“Ölesiye bitesiye çalışmamın sonunda, ola ola halk düşmanı mı olacaktım? Bana böyle mi diyeceklerdi?”
Ah Tanabay, böyle mi olacaktı sonunuz? Ümitlerin, hayallerin böyle mi tükenecekti bir bir? Sen güneşli günler görmeyi umarken hep böyle kış mı görecektin?
Roman Tanabay ve Gülsarı’nın yaşlılık günleri ile başlıyor, daha sonra geriye dönüşlerle
"Bir kadının yanan bir evde kalmasına yol açtıklarına göre, kitaplarda bir şeyler olmalı... Hayal edemeyeceğimiz bir şeyler; orada bir şeyler olmalı. İnsan bir hiç uğruna kalmaz."
Herkes kendine ait bir telaşı yaşıyordu ama asıl telaşı kim ne kadar yaşıyordu o muamma.
Öyle ya hepimiz bir amaç uğruna dünyaya gönderildik ve seçtiğimiz hayat doğrultusunda ya cehennemi yada cenneti kazanacağız.
Bazen seçme şansın vardır ve bir tercih yaparsın.
Hayatını aldığın bu karar doğrultusunda idame ettirir, kendi düzeninde yaşar gidersin.
Ve bir gün geriye dönüp baktığında,
aslında aldığın bu kararın, ne derece yanlış verilmiş bir karar olduğunu fark edersin.
Fakat yapacak hiçbir şey yok,
geri dönmek için çok geç çünkü ömrün tükenmiştir.
Hiçbir şeyi değiştiremezsin, istediklerini elde edemezsin, seçiminle hayatın son bulur.
Geride elinde pişmanlığın kalır,
fakat pişman olmak için bile geç kalmışsındır…
Ve cesaret edemediğin için yaşayamadıkların…
Ve uzaktan bakarsın, kaçırdığın hayatı, elde edenlere…
Geç kalınmışlığın öyküsü…
Bekleyişin öyküsü…
Kaybettiğiniz vakti, kim için, ne için harcadığınızı sorgulatacak bir metin, bu kitap.
Hiç düşündünüz mü;
Yok saydığınız hayat, kimin uğruna?
Kör olayım başkasına bakarsam
Uğruna ölümden korkarsam
Kralına çatarım, belaya batarım
Hapis de yatarım senin için
Bu aşka bu alem eğilsin
Oltu tespih gibi dağılsın
Kralına çatarım, belaya batarım
Hapis de yatarım senin için
Yemin olsun dokunanı ezmezsem
Mayın gibi sokakta gezmezsem
❤️💛❤️💛❤️💛❤️💛❤️💛❤️💛❤️
Uğruna bir şeyler yaptığınız için pişman etmeyecek insanlar için çabalayın, sizin verdiğiniz bütün emekleri görmezden gelen insanlar için değil. Çünkü bir şeye boşa emek verdiğinin farkına varmak kadar kırıcı bir şey yok hayatta.
“Aşk kimseyi bağışlamayan bir zorba.” (sayfa 4)
1. Pierre Corneille ve Yaşadığı Döneme Dair:
Klasik Fransız tragedyasının kurucusu olarak kabul edilen
Pierre Corneille, 1606’da doğdu. Henüz yirmi yaşını doldurmadan yazdığı bir oyunuyla adını duyurmuş, Paris’te sahnelenen bu oyunun ardından parlak bir kariyere yelken açmıştır. Orta sınıf bir ailenin