Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendimi hem yeni,hem de kendime tamamen yabancı hissediyordum.
Primat doğamız gereği kalabalıkların davranışına uymak konusunda son derece ikna edici ve güçlü zihinsel reflekslere sahibiz fakat aynı zamanda diğerlerinden farklı, tamamen özgün nedenlerle bir hareket ortaya koyabilme açısından da insan oldukça özel bir yerde durur.
Reklam
Bizim milletimizin kuruluşunda da İslam dini büyük bir ahlaki rol oynamıştır. Başlangıçta kültürümüzü tamamen ona borçluyuz. Din ile millet arasındaki bu yakınlıklara rağmen, esaslı bir noktada birbirleriyle çatıştıklarını söylemeliyiz. Müsbet safhada yani milleti yapıcılıkta din milletten ayrılmaz. Millet ruhunun gelişmesinde din milletle beraberdir. Menfi safhada yani başka milletlerle çatışma haline gelince din milletin karşısına dikilir, ona karşı cephe alır. Milliyetçilerin milli sınırlarla insanları ayırmalarına karşılık, dinciler sınırları ortadan kaldırarak din birliğini yapmak isterler. Milliyetçilik ideal sınırların korunması ise, dincilik ideali, sınırların ortadan kaldırılarak bütün insanların aynı dinde cemaat halinde birleştirilmesidir.
Dinin tamamen farklı insanlar bir araya getirme gücüne sahip olduğu kesindir. Ancak birleştirici olduğu kadar ayrıştırıcı da olabilen bir gücü vardır. Din hem kapsayıcı hem de dışlayıcı olabilir. Toplumda uyum kadar çatışma da yaratabilir.
Evet, bizler, her birimiz kimiz, söyler misiniz? Kendimizden yüksek sesle söz etmekle kalmıyor, içimizden tamamen barışık olduğumuz iğrençliğimizi sır gibi saklıyoruz.
Sayfa 1084 - Yapı Kredi Yayınları
Kendimden tamamen vazgeçebilmek için sana çok ihtiyacım vardı.
Reklam
Şeffaf dil hiçbir çift anlamlılık içermeyen formel, hatta tamamen mekanik, işlemsel bir dildir. Wilhelm von Humboldt zamanında insan dilinde yerleşik olan şeffaflıktan yoksunluğa işaret etmişti: “Bir kişinin bir kelimeyle kastettiği bir diğerininkiyle tamı tamına aynı değildir ve her farklılık, ne kadar küçük olursa olsun, sudaki bir halka gibi yayılır dilin bütününe. Bu yüzden her anlama aynı zamanda bir anlamama, düşünce ve duygulardaki her mutabakat aynı zamanda bir ayrılıktır.”Sadece enformasyonlardan oluşan ve bunların parazitsiz dolaşımına “iletişim” adı verilen bir dünya bir makineye benzerdi. Olumluluk toplumu “içinde hiçbir olayın kalmamış olduğu bir yapıdaki enformasyonun şeffaflığı ve müstehcenliği”nin hâkimiyeti altındadır. Şeffaflık zorlaması bizzat insanı sistemin işlevsel bir öğesi düzeyine indirir. Şeffaflığın şiddeti buradadır.
Sayfa 16 - Olumluluk ToplumuKitabı okuyor
"Ne tarihte, ne de dünyada, benim seninle yaşadığım mes'ud dakikaları hiçbir kadın yaşayamamıştır. Bundan emin ol! Bugün merhamet dilenmek üzere yazmıyorum. Merhamet yoktur... Muhabbet vardır... Değil mi büyük reisim? İnsanlar ölür... Râbıtalar zâhiren kırılır... Fakat yüksek hisler... Eserler... Mezarlarda değil... Kalplerde yaşarlar... Onlar ebedidir. Büyük Gazi! Yaşa.. Vârol! Canınla, başınla sevdiğin Türk Milleti, senin dinmek bilmeyen menbâ-ı dehândan kana kana içsin. Mefkûren iliklerine kadar işlesin, tamamen onun olsun. Sensizliği kimsecik tatmasın. Fecîdir..."
Pisa Kulesi'nde gerçekleştirdiği deney Galileo'nun ilk önemli çalışmasına, yani Düşen Cisimler Yasası'nı oluşturmasına işaret eder. Bu yasaya göre tüm cisimler bir boşluk içinde aynı ivmeyle düşerler ve belirli bir sürenin sonunda, düşüş süreleriyle orantılı bir sürate sahip olurlar ve bu sürenin karesiyle orantılı bir mesafeyi kat etmiş olurlar. Aristo bunun tam tersini savunmuştu ama ne o ne de onun izinden gidenler neredeyse iki bin yıl boyunca onun söylediğinin doğru olup olmadığını keşfetme zahmetine girmemişti. Böyle bir deney yapmak tamamen bir yenilikti ve Galileo'nun otoriteye karşı sergilediği saygısızlık nefret uyandırmıştı. Elbette onun da birçok dostu vardı, zekânın açıkça sergilenişinin kendi içinde güzel bir şey olduğunu düşünen insanlardı bunlar. Ancak bu insanların pek azı akademik mevkideydiler ve üniversite onların keşiflerine mutlak bir düşmanlıkla yaklaşıyordu.
Reklam
Nekrasov çok zeki olmasına karşın ciddi bir eğitim almamıştı; en azından orta düzeydeydi eğitimi. Hayatı boyunca belirli etkilerden kurtulamamıştır, ayrıca bundan kendini kurtaracak gücü de yoktu. Ama onu hiçbir zaman terk etmeyen, tamamen ona özgü olan bir güç taşıyordu yüreğinde, halkına beslediği, özlü, yapmacıksız bir sevgiydi bu.
Sayfa 1077 - Yapı Kredi Yayınları
Hiçbir şey, tam anlamıyla hiçbir şey.
Ah, Nastenka, yalnız, tamamen yalnız kalmaktan ve pişman olacak bir şeye bile sahip olmamaktan daha üzücü ne olabilir?
Onlara göre siyaset bir tür oyundur. Biri diğerini atlatır, diğeri bir başkasını sıkıştırır böylece herkes siyaset konuşur ama ortada bir siyaset yoktur. Herkes ekonomi konuşur ama çiftçiler ve işçiler tamamen iflas etmiştir.
Sayfa 169Kitabı okudu
"Dışarıya çıkıp etrafınıza baktığınızda, her yaştan insanı kolaylıkla görebilirsiniz ama yüz ifadeleri veya dış görünüşleri farklılık gösterir fakat hepsinin kesin olan ve bunu dile getirseniz bile ön yargı olarak yargılanmayacak bir ortak noktaları vardır: hepsi incinmiştir. Çünkü insanlığın doğasında vardır bu. Kimse incinmeden, zarar görmeden, tamamen huzur ve refah içerisinde büyüyemez. Büyümenin ilk kuralıdır bu, olgunlaşmayı gerektirir. Değişmektir bu. İlk altın kuraldır, büyürken değişmek."
Sayfa 353 - Epsilon Yayınları
Bizim anladığımız anlamda bilimsel yöntem tam olarak Galileo (1564-1642) ve ona kıyasla bu yönde daha az katkısı bulunan, çağdaşı Kepler (1571-1630) ile doğar. Kepler ortaya koyduğu üç yasayla ünlenmiştir: Kepler ilk olarak gezegenlerin Güneş'in etrafında daire değil elips çizerek dolaştıklarını keşfetmişti. Modern akıl için dünyanın elips
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.