Okurlar olarak hepimizin zihninde iyi bir kitap nedir sorusunun birden fazla cevabı var.
Bazılarımız hızlı okunan kitapları iyi bir kitap olarak niteliyor: “Aktı gitti resmen, elime aldığım gibi bitirdim!”
Bazılarımız ise tam tersine zor kitapların iyi kitap olduğunu iddia ediyor. Büyük bir çoğunluk çok satanların, yine ezici bir çoğunluk ise
Zaman seni özünden koparamadığı sürece, zamanla geçip gidene değil içine eğil, biriktirdiklerine bak, ne yaşarsan yaşa sonuç ne olursa olsun geldiğin noktada kendini tanıyabiliyorsan hayat seni bozamaz. Yeter ki sen sana giden yolu kaybetme.
Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
Yazarın insanı güzel anladığını düşünüyorum.Ateşin içinden konuşan bir insanın, bilgece öğütleri ve tespitleriyle karşılaşıyorsunuz.Kitabın iki önemli bölümden meydana geldiğini görüyoruz. Yazarın hayatını anlatması kitabın birinci bölümü. İkinci bölüm ise logoterapi yani anlam üzerinden terapi. Freud'un psikanaliz yaklaşımının bence daha
YouTube kitap kanalımda 1984 kitabını önerip distopya türünü anlattım:
ytbe.one/DNo1wRTFR1g
"Who are you to wave your finger?
You must have been out your head!"
"Sen kim olduğunu sanıyorsun da bana parmağını sallıyorsun?
Kafayı sıyırmış olmalısın!" Tool*
UYARI : Bu inceleme yazılırken hiçbir kitap yakılmamış,
"Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın."
#31605051
Kitabın ismini ilk duyduğumda direkt aklıma Ümit Yaşar Oğuzcan'ın bu şiiri geldi. Toptaş hem yazdıklarıyla hem de kitaplarına
"Sitenin amacı" diye sınırlandırmalarda bulunuyorlar. "Kamu düzeni"nin soyutluğu ve her yöne çekilebileceği gibi, sitenin amacı denilen şey de aynı görevi görüyor. "İleti" kısmında hangi konuda ne paylaşılacağı sınırlanmış mı? Yoo. Peki bu ne demektir? Birazcık ama birazcıkkkk düşünen her insan; bunun, "ceza almayacağın her şeyi paylaş! Ceza alacağın şeyi de paylaş, sorumluluğu üstleniyorsan." olduğunu bilir. Mesaj kutusu konulmuş. Sadece kitaplarla ilgili konuşun denilmemiş. Peki bu ne demektir? Karşılıklı rızaları olduğu sürece istediklerini konuşurlar. Birbirlerine küfrederek mi konuşmak istiyorlar? Konuşurlar. Dedikodu mu yapmak istiyorlar? Yaparlar. Sexting mi yapmak istiyorlar? Evet, onu da yaparlar. İlerletip sevgili de olurlar, buluşurlar da, öpüşürler de. Bu duruma şahit olup rahatsız mı oldun? Bak orada sessize alma butonu var, takipten çık butonu var, engelle butonu da var. Seç, beğen, al. Ama kabul edelim ki, dert, "sitenin amacı" derdi değil. Dert, "kaos olsun" derdi. İyi haber, o da yapılır :) "Amaaaaççç, siteniiinnn amacııı" diye dolaşıp kaostan zevk alanların durumunu; şeriat isteyip demokrasiyi kullananların durumuna benzetiyorum. Amaç diye dolaşıp kendi koydukları amaca uymuyorlar. Baya komik duruyor :)
Okumaya başladığım andan itibaren gözümde sürekli canlanan okur https://1000kitap.com/Nordavind? oldu. Ne alaka mı diyeceksin https://1000kitap.com/Nordavind? Hani senin şu Yozgatlılar karakterleri ile dolu incelemelerin yok mu? Hepimizi derinden etkileyen, tebessüm ettiren hatta çoğunda kahkahalar attığımız ama en çok da düşündüren, kitabı
Ana kahramanımız P.Burke, hiçbir cerrahın düzeltemediği, toplum tarafından dışlanmış, hasta ve bu hastalığının sonucunda fazlasıyla çirkin 17 yaşında genç bir kızdır. P.Burke, Huckster Yasası gereği reklam panolarının, ilanların, logo, tanıtım ve sloganların ayrıca kamusal alanda intihar etmenin de yasak olduğu bir gelecekte yaşamaktadır. “Çevrene
__
Ben bilemem, öteki tarafta ne var. Beni bu taraf ilgilendiriyor. İşte şimdi bak bu taraftayız. Bu tarafta olduğumuz sürece de burada olanların hepsinin karnı tok olsun isterim ben. Öyledir bu duygum, kendiliğinden kalbimdedir. Hayat biraz da tok bir karındır.
