Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
XIX. Yüzyıl ortalarına kadar, 500 sene devletin en güvenilir unsurlarından birisi idiler. Devletle münasebetlerindede , beraber yaşadıkları Türklerlede münasebetleri böyle idi.aynı köy veya şehirde yaşayan Türkler ve Ermeniler birbirini çok seven,en çok kaynaşmış,birbirlerine en çok güvenen unsurlardı
Sevr Antlaşması tarihte örneği olmayan trajik bir antlaşmadır. Yalnız kabul edenler için değil, böyle bir antlaşmayı hazırlayan Batılılar için de bir utanç belgesidir. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, İngiltere'nin isteği doğrultusunda, "bir daha Batıya kafa tutamayacak kadar küçük ve güçsüz bir devlet' haline getirilmekte, Çatalya'ya kadar Doğu Trakya Yunanlılara verilmekte, Anadolu Türkler, Yunanlılar, Ermeniler, Kürtler ve Fransız mandası altındaki Suriye arasında bölüştürülmekte, kapitülasyonlar daha ağırlaştırılıp genişletilmekte, devletin her etkinliği denetim altına alınmakta, Marmara denizi ile Boğazların idaresi ayrı bayrağı olan milletlerarası bir kuru la bırakılmaktadır. Ayrıca, Üçlü Anlaşma'yla Anadolu, iyice sömürülmek üzere, İngiliz, Fransız ve İtalyan çıkar bölgelerine ayrılmaktadır. Başbakan Lloyd George Avam Kamarası'nda şöyle diyecektir: "Türkiye sahneden siliniyor diye üzülecek değiliz.." (The Times, 25.5.1920)
Sayfa 23 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
İstanbul yönetimi Sevr Antlaşmasını da kabul ve imza eder. Sevr Antlaşması tarihte örneği olmayan trajik bir antlaşmadır. Yalnız kabul edenler için değil, böyle bir antlaşmayı hazırlayan Batılılar için de bir utanç belgesidir. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, İngiltere'nin isteği doğrultusunda, 'bir daha Batıya kafa tutamayacak kadar küçük ve güçsüz bir devlet' haline getirilmekte, Çatalya'ya kadar Doğu Trakya Yunanlılara verilmekte, Anadolu Türkler, Yunanlılar, Ermeniler, Kürtler ve Fransız mandası altındaki Suriye arasında bölüştürülmekte, kapitülasyonlar daha ağırlaştırılıp genişletilmekte, devletin her etkinliği denetim altına alınmakta, Marmara denizi ile Boğazların idaresi ayrı bayrağı olan milletlerarası birkurula bırakılmaktadır. Ayrıca, Üçlü Anlaşma'yla Anadolu, iyice sömürülmek üzere, İngiliz, Fransız ve İtalyan çıkar bölgelerine ayrılmaktadır. Başbak^ı Lloyd George Avam Kamarası'nda şöyle diyecektir: "Türkiye sahneden siliniyor diye üzülecek değiliz." (The Times, 25.5.1920)
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
BİR AMERİKALI, ERMENİLER NAMINA BİZİ ÖLÜMLE TEHDİT EDİYOR
Celseyi terk edişimden birkaç gün sonra idi. Henüz de Cenevre'de "Comitee philarmenienne" adında bir cemiyet varmış. Onun azasından dört kişi beni görmek için Cenevre'den Lozan'a gelmişler, görüşmek istediler. Bir odaya aldım. Bunların içinde Amerikalı, İsviçreli mühim şahsiyetler varmış. Gelenlerden biri de Amerikalı!
Sayfa 138Kitabı okudu
Keşke Fransa'nın Tuzağına Düşmeselerdi...
Osmanlı Ermenileri geniş alanda yaşayan bir cemaatti. Tarihte üç katogikosluğun ruhânî idaresinde oldukları malûmdur. Bunların biri Eçmiyazin’dir (Erivan’ın yanında). Erivan bölgesi IV. Murad Han devrinde fethedildi, bir asırdan fazla Türk hâkimiyetinde kaldı. İkincisi, Vaspuragan yahut Ahdamar dediğimiz Van’dadır. Ahdamar katogikosluğundan sonra üçüncüsü, Sis dediğimiz, bugün Kozan olan yerdir (daha doğrusu Kozan’la Sis yan yanaydı; Ermeniler “Sis”, Türkler ise şehirlerine “Kozan” der). Bugün bu son ikisi, yani Ahdamar ve Sis katogikosları yoktur.
