdim. Karakterler, olay örgüsü... her şeyiyle iyiydi. Kitabın sonu hiç tahmin etmediğim bir şekilde bitti, hatta net bir son yazılmaması en sevdiğim özelliklerden biriydi. Keşke devamı da yazılsaydı, dedim kitabın kapağını kapattığımda. Kitapta yazım, noktalama ve anlatım hatası yoktu. Fakat bunlara rağmen dilini sevmediğim için bunlar bana artı bir özellik gibi gelmedi. Sözün özü kitabın dilini sevmedim ama olay örgüsünü sevdim. Alıp almamak size kalmış bir şey ama sanırım ben Sabahattin Ali’nin kalemini herkes kadar sevemeyeceğim.
Kuyucaklı Yusuf 
Kuyucaklı Yusuf Sabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2019174,1bin okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Italo Calvino
Italo Calvino
Suskun karekter Bay Palomar yasamdaki yanlış bir anlamalar kararsızlıklar, uzlaşmalar ve yarım kalmış işler kargaşasında ne yapacağını şaşırıyor. Bay Palomar, sessizliğin, sözün söyleyebileceğinden biraz daha fazla bir şey içermesini umuyor hep. (S:31)kıtabın ortası ndan Sonunda tek çıkar yol buluyor. Kendini tanımak, iç coğrafyasını keşfetmek, ruhunun devinimlerinin diyagramını çizmek.. Bütün bunları yapabilmek için evreni bir ayna olarak kullanması gerektiğine karar veriyor.. Calvino Palomar'ı anlatırken "Hepside yeniden okuyunca, polamar'ın hikayesinin iki cümleyle şöyle özetlenebileceğini görüyorum.. Bir adam adım adım adım bilgeliğe ulaşmak için yürüyüşe çıkıyor.. Hala varamadı.. Sizde Palomar 'ı tanımak isterseniz buyurun okuyun derim..
Palomar
PalomarItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 2019261 okunma
Reklam
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
𝐌𝐔̈𝐙𝐈̇𝐊 𝐃𝐈̇𝐍𝐋𝐄𝐑 𝐆𝐈̇𝐁𝐈̇ 𝐎𝐊𝐔𝐍𝐀𝐍 𝐊𝐈̇𝐓𝐀𝐏:
İmkansızın Şarkısı
İmkansızın Şarkısı
Kapalı bir havada sürekli yağmur yağarken arka fonda bir müzik kutusu gibi hiç durmaksızın size şarkılar çalan bir kitap okudunuz mu? Romanın ilk satırlarından sonuna kadar arka fonda sürekli yağan yağmur ve müzik sesi eşliğinde bu kitabı okuyor olacaksınız. Kitabın Orijinal Adı: ‘’Norwegian Wood’’
İmkansızın Şarkısı
İmkansızın ŞarkısıHaruki Murakami · Doğan Kitap · 201510,6bin okunma
94 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Selman-ı Farisiden naklen gelen bir hadiste geçer: "Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur." Ben çok severim bu cümleyi. Teravihleri hatırlatıyor bana. Mutlu oluyorum. Yarın Ramazan 20. İnşallah başındaki rahmetten nasibimizi almışızdır. İnşallah ortadaki mağfiretle bağışlanırız. İnşallah sonumuz da
Ramazan İktisat Şükür Risalesi
Ramazan İktisat Şükür RisalesiBediüzzaman Said Nursî · Sözler Neşriyat · 059 okunma
Müzik dinlediğimizde, neticede başlangıçtan sona doğ­ru devam eden ve zamanla gelişen bir şeyi dinliyoruz. Bir senfoni dinleyin: Senfoninin bir başı, bir ortası, bir sonu vardır, fakat yine de her an, daha önce dinlediğim ile şimdi dinlediğimi bir araya getiremez ve müziğin bütünlüğünün bilincinde olmazsam, senfoniden bir şey an­lamayacağım gibi, müzikal bir haz almam da mümkün olmayacaktır. Sözün gelişi, tema ve varyasyonları alalım; bu müziği ancak her bir varyasyon için ilk dinlediğiniz temayı aklınızda tutarsanız idrak edebilir ve hissedebilir­siniz; daha önce dinlediğiniz varyasyonun üstüne bilinç­sizce yerleştirilebilirse, her varyasyonun kendine ait bir lezzeti olur. Bu nedenle, müzik dinleyicisinin veya mitik hikaye dinleyicisinin zihninde meydana gelen bir tür sürekli yeniden-inşa vardır. Bu sadece global bir benzerlik değildir. Müzik, spesifik müzikal formlar icat ederken, mitik dü­zeyde zaten var olan yapıları tümüyle yeniden keşfediyor gibidir.
İsrail Mescid-i Aksa'ya şah çekecek. Umarım mat olmaz Aksa.
İsrail ve Büyük Satrançta Son Hamleler Şah / Mat mı? Satranç en sevdiğim oyun ve yedi yaşından bu yana oynarım. Oyunu bana öğreten babam dışında birçok iddialı ismi yendim. Bazen de kaybettiğim oldu doğal olarak. Fakat genel olarak fena bir oyuncu sayılmam. Satrançta meşhur açılışlar vardır; İspanyol açılışı, Hint açılışı gibi. Aynı zamanda
Ya siyah Ya beyaz Ortası yoktur sözün Samimiyet ve samimiyetsizliğin adıdır ...
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.