Merhaba değerli okuyucular :)
Öncelikle Üvercinka şiirinin hikayesini öğrenelim... :)
Cemal Süreya eşi Seniha Hanım hamileyken “Üvercinka” adını taktığı genç bir kızla tanışır. Cemal Süreya ile bu kız arasında tutkulu bir aşk başlar. Ancak Cemal Süreya’nın 58 yıllık hayatında Üvercinka şiirini yazdığı bu genç kızın adını bilen ve yüzünü gören
Merhabalar!
Tam 5 ay önce okumaya başladığım ve 4 defa okumaktan vazgeçip, sonunda bitirdiğim bu kitabı sırf çok okunuyor diye bende kendi düşüncelerimi yazmak istedim.
Yazarın bu kadar çok Klişeyi bir araya nasıl getirdiğini merak ediyorum. :))
Bu aşk mı? Asla değil. Olsa olsa takıntı ya da bağımlılık. Başka türlüsü benim düşünce yapıma ters.
Eser güzel, hakkını yiyemem lâkin ahlaki bir kaç sorunu var: Biz insanlar ahlakımızla varız ve ahlakımız kadar insanız. İşte bu cihetten bir eser kaleme alınacaksa eğer muharririn en ufak bir ahlâk açığı vermemesi gerektiğini nazarımda elzem addederim. Çünkü biz okuyucular okuduklarımızdan etkileniyor ve kalbimize alıyoruz. Ve belki de en kötüsü
Her şeyin anlamdan ve değerden yoksun olduğunu daha nasıl anlatabilirdi ki!
Albert Camus .
Bay Meursault için annesinin ölmesi doğaldır. (O anne der sadece,sahiplenme duygusuna sahip değildir )evlenmek ile evlenmemek arasında fark yoktur. Hatta Ayşe yada Fatma onlar arasında bile fark yoktur. “Sevmek bireyleri değiştirmez,tutku arzu, her şey olabilir, hiç bir şey olmayabilir” Çünkü Bay Meursault etrafını iyice gözlemlemiştir ve tanıdığını sandığı kişinin evlendiğinde o olmadığını gördüğü çiftler vardır,mutsuzluk vardır,boşanmalar vardır. ( ilk okurken acayip gelen karakter düşünürken karakter analizi yaparken ne kadar haklı olduğunu düşünmeden edemedim. Bu konu apayrı tartışma konusu olabilir. EVLİLİK!) O kadar hissiz ve duygulardan yoksundur ki “Kendisini kimsenin anlamayacağını bildiği için anlatma çabasına girmez” (bir yerlerden size de tanıdık geldi mi!)
Sizde mevcut olmayan bir duygu ahlak sorununa dönüşmesi doğru mudur?
Bir hata yaptığınızda kimsenin sesini çıkarmadığı duygu durumunuzun sebeb olduğu ithamlarda bulunulması doğru mudur?
Bay Meursault karakteri üzerinden ben yorumladım sadece,elbetteki romanın konusu ve akıcılığı mükemmel. Hayatıma yeni bir unutulmaz karakter ekledim “Bay Meursault” hoşgeldin.
Sonuna kadar karakterin yaşamak istemeyen bir insan olduğunu düşündüm. Depresyonda düşündüm,hissettim,yazarın mükemmelliğinden sonuna geldiğimde ise nasıl yanıldığımı nasıl ters köşe olduğumu anladım. “Amacı hayatın anlamsızlığımdan yakınmak değil, hayatı herkes gibi anlamlandırmadığından farklı gördüğünü anlatmaktadır.” Hayat dersi veren kitap
Madeline Miller’ı 10 sene uğraştıran bir roman. Çabaladığı 10 seneye değmiş mi? Kesinlikle değmiş. Bu kitabı okumadan önce az da olsa biraz mitoloji temelinizin olması kitaptan alacağınız hazzı en az iki kat arttıracaktır. Tavsiye
Albümün son sayfasına geldiğinde, gözyaşları Ayten’inkilerle birleşip, Zeynep’le onun olduğu fotoğrafta, kıznın babasına aşk dolu bakan gözlerinin üzerine düşüyordu.
En büyük acı, insanın kendi ölümü değildi.
