İlber hocayı tanımayanımız çok azdır. Hakkında hiçbir şey bilmeseniz de, en azından ismini duymuşsunuzdur.
İlber hoca düşünmüş, taşınmış, demiş ki; etrafta bu kadar cahil var, sokaklarda aylak aylak geziyorlar, ben bunları bu cehaletten nasıl kurtarırım :) Ve kendi hayat tecrübelerinden esinlenerek, bir ömrün nasıl yaşanacağına dair cevaplar ve
Sefiller kitabını neden okumalısınız?
- Bir Fransız klasiği olduğu için mi?
- Bir dönem romanı olduğu için mi?
- İçe işleyen çok acıklı bir kurgusu olduğu için mi?
-
Ebru Ince önderliğinde sitedeki bir grup insan bu kitabı okuduğu için mi?
- Bir tuğla bitirmenin verdiği keyif için mi?
Size 1630 sayfalık sefaletin içime
Neva Bulvarı 1831-1834 yılları arasında yazılmış, 1835 te yayınlanmıştır.Neva Bulvarı, çok güzel bir şekilde detaylı bir biçimde Gogol un özel anlatım biçimiyle uzun uzun anlatılır.Daha sonradan iki olay çıkar karşımıza.İki adam ve iki güzel kadın takibi konusu.Bir hayal,bir gerçek.Bir duygusal, bir çapkın adam.Piskaryov un hikayesi gerçek bir
( Spoiler İçerir )
Herkese merhaba bugün birçoğumuzun aşina olduğu Kuyucaklı Yusuf romanının yorumuyla geldim. Sabahattin Ali'yi genelde Kürk Mantolu Madonna kitabıyla tanırız fakat ben bunun sosyal medyada isminden dolayı popülarite kazandığını düşünüyorum. Tabii ki çok güzel bir roman fakat diğer romanları da unutulmamalı fikrimce .
“Okurken bir başka kimse bizim için düşünür: Biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz” (s.61).
Gerçekten de öyle mi? Biz kitap okurken
Arthur Schopenhauer’ın dediği gibi sadece yazarının zihin sürecini takip eden pasif süjeler miyiz? Eğer öyleyse “niçin okuyoruz ve okumak bize ne kazandırıyor?” Bir kitaptaki yazarın düşünceleri karşısında pasif
Kitabın yazarı benim. Biliyorum teknik açıdan çok kusuru var lakin kurgu ve karakterlerin iyi olduğuna eminim. Kitabı okurken en yakın arkadaşlarınızla bir maceraya çıkıyormuş gibi hissetmenizi istedim. Uzun bir seri olarak tasarladım ve bu ilk kitap. Ülkemizde fantastik maceraya bir katkım olduysa ne mutlu bana :)
İlk kitabın konusundan bahsedecek olursam.
Dünya beş siyasi güçle yönetilmektedir. Bunların içinde en güçlü ve büyüğü olan İmparatorluk "Yaşam Sanatı" adı verilen güç sayesinde diğer krallıklardan üstündür. İmparatorluğun ordusu için özel bir ormanda yetiştirdiği çok gizli okulları vardır. Bu okullarda küçük yaşlardan itibaren yetiştirilen yaşam sanatı kullanıcı çocuklar vardır.
Gezgin adında bir adam çeşitli okullardan birer çocuk seçer ve onlara isimler koyar. Ateş, Ay, Yay, Dal ve Gölge. On yaşında tanıştığı çocukları kendi okullarında ziyaret ederek eğitmeye başlar. Bu eğitimde bazı kurallar vardır. İlk olarak çocuklar Gezgin söyleyene kadar asla görüşmeyecek ikinci olarak Gezgin hakkında konuşmayacaklardı. Çocukların iletişimi de Gezginin taşıdığı mektuplarla yapılacaktı.
Sekiz yıl sonunda Gezgin çocukları teker teker toplayarak maceraları başlar.
Pablo Picasso'nun çok sevdiğim bir sözü var: "Sanatçı, her yandan gelen duyguları algılayan bir anten gibidir."
Aslında bu söz bir "benzetme" değil, bir "tanım"dır. Hatta muazzam bir sanatçı tanımıdır... Mesleği, zanaatı veya uğraşı ne olursa olsun, bir insan kendisini yaşadığı toplumun şartlarına kapatmamalıdır.
"Neden okuyorsun?" Kimse size bu soruyu sormadıysa bile 1000k anketlerinde defalarca karşılaştığınıza eminim😅
Okuma alışkanlıklarımızla ilgili, gerek doğrudan, gerekse dolaylı olarak analizlerden geçeriz... Ruhsal durumumuz bizleri bazen daldan dala konan amaçsız okumalara sürüklese de, hangi türü sevdiğimizle ilgili bir fikrimiz