Kapitalist atölye yöreyi ele geçirmişti; insan emeğine duyduğu açlıkla işçileri daha iyi ezip, sıkmak ve içlerindeki emeği kökünden söküp çıkarmak için onları evlerinden koparmıştı. Makinenin ısılığına binlerce işçi koşuyordu.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
Enes b. Mâlik'in (ra) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sas) şöyle derdi:
“Allah'ım! Gam ve kederden, tembellik ve cimrilikten, korkaklıktan, borca batmaktan ve halkın taşkınlığından sana sığınırım.”
İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey; hakikatleri görmekten kaçma itiyadı var...
Yeni kitap yorumu ile herkese 'Selamlar'
Herşeyi erteleyen biri olarak kitabı görür görmez dikkatimi çekti. #nihankaya yı daha önce çok duymuş ama hiç okumayı düşünmemiştim.Ama bu kitap sanki tam bana göre diye düşünerek aldım ve hemen okumaya başladım.
Kitabı okurken hem erteleme üzerine hem de yazarın hayatı üzerine epey bilgi
Öyle yıllar oldu ki, sapasağlam olduğum halde, senin hastalıkların dahil bütün yaşamın boyunca dinlenerek geçirdiğinden daha fazla zamanı kanepenin üzerinde tembellik ederek harcadım. Çok işim var diye senden kaçmam, çoğunlukla odamda uzanmak içindi.
İnsanlar olarak baya tembel olmuşuz. Yerinden kalkıp hareket edenimiz, eli iş tutanımız, ekmek kazanmak için emek verenimiz pek yok. Birkaç cümle konuşanımız, muhabbet edenimiz desen onlar da az sayıdadır. Herkeste bir sessizlik, bir başını kuma sokma hâli hâkim olmuş. Kimse kimseye karışmamak için bin takla atmaktadır. Herkes günü kurtarma
İçkinin, kumarın, fuhşun, saygısızlığın ve kabalığın, tembellik ve avareliğin kent sınırlarından, siteden, ülkeden koğulusu için elden gelen yapılacaktır.
Öksüzler, dullar, sahipsiz yaşlılar, sakatlar toplumda herkesten önce düşünülecekler, kimseye ezdirilmeyecekler, sömürtülmeyecekler ve korunacaklardır.
İşsiz kimsenin kalmaması ilkesi hakim olacaktır. Devlet veya toplumsal kurumlar, iş bulma veya gösterme zorunda olacaktır. Okuma yetisi olan herkesin okuması, hasta olan herkesin tedavi edilmesi de toplum veya devletçe üstlenilecektir.
Giyimde, yemede, ev hayatında ve kent imarında sadelik prensibi esas olacaktır.
Bu çağın çocuklarının yaşadıklarının şans olup olmadığından kimse emin değil. Bir yığın tüketim ürünüyle donatılan hayatlarında şimdiki çocuklar çok yalnız. Yaratıcılığı kışkırtan yokluk ortamında değil; sıkıntıyı büyüten, derin bir tembellik ve umursamazlık yaratan bolluk ortamında büyüyorlar.
Lafargue, "tembelliği" sadece boş durmak değil, aynı zamanda kendi ilgi alanlarımıza zaman ayırmak, üretken olmayan faaliyetlerde bulunmak ve kendimizi geliştirmek olarak da tanımlıyor. Ona göre, bireyler çalışmanın kölesi olmamalı, bunun yerine kendi hayatlarını ve zamanlarını özgürce kontrol edebilmeliler.
Lafargue biraz ütopik mi düşünüyor? Evet, kabul edelim, Lafargue'ın ütopyası ilk bakışta uçuk gelebilir. Ama kitabın alt metninde yatan mesaj oldukça açık: Kapitalist sistemin dayattığı çalışma sömürüsüne karşı çıkmak ve daha adil, özgür ve tatmin edici bir toplum inşa etmek için mücadele etmek gerekiyor.
Tembellik Hakkı'nı okurken ne Belki de Lafargue'ın tüm fikirlerine katılmayacaksınız. Ama bu eser, modern toplumun işleyişine dair bakış açınızı kesinlikle değiştirecek ve sizi alternatif bir yaşam tarzı düşünmeye sevk edecektir.
Tembellik HakkıPaul Lafargue · Karbon Kitaplar · 201810,1bin okunma