Erasmus, dostu Thomas More’u eğlendirmek için bir yolculuk sırasında bir haftada yazdığı sıradışı eserinde herkese mal olacak cümleler kaleme almıştır.
İlahiyatçı ve en önemli hümanistlerden olan Rotterdam ve Erasmus kadın rolünde, delilik kılığıyla çıkıyor kürsiye ve başlıyor anlatmaya. Dönemin entelektüellerini, papaz, öğretmen, ilahiyatçı, filozof, tüccarlar, avukatlar, hükümdarlar, azizler ve kendini zeki hisseden herkesi alaycı bir dille yeriyor.
Erasmus; yaşamda, yazın sanatında, savaşta, politikada, aşkta ve dostlukta başarı ve mutluluksa istenen, anahtar delilikte gizlidir der. Doğru-yanlış, güzel –çirkin, cehalet-bilgelik gibi kavramları birlikte vererek sorgulamamızı ister.
Deliliğe Övgü çağlar boyunca bağnazlığa karşı kaleme alınmış en yetkin düzeydeki başyapıtlardan biri olmuştur. Yapıtın yazılışını izleyen sonraki yüzyıllarda -haklı olarak- düşünce düzeyindeki bağnazlığın her türlüsüne yönelen bir eleştiri diye yorumlanması, belki de bugüne değin koruduğu kalıcılığın baş nedenidir.