Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir yudum kahvenin, Kaç yıllık hatrı kalır? Gidene duyulan sinir, Elbet ani kalır. Unutmam dersin, Onun yeri ayrı kalır. Kahvenin sonunda, Acı bir telve kalır.
Telve
Aslında cellat ölür her gün yeniden Telvesinde yarı ezik bir dudak Yazarken ölülerin falını Mektepli sandalyelerin kırıdığı kalem Kan tadı gelir kahveden
Reklam
velhasıl kelam ne diyorduk, bir telve can özüm. bir kahve, bir telve, bir fal. ölüm de yazılmış aşk da. niçin kefen giydirirsin bana, anlamam seni hiç. pek meraklısın gözümde acıların adamını yaşatmaya.
Beni böyle bırakıverdi telve gibi. Kendi falıma kapandım: Fincanda ters duramadım; önce tabağıma, sonra şehre aktım. Nazar olsam ruhuma değecektim. Aşka sebep ararken aşkla neticelendim.
"Kahve acı. Olsun. Daha iyisini hak etmiyorum belki de. Sırasıyla bir esniyorum, bir iç çekiyorum. Pişmanlık , şu fincanın dibindeki telve gibi birikiyor, porselen vicdanımın dibinde."
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Korkuyorum belki yarın geç olur Geleceksen bir gün önce gelsene. Yaralıya yol gözlemek güç olur Geleceksen bir gün önce gelsene. Kar yağar, çığ düşer yollar açılmaz. Seller iner derelerden geçilmez Senet yoktur ömre vade biçilmez Geleceksen bir gün önce gelsene. Can kuşu kafeste durmaz demişler Kaçan kuş kafese girmez demişler Son pişmanlık fayda vermez demişler Geleceksen bir gün önce gelsene Abdurrahim Karakoç,Demedi Deme
Reklam
en telve günahlara sarınıp da ölmüşken kalanımız saf durup mevlidler söylediler
Gel desem, bu akşam Bir kahve ısmarlayayım sana Bir fincan kahve: Cezvesinde kaynamış hatıralar, Köpüklerinde sevgi parlayan, Fincanında dostluk ile telve Bir yorgunluk kahvesi. En iyisi ben sana Bir şiir ısmarlayayım Yanında da Bir fincan acı kahve...
Hasan Gezer
Hasan Gezer
Yılda üç kere buluşup sevişelim, dedi, cemrelerin düştüğü yerde. Beni böyle bırakıverdi telve gibi. Kendi falıma kapandım: Fincanda ters duramadım; önce tabağıma, sonra şehre aktım. Nazar olsam ruhuma değecektim. Aşka sebep ararken aşkla neticelendim.
Yılda üç kere buluşup sevişelim, dedi, cemrelerin düştüğü yerde. Beni böyle bırakıverdi telve gibi. Kendi falıma kapandım: Fincanda ters duramadım; önce tabağıma, sonra şehre aktım. Nazar olsam ruhuma değecektim. Aşka sebep ararken aşkla neticelendim.
Sayfa 61
Reklam
12 Şubat'a
Mazi ve ati; zaman acı zehir, zemberek kırık Soğuk ay, şubatta husul bulamayacak kadar ılık Gülüşen susuşlar, konuşan taşlar, koşuşan kuşlar İz çizer lacivert bir cekete dökülen telve bakışlar
Kuru kahveci mehmet efendi hazretlerinin bizzat kendi bestesi ve güftesi olan telve zikri.... Bi' şey eksik, o da enerji Yok ki aramızda sinerji Tutmayınca tutmuyor işte Seninki yaptı bana alerji
İçimdeki heyecanların biraz dibe çökmesini beklemeliydim belki, ruhumun döşemesine çökmelerini, tıpkı kahvenin dibine çöken telve gibi. Bırakmalıydım iki gün, bir hafta geçsin aradan. Ama bugünün olayları soğuduğunda yenileri gelecek, belki daha yakıcıları... Demek ki, yapabildiğim sürece, sadık kalmalıyım eski kararıma: Her günün acısını yazmak. Bir açıklama vermek, bir tarih atmak. Yazdığımı okumadan, gelecek şaşkınlıklara hazır olması için sayfayı çevirmek. Bembeyaz kalacağı güne dek ― sona, benim kendi sonuma ya da dünyanın sonuna dek.
379 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.