Başlıkta Spoiler içerir dedim ama girişte biraz daha açmam lazım İncelemeyi daha önce kitap okumuş olanlar ile fikir alışverişi yapmak için yazıyorum.
Yazarımız bize hayatın birilerinin bize sövmesinin ,öğüt vermesini ,deneyimlerinden bahsetmesine ,hayat hikayesini anlatması ve benzeri gibi olaylardan daha çok tek bir yaşanmışlık fazlasıyla hayatı öğretir dogması ile baş karakterimizi yarattı. Karakterimiz babasından ,annesine ,eşinden , çocuklarına torununa kadar acılar içerisinde yaşadı. Servetini kaybettikten sonra ailesiyle birlikte dillere destan mücadele etti . Ailesi için fedakarlıklarda bulundu mücadele etti ,savaştı .Buraya kadar söylediklerim ana karakterimizin çevreleyen olaylarla ilgili .Karakterimiz önce kendi hatasından mal varlığını kaybetmiş olsa da daha sonraki kayıpları ülkenin komünist rejime geçtiği dönemde Çin'in iç savaşlarında yaşananlar sistem değişikliğinde toprak sahiplerinin idamından ,açlıktan ,sefaletten , İnsanları nasıl durumlara düşürdüğünün özetini de yazar bize yaptı herkezin hüzünlendiği, hüzünlenmeyenin insanlıktan çıktığının kanıtı olan bir hikaye. Sonuna geldiğimizde ise bunlardan karakterimizin hiç ders almadığı önemli olanın sadece “YAŞAMAK” olduğu bu “YAŞAMAK”değimiz şeyin ise sadece yıl olarak baktığını görüyoruz. Beni meraka düşüren budur.
SPOILER SPOILER
Kitap içeriği hakkında bilgi içerir.
Allah’ın indirdiği bir kitapta, kutsal bir kitabın incelemesinde “spoiler” da olur mu diyeceksin biliyorum, ama olur. Nasıl mı olur? Bakalım nasıl olurmuş.
Okumadın ki sen bu kitabı, hem de hiç okumadın, onun için çok güzel olur “spoiler”, hatta en rahatsız edeninden. Sana sorsalar en başta
Merhaba değerli okuyucular...
İncelememi (Nahl Suresi 16:61) başlamak istiyorum :)
"Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
Nouman Ali Khan kimdir?
Arapça ve Kur'an Araştırmaları Enstitüsü'nü kuran bir Pakistanlı-Amerikalı Müslüman konuşmacı ve Arapça eğitmenidir.
Yazarın samimi üslubu, her konuda kendini de dahil ederek uyarıda bulunması ve günümüzden örneklerle somutlaştırmalar yapması üzerimdeki etkisini çok daha arttırdı.#80321546
İçinde bulunduğu her konuya, farklı surelerden tefsirleriyle birlikte ayet ve hadisler ile değinmiş..
anlatımı o kadar güzel ki, bu ayet tam beni anlatıyor diyorsunuz.
Farklı bir bakış açısı da kazandırıyor aynı zaman da..
Arapçanın ne kadar naif ve güzel bir dil olduğunu yeniden gösteriyor..
Okuyucularına hitap ederken, bende dahil diyor..
yani sadece size değildir söylediklerim, sizinle birlikte kendi nefsime de diyorum, diyor sohbet havası var. :)
Kendi has farklı üslubu,dine bakış açısı,olaylara vakıf oluşu ve özellikle ayetleri hadisleri anlatırken yaşıyormuş gibi anlatıyor. YouTube sohbetlerini dinlemenizi tavsiye ederim. :)
"Birini affetmek sadece başkasına yapılan bir iyilik değil; aynı zamanda kendi gönlündeki yarayı da iyileştirmektir"
Okumakta geç kalmayın :) Spoiler içerir.
