Geometri kitaplarını gözden geçirirken okuma bilmeye sahiden değip değmediğini sorgulamış ve bu kitaplardan öğrendiği uzunca bir cümleyi keyifsiz anlarda tekrarlar olmuştu: "Bir dik üçgende dik açının karşısındaki kenara hipotenüs adı verilir." Daha sonraları bu cümleyi duyan El Idilio sakinleri,bunun ya bir küfür ya bir tekerleme ya da geçerliliği su götürmez bir tövbe olduğunu zannedeceklerdi.
Sayfa 66Kitabı okudu
Tekerleme Gibi ama Gerçek
"Aşktan daha derin hiçbir şey yoktur. Çocuk masallarında, prensesler kurbağalar öpücük verir ve kurbağalar sevimli prenseslere dönüşür. Gerçek yaşamdaysa, prensesler prensleri öper ve prensler kurbağaya dönüşür.."
Onun annesi bir var bir yok. Onun annesi bir masal başlangıcı değil, bir tekerleme melodisi değil. Onun annesi bir kadın ve bir var bir yok.
Sayfa 23Kitabı okudu
Başarılı bir tekerleme çevirisi
Oranges and lemons, say the bells of St. Clement’s,
You owe me three farthings, say the bells of St. Martin’s...
Portakal kırlent limon tülbent, diye çalar Aziz Clement,
Beş peniye üç zeytin, diye çalar Aziz Martin...
Sayfa 105 - Çeviren: Bülent O. DoğanKitabı okuyor
Biz tekerleme gibi selamdan bahsediyoruz... Aslında selâmın ruhu şudur: Birbirinin şahsiyet aynasın da kendini seyreden insanlar topluluğu..,
Çok uzun bir yola çıkacaksın oğlum. Bu yolda hiç tanımadığın insanlar sana engel olmak, bildiklerini unutturmak isteyebilir. Fakat senin bu zor koşullara rağmen devam etmen ve yolun sonunda bir ejderhayı yenmen gerekecek. Ama ben eminimki kalbini dinleyip, zekânı kullanıp, yeteneklerinle bununda üstesinden geleceksin sen.
Sadede ihtiyacımız olan ilacın adını unutmamak için bir tekerleme bul ve onu söyleye söyleye yola koyul…
Destek yayınlarıKitabı okudu
Ah, canım anneler...
Dilinden dökülen onca nazlama ve ninniyle çocuklarını büyütmüş, çille masalları, tekerleme ve hikayelerle onların hayal hanelerini kurmuş, atalar sözü ve latifeli sözlerle dünyalarını inşa etmişti. Nazlamaya niyazlamaya gerek kalmadığından bu yana ise yemek pişirmek onun için sevgi göstermenin en kestirme yoluydu.
Sayfa 154
Aslanlar şarkı söyler, tepeler uçar.
Gündüz gündüz ay olur, gece de güneş.
Kör kadın, sağır adam ve karga aptal.
Bırak artık hükmetsin Kaosun Efendisi.
Bir çocuk oyunundan tekerleme,
Dördüncü Çağ'da, Büyük Arvalon'da derlenmiştir.
Geometri kitaplarını gözden geçirirken okuma bilmeye sahiden değip değmediğini sorgulamış ve bu kitaplardan öğrendiği uzunca bir cümleyi keyifsiz anlarda tekrarlar olmuştu. “Bir dik üçgende dik açının karşısındaki kenara hipotenüs adı verilir.” Daha sonraları bu cümleyi duyan El Idilio sakinleri, bunun ya bir küfür ya bir tekerleme ya da geçerliliği su götürmez bir tövbe olduğunu zannedeceklerdi.
Sayfa 66Kitabı okudu
Altı yüzyıllık devletin ana vatanı Anadolu, bütün imparatorlukların anavatanlarının tersine, utanılacak kadar yoksul ve bakımsızdı. Nesrin'in neşesi sönmüştü.
Onun hayal kırıklığını fark eden tel gözlüklü doktor Kamil Bey, "Bak kızım..." demişti, "..bir tekerleme vardır, bilir misin: Çalıydı, çırpıydı ama evimdi. Anadolu'da yoksuldur, çıplaktır, bakımsızdır ama vatanımızdır. Osmanlı Devleti Anadolu'yu sürgün idarecilerin, mültezimlerin, mütegallibelerin, ağaların, cahil hocaların, şeyhlerin insaf ve iz'anına terk etmiş. Halk uyanamamış, hayatı zar-zor sürüklemekle yetinmiş. Onun için şehirlerimiz, topraklarımız böyle. Hele şu vartayı atlatalım, elbirliği ile Anadolu'yu şenlendirir, halkımızı da uyandırırız. Bunları 40 yıl sonra tanıyamazsın. Vatan artık padişahın mülkü değil ki, herkesin. Bunu anladığı gün halk sabana, kazmaya, çekice, kaleme, başka bir hevesle sarılacaktır. "
Sayfa 95Kitabı okudu
Cır cır öten pelvan siyasetçilerimiz. Hep boşa söz tekerleme!
Lafı çoktur bir yandan, doğru lafı hiç yoktur, bir yandan ...
Sayfa 161 - İthaki Yayınları.
