Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... ölümlülerden oluşan şu sürüsüne bereket kalabalığa Aydan bakacak olsan , birbiriyle vızıldaşıp duran bir sürü sinek ya da sivrisinek gördüğünü sanırsın; birbiriyle savaşan, kumpaslar kuran, kapıp kaçan, oyunlar oynayan, oynaşan, doğan,yaşlanan ve ölen. Kısacık bir ömre yazgılı bu küçücük yaratıkların bu kadar belayı, bu kadar faciayı yarattıklarına inanmak çok zor doğrusu.
Diyorum ki, bu işin deneyimle ilgisi yok. Bakın edebiyat tarihimize, en iyi eserini ilk kitabıyla veren yazarlar sürüsüne bereket! Lautreamont yirmi iki yaşında Maldoror'un Şarkıları'nı yazmış, iki sene sonra da ölmüş. Soruyorum şimdi, bizde ve dünyada o düzeyi tutturmuştur kaç şair vardır?
Reklam
Güvensiz kalplerimizi KARAKTERSİZ insanlara borçluyuz...!!! KARAKTERSİZ insanlarda hep bizi bulur zaten sürüsüne bereket maşallah....!!!
74 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
İlk olarak 12 yaşımdayken elime geçmişti bu kitap. İçinden 10 sayfa okuduktan sonra o zamanki çocuk kafamla "Çok saçma bu yeaa!" deyip gerisin geri kütüphaneye iade etmiştim kitabı. O zaman inanılmaz sıkıcı gelen ve adından bu kadar çok söz ettiren bir kitabın bir günde bitmesi çok ilginç. Kitap bilindiği üzere Gregor Samsa'nın bir gün böceğe dönüşmesiyle başlıyor. Sonrasında günlük hayattan, sıradan insanlardan yani sürüden ayrılıyor. Sürüden ayrılanı kurt kaptığı gibi Gregor Samsa için de ailesi için de zorluklarla beraber büyük bir dönüşüm başlayacaktır. Bu kitap bin sayfa olarak da yazılabilirdi. Çok daha fazla karakter yaratılıp çok daha derin karakter analizleri yapılabilir, toplum ve aile gerçeklikleri üzerine sürüsüne bereket şey anlatılabilirdi. Ama bu kitabı Dostoyevski yazmamış. Kafka bin sayfaya bile yayılabilecek düşünceleri yaklaşık 100 sayfada anlatmış bize. Sade, köküne kadar sade bir kitap bu. Kitabın kapağı da ayrıca hoşuma gitti. Can Yayınları bu işi biliyor.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,3bin okunma
Şimdi neticede, şöyle bir bakın etrafınıza, bir yanda meteliğe kurşun atan yazarların sürüsüne bereket, öte yanda, köprüaltına düşmüş bir tanecik yayıncıya rastlarsanız hayret...
Sayfa 11 - YKYKitabı okudu
Desiderius Erasmus
Ölümlülerden oluşan şu sürüsüne bereket kalabalığa Aydan bakacak olsan , birbiriyle vızıldaşıp duran bir sürü sinek ya da sivrisinek gördüğünü sanırsın; birbiriyle savaşan, kumpaslar kuran, kapıp kaçan, oyunlar oynayan, oynaşan, doğan,yaşlanan ve ölen. Kısacık bir ömre yazgılı bu küçücük yaratıkların bu kadar belayı, bu kadar faciayı yarattıklarına inanmak çok zor doğrusu.
Reklam
Ölümlülerden oluşan şu sürüsüne bereket kalabalığa Aydan bakacak olsan, birbiriyle vızıldaşıp duran bir sürü sinek ya da sivrisinek gördüğünü sanırsın; birbiriyle savaşan, kumpaslar kuran, kapıp kaçan, oyunlar oynayan, oynaşan, doğan, yaşlanan ve ölen. Kısacık bir ömre yazgılı bu küçücük yaratıkların bu kadar belayı, bu kadar faciayı yarattıklarına inanmak çok zor doğrusu. Öyle ki an gelir hafif bir savaş çıkar, an gelir veba salgını olur, aynı anda binlercesini kaptığı gibi siler süpürür.