Keyifli okumalar...:))
Dirilt KalbiniNouman Ali Khan · Timaş Yayınları · 201710,1bin okunma
-Spoiler İçermez-
Okurken "Ben ne okuyorum şu an? Ben şu an ne okuyorum?? Neyi kaçırıyorum ben bu hikayede???" diye diye sonuna geldiğim, anlamadığımı düşünüp üstüne bir de sitedeki incelemelerini okuduğum, onları da okuduktan sonra ya tekmil okuyucunun bu kitabı anlamadığını ya da bu kitapta cidden anlayacak bir şey olmadığını
( Spoiler içerir ! )
Rasim Özdenören’in ilk ve son romanıymış bu eser. Bünyesinde iki hikayeyi birden barındırıyor.
Birincisi; kurtuluş savaşından sonra bir çok arkadaşını kaybetmiş olmanın verdiği hüzünle ve verdikleri mücadelenin bir hiç uğruna olduğunu gördükçe, protesto olarak 50 yıl boyunca evine kapanıp gül yetiştiren adamın hikayesi; ikincisi kaybolmuş, kendi kültür ve medeniyetlerinden tamamen kopmuş, yozlaşmış yeni nesili; ‘’Sitare, Yavuz, Çarli ...’’ ve diğerlerini.
Eser, metropollerde sabahlara kadar sönmeyen ışıklar, bankalar ve otellerin hızla her caddeyi istila etmesinin ardından doğu ve batı arasında sıkışmış adeta prangalanmış olan zihinleri gözler önüne seriyor. Modernitenin kıskacına sıkışmış insanların iç hallerini bize gösteriyor; harcıyorlar, oynuyorlar, geziyorlar fakat doyuma bir türlü ulaşamıyorlar,bir türlü mutmain olamıyorlar.
Bu hikaye dede ile torunun arasında ki o derin uçurumu anlatıyor. Psikolojik dürtüleri, sosyal süreçleri göz önüne seriyor.
Kitapta yaşlı adamın sorduğu ‘’Sizler nasrani misiniz? Yoksa mecusi misiniz? Hangi millettensiniz?’’ soruları beni dehşete düşürdü.
Birde, ‘’Savaşarak neyi ortadan kaldırmak istemişlerse, savaştan sonra o gelmişti. ‘’ cümlesi geçiyor , zaten hep böyle olmamış mıydı?! Bu pasaj bana 28 şubatı hatırlattı; o yerlerde sürünen, derslerden kovulup okula alınmayan, bu uğurda mücadele veren ‘’başörtüsü bez parçası değil ayettir’’ sloganı atan ablaları...
İsmet özel’in dediği gibi, neyi kaybettiğini hatırla, hatırlayalım..
Nutuk ilk defa mecliste okunmuştur ve Atatürk'ün 1919-1927 yılları arasında yaptıklarını anlattığı eseridir. O dönemin şartlarında neler niçin yapılmış birinci ağızdan okumak için tavsiye ederim hatta okullarda ders kitabı olarak okutulmali. 1927'de siyasi nedenlerden dolayı yazımı son bulmuştur.
Nutuk okyanusu geçenlerin bir çift mavi gözde nasıl boğulduğunu , bir milletin kullerinden nasıl yeniden doğduğunu anlatıyor bize.
Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
NutukMustafa Kemal Atatürk · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202027,5bin okunma
İlk defa İhsan Oktay Anar okudum ve yazarın üslubunu ve kitabın kurgunu beğendim.Daha ilk sayfalarda yazarın ustalığı belli oluyordu.
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM:
1.Herşeyden önce bu kitap tarihi bir roman değil,bana göre fantastik bir roman.Bu konuda itirazlar gelebilir ama dikkatle okunursa yazarın kendisi diyor romanında,bu bir düştü,sen
Modern klasikler sayesinde tanıdığım Jack Londonun en çok okunan eseridir Beyaz Diş. Nedense Bluetooth geliyor aklıma bu kitabın ismini andığımda (onunda açılımı mavi diş). Yazar bir kurtun gözünden insanları anlatıyor. Tabi bunu sonraları anlıyorsunuz :) 1906 yılında çıkan bu eser vahşi doğada hayatta kalma mücadelesi içerir.Yazarın gençlik yıllarında parasızlıktan dilencilik yaptığını düşünürsek kendi yaşam mücadelesinin üstesinden gelmiş diyebiliriz. Kitabın dili sade ve akıcı her yaştan insan okuyabilir, kitaplığında bulundurabilir.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,2bin okunma