Ey çaresiz,
Ey tamahkâr,
Ey kısır bakan, kısır gören,
Ey yarını isteyen ama bugün için yaşayan,
Ey kadın,
Ey erkek,
Ey genç,
Ey yaşlı,
Ey insan,
Umutla yol almak istiyor musun?
Ellerin dolu dolu dönmek, için fokur fokur kaynayarak tebessüm etmek istiyor musun? Hayâllerin gerçek olsun, tuttukların senin olsun, bastığın yer sağlam olsun istiyor musun?
İbadetlerin kabul olsun, defterlerin ecirlerle dolu olsun, kabul görenlerden ol istiyor musun? İnsan gibi yaşarken melek gibi olmak istiyor musun? Salihlerden, iyilerden, kabul görmüş olarak tescil edilmek ve öyle kalmak istiyor musun?
İstediğinde samimi misin? Yüreğinden mi söylüyorsun?
Böyle bir duan var mı? Elin, dilin, gözün, kulağın, ayakların, kalemin böyle dua ediyor mu?
Ey insan,
Ey aciz,
Ey âbid,
Ey kâri’!
Duyulmak, anlaşılmak,kabul görmek, içeri akıtmak istiyorsan önce sen duy dediklerini. Sen inan kendine. Sen kendini kabul et en önce.
Duy kendini, anla dediğini.