Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
228 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Seyahat
Son zamanlarda okuduğun en ilginç kitaplardan birisi oldu Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi. Macar bir yahudi olan Vanbery'in sıra dışı bir kişiliği vardı. Türkçe dahil 12 yabancı dili konuşabilmekteydi. 1857 yılında İstanbul'a geldi ve kısa sürede bir paşa konağında mürebbilik yapacak kadar adını duyurmuştu. II. Abdülhamid ile de
Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi
Bir Sahte Dervişin Orta Asya GezisiArminius Vambery · Kitabevi · 2009158 okunma
202 syf.
9/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Alla beni pulla beni ve şarap aşkım
Bazen aklım almıyor. Bütün bu büyük dehaların nasıl zamanında bu kadar ileri görüşlü olduğu, birden fazla alanla yetinmeyerek onlarca alanda ileri çıktığı…Büyük bir başarı. İşte Hayyam da öyle bir insandı. Öncelikle ben bu zamana kadar ağırlık olarak felsefe, bilim ve psikoloji gibi içeriklere inceleme yazdım. Çünkü çözümleyerek ve kitabın
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,2bin okunma
Reklam
Murtezâ Radmehr’in Hayat Hikayesinden Kesitler...
.......İçinde bulunduğum ruhi, fikri ve duygusal çöküntüye rağmen dışarıya hiçbir şey yansıtmamaya özen gösteriyor ve her şey yolundaymış gibi hareket ediyordum. Bir seferinde öğrenci birliği tarafından öğrenci yurtlarını denetlemekle görevlendirilmiştim. Öğrencilerin yurduna gittiğimde bana bakışları çok farklıydı, sanki istihbarat görevlisi,
-Bavulumu kervansaraya bıraktım bile ve öbürsü gün Tahran'a doğru yola devam etmeyi düşünüyorum. -Tebriz öyle bir günde geçiştirilecek bir yer değil. Nasıl olur da buraya kadar geldikten sonra, Doğu'nun en büyük kapalıçarşısının labirentlerinde bir veya iki gün boyunca kaybolmadan, Binbir Gece Masalları'nda da sözü geçen Mavi Caminin harabelerini görmeden çekip gitmeyi düşünürsünüz? Günümüzde seyyahların hep acelesi var: telaş içinde, her ne pahasına olursa olsun diyerek geliyorlar, ama gelmek bir yolun sonuna varmak demek değil. İnsan her menzilde bir yere vanr, her adımda gezegenimizin gizli kalmış bir yüzünü keşfedebilir, bunun için bakmak, istemek, inanmak, sevmek yeterli.
Ben çalkaladıkça, onlar da ister istemez birbirleriyle yer değiştiriyorlardı tabii. Başka bir deyişle, dünyanın düzeni dediğimiz düzen benim odamda, insanın başını döndüren korkunç bir hızla altüst oluyordu. Şam, hurmaların gölgesinden kalkarak, sarı sarı yankılanan tef ve zil sesleri eşliğinde Bulgaristan'a gidiyordu sözgelimi; Sofya gürültüyle doğrulup parklarından yükselen ıhlamur kokularını döke saça çöllere iniyor, Budapeşte kartpostallarda gördüğüm hareketli heykelleriyle birlikte Istanbul semalarından geçip Ortadoğu'ya yerleşiyor, Kahire piramitlerini kucaklayıp Moskova'ya taşınıyor, Tahran da âsâsına yaslanarak ayağa kalkıp siyah peçeli devasa bir karanlık halinde, dağların ve vadilerin arasından anlaşılmaz bir telaşla Ankara'nın ışıklarına doğru yürüyordu
Şiire doğru sürükleniyordu Füruğ ve şiirin coşkun ırmağı Tahran'a doğru çekiyordu onu. Ahvaz'ın semasına sığamayacak kadar gür çıkıyordu artık sesi. Tahran'da adı yankılanıyordu artık ve onun adı yankılandıkça Perviz'in sesi hepten duyulmaz oluyordu. Aşklarını ikiye ayıran bir deli ırmaktı şiir, Füruğ'u Perviz'den alıp götüren.
Reklam
İnsanı insan yapan nedir?
"Yüz binlerce insan, adı hayatta anlam bulma arayışına ilişkin bir şeyler vadeden bir kitabı alıyorsa, bu sorunu saç diplerine kadar hissediyor demektir." 13 "Başarıyı amaçlamayın; bunu ne kadar amaçlayıp hedef haline getirirseniz, elinizden o kadar kolay kaçırırsınız. Mutluluk gibi başarı da kovalanamaz." 14 "Savaş
99 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.