Varsa eğer bir Allah, o benim kalbime bunu böylece koyduğundan öyledir. Emrettiğinden, sevaplar yazacağından değil. Öyledir işte, ben yaşadığım sokakta herkes tok olsun isterim. Kuşlar da tok olsun kediler de tok olsun. Firdevs teyze de tok olsun.
Çimenlerin efendisi de tok olsun. Bu zalim dünyanın bütün unuttuklarını ben unutmayayım diye kalbime yazmışlar. Yani ben kendiliğimden böyleyim.
__
"Yanacak ve yanarak tükeneceksin; iyileşecek ve yeniden geleceksin."
[Karamazov Kardeşler]
Ah, güzel Dostoyevski! Ey yüce acıların bahşettiği olağanüstü güçleri bünyesinde barındıran Dostoyevski! Sun bize karanlığın göğsünü delip geçen ışıklarını! İnsanoğlunun saplandığı bataklığa gökyüzünü indir ve bizleri ay'a tutunarak çıkar göğe!
"Sitenin amacı" diye sınırlandırmalarda bulunuyorlar. "Kamu düzeni"nin soyutluğu ve her yöne çekilebileceği gibi, sitenin amacı denilen şey de aynı görevi görüyor. "İleti" kısmında hangi konuda ne paylaşılacağı sınırlanmış mı? Yoo. Peki bu ne demektir? Birazcık ama birazcıkkkk düşünen her insan, bunun "ceza almayacağın her şeyi paylaş! Ceza alacağın şeyi de paylaş, sorumluluğu üstleniyorsan." olduğunu bilir. Mesaj kutusu konulmuş. Sadece kitaplarla ilgili konuşun denilmemiş. Peki bu ne demektir? Karşılıklı rızaları olduğu sürece istediklerini konuşurlar. Birbirlerine küfrederek mi konuşmak istiyorlar? Konuşurlar. Dedikodu mu yapmak istiyorlar? Yaparlar. Sexting mi yapmak istiyorlar? Evet, onu da yaparlar. İlerletip sevgili de olurlar, buluşurlar da, öpüşürler de. Bu duruma şahit olup rahatsız mı oldun? Bak orada sessize alma butonu var, takipten çık butonu var, engelle butonu da var. Seç, beğen, al. Ama kabul edelim ki, dert, "sitenin amacı" derdi değil. Dert, "kaos olsun" derdi. İyi haber, o da yapılır :) "Amaaaaççç, siteniiinnn amacııı" diye dolaşıp kaostan zevk alanların durumunu; şeriat isteyip demokrasiyi kullananların durumuna benzetiyorum. Amaç diye dolaşıp kendi koydukları amaca uymuyorlar. Baya komik duruyor :)
Hukukçu ve araştırmacı olan İlhan Arsel'den beyinlerde şimşekler çakmasına sebep olabilecek sert bir kitap. İlhan Arsel, okuyucularına İslam dini içerisinde kadına yönelik ayrımcılığı, gericiliği anlatmış ve sert bir şekilde eleştirmiş. Bunu yaparkende Kuran-ı Kerim'den ayet, sahih hadis ve birinci elden İslami kaynakları kullanıyor,
“ Milena, sen bana sırt çeviriyorsun, uzun sürmez biliyorum ama bak, insan buna kalbi atmadan uzun süre dayanamaz ve sen sırt çevirdiğin sürece, o kalp nasıl atar? “