Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba Yangöz

Tuğba Yangöz
@tugbayangoz
"Hep aynı saatte gelsen daha iyi olur," dedi tilki,"sözgelimi öğleden sonra saat dörtte gelecek olsan ben saat üçte mutlu olmaya başlarım.Her geçen dakika mutluluğum artar.Saat dört dedi mi meraktan yerimde duramaz olurum.Mutluluğumun armağanını veririm sana.Ama gelişigüzel gelirsen içimi sana hangi saatte hazırlayacağımı bilemem.Ayinsiz olmuyor."
Reklam
Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır!
Bir kere size göre neyin doğru olduğuna karar verdiğinizde sizi üzemezler!Bir şeye karar verene kadar bütün yanlışlardan geçip ayakta kalabilmek işin en zor yanıdır.
Sayfa 117Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı.
İnsanın önünde uzun yılların olması harika bir şeydi.Kararlar almak,bir yerlere gitmek,yeni bir şeyler öğrenmek için.Yeniden aşık olmak için.
Sayfa 225Kitabı okudu
Reklam
Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin.
... işte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır,omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hâlâ, Geçti gitti,gösteri bitti, yine aynı hikaye, diye homurdanıp dururuz.
Onu dışarıya,diğer insanlara açmaya çalışan bir gücün varlığını duyumsuyor ama nereye döneceğini bilmiyordu ve harcanmamış özlemlerin ve kullanılmamış gücün acısını, telaşını, baskısını bırakıyordu arkasında.
Poirot anlayışla "Aşk her şey değildir," dedi. "Ancak gençken öyle olduğunu sanırız."
'Olgunlaşmamış insanın özelliği,bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir,olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.'
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Uçurtma dermiş ki:"Ah!İpim olmasaydı!" Kant'ın güvercini daha ileri gitmiş: "Bir de şu hava olmasaydı!..." demiş.Her ikisi de kendilerini gökyüzüne yükselten şeyin bu iple,hava olduğunu unutmuşlar...Daha Sergi Sarayı'nın önünde ipi koparılmış bir uçurtmadan başka bir şey olmadığını Nevin anlamıştı.Düşüyordu.İçinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu.
-Gitmek...daima gitmek...keşke dünyanın yuvarlak olduğunu öğrenmeseydim!...demek, dönmek lazım!
Sayfa 130Kitabı okudu
Hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak edememiştim.
Gençken,dünyadaki bütün duyguları ilk hissedenin biz olduğumuzu zannederiz.
İnsanların mutluluk olasılığı ne kadar yükselirse,mutsuzlukları da o kadar artıyor demek.
Böylece pek çok yerden , varlığını belli etmeden ve kırılıp dökülmeden geçebilmek için, mutluluğunu ve hayatını soğuk ve aşınmış gündelik sözcüklerin arkasına saklıyordu.