Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Köprüden Önce On Çıkış!
İki tamahkâr doymaz. İlim isteyen Dünyayı isteyen. (İmam Ali (r.a.)
Ey çaresiz, Ey tamahkâr, Ey kısır bakan, kısır gören, Ey yarını isteyen ama bugün için yaşayan, Ey kadın, Ey erkek, Ey genç, Ey yaşlı, Ey insan, Umutla yol almak istiyor musun? Ellerin dolu dolu dönmek, için fokur fokur kaynayarak tebessüm etmek istiyor musun? Hayâllerin gerçek olsun, tuttukların senin olsun, bastığın yer sağlam olsun istiyor musun? İbadetlerin kabul olsun, defterlerin ecirlerle dolu olsun, kabul görenlerden ol istiyor musun? İnsan gibi yaşarken melek gibi olmak istiyor musun? Salihlerden, iyilerden, kabul görmüş olarak tescil edilmek ve öyle kalmak istiyor musun? İstediğinde samimi misin? Yüreğinden mi söylüyorsun? Böyle bir duan var mı? Elin, dilin, gözün, kulağın, ayakların, kalemin böyle dua ediyor mu? Ey insan, Ey aciz, Ey âbid, Ey kâri’! Duyulmak, anlaşılmak,kabul görmek, içeri akıtmak istiyorsan önce sen duy dediklerini. Sen inan kendine. Sen kendini kabul et en önce. Duy kendini, anla dediğini.
Reklam
Şərlə mübarizə! Ancaq şər nədir? Hər kəs bunu istədiyi kimi başa düşə bilər. Biz alimlər üçün şər cəhalətdədir, lakin kilsə öyrədir ki, cəhalət xeyirlidir, bilik isə yalnız şər törədir. Əkinçi üçün vergi və quraqlıq şərdir, çörəksatan üçün isə quraqlıq xeyirdir. Kölələr üçün şər sərxoş və qəddar ağadır, sənətkarlar üçün isə tamahkar sələmçi.
İnsan eşref-i mahlûkattır, derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır akacak ama kan kesilince damardan sıcak sımsıcak kelimeler boşandı aşk için karnıma ve göğsüme ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden aşk ve ölüm bana yeniden su ve ateş ve toprak yeniden yorumlandı.
Sayfa 177 - Tam İstiklal YayıncılıkKitabı okudu
tamahkâr olanlar tohum ekmeden , dilerler ki harman kurulsun hemen .
Sayfa 358Kitabı okudu
Herkes alçak, zayıf ve gevşek, Yaşlı, tamahkar, iftiracı Kadınlı erkekli delilerden başka bir şey görmüyorum Gerçek son yaklaşıyor. Her şey kötüye gidiyor.
Reklam
Zaman sözcüğüne hapsolmayan tek bir kavram var mıdır? Onun kadar doymak bilmeyen başka bir tamahkâr tanıdınız mı? Kocaman, geniş sözlükteki binlerce kelime yığınının gerçek imparatoru değil midir o? Hangi söz bu denli yer bulabildi kendine acaba? Adeta kara delikler gibi içine aldığı her şeyi değiştirip dönüştüren, kendisinden koparan, onu bambaşka diyarlara fırlatan zaman, ona yepyeni anlamlar yükler ve bu durum böylece sürgit devam eder.
Avlanıp toplamak yerine küçük bir alanı ekip biçmek daha en başında günlük diyetindeki doksana yakın farklı gıda türünü bir elin parmağını geçmeyecek çeşitliliğe düşürdü ve onu sağlığından etti. Kalıtsal olarak gelecek kuşakları yalnızca bu gelenekle kirletmekle de kalmadı. Karnını doyurmak için artık günde doksan farklı besine ihtiyaç duymayan insan, bunları bulmak için emek harcamadığından fiziksel olarak bozulmaya başladı. Besleyicilik değeri düşük de olsa ekip biçme işi limitlerinde yaşama fırsatı sunduğu için insan mevcudiyeti kontrolsüz şekilde arttı. Yaradılışından ötürü tamahkar olduğu için yemesi gerekenden daha fazlasını üretmek sermayenin doğuşuna sebep oldu. Bu kapital güç de ekilebilir alanların sahiplenme yarışını başlattı. Haneler obalara, obalar beyliklere, beylikler imparatorlara bağlandı. İktidarlar otoriteyi sağlamak için organize şiddet kurumunu geliştirdi ve bunun manevi boyuttaki despotluğunu idare edebilmek için inancı siyasete bulayıp kurumsallaştırdı. Haberi olduğu söylenemezdi ama artık Allah da işin içindeydi.
