Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bireyler;konuşacağı, arkadaş olacağı, seveceği kişiyi kafasında kurguladığı için gerçek dünyadaki insandan ziyade, kurgusal dünyasında bir anlam arayışı içine girmiş durumda . Bu durum, soyutsal varlık içinde soyutu arama çabası demek oluyor. Yani aslında insanlar, ne aradığını bulsa bile bulduğu şeyin farkında olmayacaklar.
Acı çekmemiş kimse bir varlık değildir; olsa olsa bir birey olabilir.
Sayfa 123 - Metis
Reklam
Yine de insan tuhaf bir varlık. Tüm azizler aşkına, bir sürü şeyden bahseder, yine de onların hiçbirini yapmaz ve tam ahmak gibi görünür.
İnsan öylesi zayıf bir varlık ki; varlığını sürdürmek için türlü aldatmacalar icat etmekle kalmadı, bir de bu aldatmacaları evrenin hakikati olarak belledi. Dünyayı olduğu gibi değil, olmasını istediği gibi görmeyi yeğledi. Nihayette, Wittgenstein'ın dediği gibi; insanın kendini kandırmaması kadar zor bir şey yoktur artık.
HAMM: Clov! CLOV: (Bıkkın) Ne var? HAMM: (Sinirli) Yoksa biz... biz.... bir şey mi ifade etmeye başlıyoruz? CLOV: İfade etmek, ha? Biz, ifade etmek! (Kısa bir gülüş) Bu güzel işte! HAMM: Merak ediyorum. Yeryüzüne dönen akıllı bir varlık bizi inceledikçe bazı düşüncelere kapılmaz mı acaba? (Akıllı varlığın sesini taklit ederek) "Ah evet, ne olduğunu şimdi anlıyorum... evet, şimdi ne yaptıklarını anlıyorum!" Hatta, oraya kadar gitmeden, biz kendimiz... (Heyecanlı) biz kendimiz... zaman zaman... (Ateşli) Belki de bütün bunların boşa gitmemiş olacağını düşünmek!
*Alt-üst et şu hayatınıda* *dibi yanmasın✔️* Hâdiseleri has gören, göre göre hoş olur, hesâbı görülenin defteri boş olur ‎سْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ _Ey insanlar! Siz Allâh’a (mutlak muhtaç) “yok”sullarsınız (Esmâ’sıyla varsınız)! Allâh ise Ğaniyy’dir, Hamîd’dir._ - Fâtır Suresi 15 Kendi azametini, sevdikleriyle her
Reklam
İşte, bu duruma baktığımızda anlıyoruz ki akıl, varlığın hizmetinde olan bir şeydir. Akıl yürütebilecek bilince sahip her varlık, mecbur kalırsa bunu yapacaktır çünkü akıl, sonuca ulaşmak için bir araçtır ve her canlıda iyi-kötü bir akıl vardır -akılsızlık ancak cansız varlıklara ve bazı insanlara mahsustur.
"Kimi varlıklar var olmayı bilir, kimi varoluşu varlığıyla anlamlandırır. Her şey bir varlık meselesidir."
Sayfa 146 - Destek Yayınları
Sevgi yüce bir nedendir tek kişinin olgunlaşıp kendi içinde bir varlık sahibi olmasını, dünya olmasını, bir başkası uğrunda dünya olmasını sağlayan.
Varoluşun katmanlarında bir kalınlık noksanlığı vardır; bunları kazan yürek ve varlık arkeoloğu, arayışlarının sonunda boş derinliklerle karşılaşır. Görünümlerin zırhını boş yere özlemle arayacaktır.
Reklam
Tek olmanız gereken, gerçek siz olmak. Sahici olun. Varlık olun. Mutluluk olun. Sevgi olun. Coşku olun. Ken­diniz olun; esas mesele bu. Bilgelik bu.
Devlet denen varlık büyük bir aile gibidir, halk ise sizin küçük kardeşleriniz. Alt tabakanın yaşadığı bu utanç verici koşullarda üst sınıfların da payı vardır.
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Cani, özgürlüğünü sınırsız bir şekilde kullanır ve gücünün fikrine karşı koyamaz. Başkalarının hayatına son verme konusunda, o da her birimizle aynı düzeydedir. Eğer düşüncede öldürdüklerimiz hakikaten yok olsalardı, yeryüzünde kimse kalmazdı. İçimizde çekingen bir cellat, hayata geçmemiş bir katil taşırız. İnsan öldürme eğilimlerini kendilerine itiraf etme cüreti olmayanlar da cinayetlerini rüyalarında işlerler, kâbuslarını cesetlerle doldururlar. Mutlak bir mahkeme önünde, bir tek melekler beraat ederdi. Zira başka bir varlığın ölümünü en azından bilinçsizce- dilememiş bir varlık hiç olmamıştır. Her birimiz ardımızda bir dost ve düşmanlar mezarlığı sürükleriz; bu mezarlığın yüreğin uçurumlarına atılmış veya arzuların yüzeyine yansıtılmış olması da pek mühim değildir.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Hüznüm doğduğunda, onu özenle besledim, sevgim ve şefkatimle üzerine titredim. Ve Hüznüm büyüdü, bütün canlı varlıklar gibi güçlü, güzel ve derin hazlarla dolu. Ve Hüznüm'le ben, sevdik birbirimizi; bizi kuşatan dünyayı da sevdik, çünkü Hüznüm'ün müşfik bir kalbi vardı ve benim kalbimde Hüznüm sayesinde müşfikti. Hüznüm'le ben, karşılıklı konuştuğumuzda, günlerimiz kanatlanır, gecelerimiz düşlerle dolardı, çünkü Hüznüm güzel konuşurdu ve ben de Hüzün sayesinde güzel konuşurdum. Ve, Hüznüm'le ben, birlikte şarkı söylediğimizde, komşularımız pencerelere koşuşur, bizi dinlerlerdi. Şarkılarımız deniz kadar derin, ezgilerimiz garip anılarla dolu olurdu. Hüznüm'le ben, birlikte yürüdüğümüzde, insanlar bizi sevecen bakışlarla izler, gönül alıcı bir tatlılıkla mırıldanırlardı. Ama bize kıskançlıkla bakanlar da vardı, çünkü Hüzün asildi, ben de Hüzün'le gurur duyuyordum. Ancak, her canlı varlık gibi Hüznüm de öldü; ben de tek başıma derin düşüncelere daldım. Ve şimdi, konuştuğumda, sözcüklerim ağır geliyor kulaklarıma. Ve şarkı söylediğimde, komşularım beni dinlemeye gelmiyorlar artık. Ve sokaklarda yürüdüğümde, kimse bana bakmıyor. Ancak uykumda merhametle konuşan sesler duyuyorum: "Bakın! Orada Hüznü'nü yitiren adam uyuyor."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.