Sayfa 150Kitabı okudu
1216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Abisi şimdi burda ki kapağı salla sen. Bunda böyle atom bombasının mantar dumanı olur ya hah onun ortasında, sinsi, korkutucu ama etkileyici bir göz olan kapağı vardı. Tabi efendim o zamanlar Lotr falan bilmiyoruz, Sauron denen deniz feneriyle tanışmamışız. Bu gözün çekiliğine dayanamayıp aldım, yazar ismine bile bakmadan. Evde baktımki Sitivın
Mahşer
MahşerStephen King · Altın Kitaplar · 20123,420 okunma
Ursula, "Hıh!" diye onu alaya aldı."Bir de beni sevdiğini söylemek küstahlığında bulunuyorsun." "Bunun ne demeye geldiğini biliyorum; çok teşekkürler," dedi. "Sen benim sana ait bir (şey) olmamı istiyorsun, sana hiç karşı çıkmayacak, her şeye boyun eğecek. Yok, teşekkür ederim, bana göre değil bu. Eğer sen bunu istiyorsan, bunu sana verebilecek sürüsüne bereket kadın var. Senin ayağının altında seve seve paspas olabilecek kadın çok! Eğer istediğin buysa onlara gitsene!"
Sayfa 261 - ENGİN YAYINCILIKKitabı okudu
youtu.be/43UnSpSMuRQ Sürüsüne bereket şeyh efendiler,müftü efendiler anlatırlar ha anlatırlar... Var olalar! Anlatırlar amma sanılmaya ki din budur! İmdi öyle bir hale getirdiler ki bu işi, sanki bu din abdestin nice alınacağından, orucu, namazı neyin bozacağından başka bir şey değildir.. Oruç dediğin, abdest dediğin, namaz dediğin, iman var ise var azizim.. Hele sen şu imanı bozan şeylerden bahset bize de abdestimiz tuta!! Anlat hele Müftü efendi; orucu nelerin bozduğunu ezber çokta zor değil... Sen asıl imanı bozan haller neler ola? Onu anlat hele! Kul hakkı yemek, Emeği hiçe saymak, İşi ehline vermemek, Adam kayırmak, İşine ve tartısına hile karıştırmak, Hırsa kapılmak, Zayıf bulunca zulmetmek, Büyük görünce dalkavukluk etmek, Topluluk içine fitne sokmak, Bölüştürmek değil bölücülük yapmak, Dostunu dahi kıskanmak, Yalan söylemek, Buğz beslemek.. .... İşte böyle şimdi bu işler.. Bin bir türlü günahı salıveririz, aman ha abdesti bozan haller... Onun nice alınacağı belli, çaresi ilacı belli. Namazı, orucu kaçıranın da ilacı belli. De, hele o vakit; imanı bozan nice nice günahın ilacı ne o vakit. Buna reçete ne ola? Nereden buluruz günahın reçetesini, hangi hekimdedir? ( Tapduk Emre, mutasavvıf ve Bektaşi dervişi, Yunus Emre'nin mürşidi)
Reklam
“Aslında ün sana göre değil. Ünlü biri olarak öldükten sonra mezar taşına adını yaldızlı harflerle yazdıklarını düşünelim. Zamanla bu yazılar yaldızıyla birlikte silinip gidecek olduktan sonra, bunun ne değeri kalır, kimin ne işine yarar? Ayrıca ünlülerin sayısı o kadar çok ki, sürüsüne bereket, zayıf insan belleği hepsinin adını ezberde tutmaya yetmez!”
İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma martı gelir. Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık, yarısı kuş. İstanbul deyince aklıma bir masal gelir, Bir varmış, bir yokmuş. İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu`da, toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir. Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller
Sayfa 147 - (Sayfalar 147-160)Kitabı okudu
64 syf.
10/10 puan verdi
Her defasında farklı bir şekilde bitiriyorum dergiyi. Bu kez yüzümde farklı bir ifade vardı;hafif kırgınlık, hafif kızgınlık, biraz gülümseme... Her defasında farklı bir sarsıntıyla sarsılıyor çehrem.. Bunu nasıl başarıyorsun izdiham? Her defasında farklı bir acı denizinde boğuyor bırakıyorsun, hiç mi iyi şeyler olmuyor hayatta.. Hümanist düşüncelerime neden her defasında çelme takıyorsun? Sürüsüne bereket sorularla beni bir başıma bırakmayı başarıyorsun. Bu sayının beni en etkileyen yazısı 'monokilinik notları' oldu. İzdiham'dan öte Zehra Betül'e böyle bir yazı yazdığı için de kırgınım iyi insanların acı çekişini gözler önüne serdiği için kırgınım. Mücahit Gündoğdu'ya kızgınım bana Aliya İzzetbegoviç konulu yazısını Bayram Bilge Tokel'in Bosnalı Anne türküsünü dinleyerek okutturduğu için.. Bana ağlamayı öğretiyorsunuz İzdiham ekibi, kızsam da seviyorum sizi, kırsanız da seviyorum... Hümanist düşüncelerime çelme takışlarınızı da seviyorum.
İzdiham - Sayı 32
İzdiham - Sayı 32İzdiham Dergisi · Periyodik Yayınlar · 2017213 okunma
396 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.