Tutsağı olduğum sefaletten kaçıyordum. Sokaklarda belli bir amacım olmaksızın, rastgele yürüyor, para ve şehvet peşinde koşan, o tamahkar suratlı ayaktakımı arasından rahat, umursamaz geçiyordum. Onları görmeye ihtiyacım yoktu, biri ötekinin kopyasıydı. Hepsi bir ağız, ağza asılı bir avuç bağırsaktan oluşuyor, cinsel organlarında bitiyorlardı.
Otorite ve Yanılsama
"La Boétie, insanların, tembelliklerinden ötürü ve güvenli küçük zevkler peşinde koştukları için gönüllü olarak köle olduklarını savunuyordu. Büyük Engizitör ise "İnsan bir asi olarak doğar" demektedir. Disiplinsiz, tamahkâr, yalnızca kendisini düşünen, Hobbes'un anlattığı türden bir hayvan. Öte yandan bu isyankârlık kendi kendini yıkıcı bir nitelik taşır; Hobbes'un hayvanı kendini bile denetleyemez. Bu durum karşılıklı yıkıma yol açar; hayvanlar birbirlerini öldürür ve geriye kimse kalmaz. Bu nedenle, kendilerinden yüce bir kişi ya da ilke ararlar; bu korkunç yok etme iznine, yani özgürlüklerine son verecek birini ararlar. "
Sayfa 216 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
Sokaklarda belli bir amacım olmaksızın, rasgele yürüyor; para ve şehvet peşinde koşan, o tamahkâr suratlı ayaktakımı arasından rahat, umursamaz geçiyordum. Onları görmeye ihtiyacım yoktu, biri ötekinin kopyasıydı. Hepsi bir ağız, ağza asılı bir avuç bağırsaktan oluşuyor, cinsel organlarında bitiyorlardı.  
Sayfa 75 - YKY Yayınları
Filozof El Kindî, "Kanaatkâr olan köle hür, tamahkâr olan hür ise köledir," der..
Sayfa 120 - Mundi KitapKitabı okudu
+1
Belirli bir hedefim olmadan sokaklardan,ayaktakımının arasından geçtim.Tamahkâr kılıklı,para,şehvet peşinde koşan ayaktakımını umursamadan.Onları görmeye ihtiyacım yoktu.Çünkü hepsi birbirinin örneğiydi.Çünkü hepsinin ağzına bir avuç bağırsak asılmıştı;bağırsakları da cinsel organla­rında sona eriyordu.
Sayfa 59 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
W.R. Hay 1921 yılında şu isabetli gözlemde bulunmuştu: "Kürdün kendisini ve kardeşlerini küçümsemek gibi tuhaf bir alışkanlığı vardır; muhtemelen bu alışkanlık Kürde, onu Osmanlılaştırmak ve her türlü ırk duygusunu kökten sökme çabası içinde olan Türkler tarafından aşılanmıştır. Kürt sürekli olarak, yalnızca dışarıyı gören biri anlamında "zahirbin.", açgözlü anlamında "tamahkar" ve 'yabani' anlamında "wahşi" deyimleriyle kendisinden söz eder." Bu yüzden, sadece geçtiğimiz birkaç yıl içinde bile, Kürdistan'da yapılan tüm gümüşçülük işlerini Kürt Yahudiler'e, tüm taşçılık işlerini Asuriler'e, tüm güzel halıları Farslar'a, tüm mimari anıtları Ermeniler'e ve Kürt kökenli eserlerin çoğunu Türklere atfeden pek çok makalenin çıkmış olması; böylelikle Kürtlere "soylu vahşi" dışında başka bir tarihsel miras bırakılmaması hiç de şaşırtıcı değildir.
Tutsağı olduğum sefaletten kaçıyordum. Sokaklarda belli bir amacım olmaksızın, rastgele yürüyor; para ve şehvet peşinde koşan, o tamahkar suratlı ayaktakımı arasından rahat, umursamaz geçiyordum. Onları görmeye ihtiyacım yoktu, biri ötekinin kopyasıydı. Hepsi bir ağız, ağza asılı bir avuç bağırsaktan oluşuyor, cinsel organlarında bitiyorlardı.
1.154 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.