Sayfa 156 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkler size katliam yaptı ha adiler
Yabancı Kuvvetleri ile birleşen Ermeniler, top ve makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi. Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi. Tarihte bir benzeri görülmemiş olan bu vahşeti yapan Ermenilerdi. Müslümanlar yalnız namuslarını ve canlarını korumak için karşı koymuş ve kendilerini savunmuşlardı.
Sayfa 102Kitabı okudu
ARARATİLER (Araratlılar)
Ararat adına tarihte ilk kez, Asur padişahı (Salmanasar)'a M.O. 1260 ilişkin olarak rastlariz. Kutsal Kitabı, Farsçaya çevirip yayınlanan Amerikalı Mr. Haks, Ararat'la ilgili şunları belirtir: "Ararat, Ermenistan'ın merkezinde Aras Nehri ile Van ve Urmiye Gölleri arasında uzanır. Bu sözcük tüm bu bölgeyi kapsar. Rivayete göre, Nuh'un Gemisi bu dağa oturmuştur. Bu yük- sek dağa Ermeniler Misis, Türkler Ağrı Dağı, İranlılar Kuhê Nuh (Nuh Dağ), Avrupalılar da genel olarak Ararat, Araplar Cadi diyorlar. Denizden 17.000 qedem (Bir ölçü, ayak) yüksekliğinde olup son patlaması 1840'da olmuştur.
Îhsan Nûrî paşaKitabı okudu
NİHAL ATSIZ'IN GÖK SULTAN'I
Tarihî şahsiyetler yalnız yaşadıkları zamanda değil, kendilerinden sonra da isimleri sıkça anılan ve tartışmalara konu olan kişilerdir. Bu anlamda yakın dönem Türk tarihinin kuşkusuz en tartışmalı isimlerinin başını çekenlerden birisi de II. Abdülhamid’dir. II. Abdülhamid’in kendi iktidarı döneminde başlayan ve günümüze dek süren bu tartışmalar
yıllarca millet-i sadıka denilen Ermeniler ;
Dünyada hiç kimseye, hiçbir millete badihava, insaniyet namına, laf ile yurt vermezler. Bunun tarihte misali yoktur. Yurt ve hürriyet almaya lâyık bir millet bunu kan dökerek alır. Nitekim Türkler yaptılar. Ermeniler de şimdiye kadar bu yolda idiler. Birçok defa isyan ettiler. Türkleri kırdılar geçirdiler, harplerde Türk’ün düşmanına iltihak ettiler. Sokaklarda Türk ricalini vurdular. Vâkıa kan döktüler, bu usulü tecrübe ettiler, ama kudretleri yetişmedi. Her isyanlarında tedib edildiler. Demek ki bu milletin yurt ve hürriyet almaya henüz kuvveti, yani hakkı yoktur. Yaptıklarının hiçbiri fayda vermedi. Şimdi bu kadar kan ile alınamayan şey, bizden insaniyet namına diye lafla alınabilir mi? Efendi!.. Pek sevdiğin Ermenilere söyle!.. Şimdiye kadar Türk devlet ricallerinden birkaç kişi vurdular. Bundan böyle bir Türk’ün canına kıysınlar, Türkiye de bu bir Türk yerine on bin Ermeni katliam etmeye ahali yemin etmiştir. Cihan ve insaniyet de buna bir şey diyemez. Tamamiyle meşrudur.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
Maalesef Türkler dışında hiçbir milletten asker almamış ve savaştırmamıştır. Anadoluda bizimle birlikte yaşayıp ticareti ellerinde bulunduran Ermeniler, Rumlar ve diğerleri hiçbir tarihte askere alınmamamışlardır.
Sayfa 175
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.