Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sümeyye Erdem

Gerçek arkadaş , kendisi mutlu değilken senin mutlu olmana sevinen - hatta mutluluğunu kutlayan- kişidir.
Reklam
Ah, birazcık kaygısız olmak, beni şu güneşin ışıdığı dünyada insanların en mutlusu yapardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir yerlerde kederin, bir kemiğin kırılmasına benzediğini okumuştum. Doğru şekilde kaynamazsa acısı sonsuza dek sürer.
Adil oyun diye bir şey yoktu. Bir kere yere düştün mü sonun geldi demekti. Eğer öyleyse, o da hiçbir zaman yere düşmeyecekti.
Reklam
... hayatta kalabilmek için kendi hilelerimiz var. Ve hayatta kalacağız, çünkü mecburuz.
Evlerimiz ne kadar kasvetli ve gri olursa olsun, biz etten kemikten yapılmış insanlar çok güzel de olsa başka bir ülkede yaşamaktansa kendi topraklarımızda olmayı tercih ederiz. İnsanın evi gibisi yoktur
Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek hiçbir şeyi yoktur artık.
Ama insan genç olunca ateşin ve ölümün her zaman başkalarına sıçrayacağını düşünür
Reklam
Ama dediğim gibi bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan arzu karşısında acı geriler; çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizde mevcuttur.
Yaşlanmak, geçmişten artık korku duymuyor olmaktan başka bir şey değil zaten.
İnsanların çoğu sınırlı bir hayal gücüne sahiptir. Duyumlarını uyaracak ölçüde yakınlarında gerçekleşmeyen bir olaya ilgi göstermek pek içlerinden gelmez.
Belki de insan en büyük utancı kendine en yakın hissettiklerine karşı duyar.
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Alışkanlık ve içgüdü işe yaramaz hale gelmedikçe, doğa zekaya hiçbir zaman başvurmaz. Değişimin ve değişim gereksiminin olmadığı yerde zeka da olmaz. Ancak çok çeşitli gereksinimleri ve tehlikeleri gidermek zorunda kalan hayvanlar zekadan yararlanırlar.
Reklam
Açıklamam çok basit ve bir o kadar da inandırıcıydı - bütün yanlış görüşler gibi!
İyi ve kötü dışarıdan bakanın görüşüdür, bir niyet sorunudur. İçteyse herkes aynı anda hem iyidir hem kötü.
Sayfa 61 - Yapı KrediKitabı okudu
Hiçbir şey senin elinde değildir. Yaşanmışlıklar, resimler, anılar senin üzerine biner karar veremez hale gelirsin. O zaman tesadüfen yakınında bulunanı yaparsın.
Kendisini her şeyden yoksun bırakırken, insanın sevdiklerine özveri gösterirken aldığı büyük zevki tadıyordu.
Genelde aşk bir köleyle bir tanrı ister, ama onlar Platon'un nefis düşünü gerçeğe dönüştürüyorlar, ikisi tek bir varlık olup onu tanrısallaştırıyorlardı.
Mahzendeki hükümlüler, yeni gelenlere soğuk soğuk baktılar çünkü insan doğasının bir garip yanı da her yere çabucak uyum sağlaması, geçici olarak bulunduğu yerde kendini evinde hissetmeyi bir hak olarak görmesidir.