Belki saçma bir olay ama anlatacağım...
Bundan bir yıl önce gece saat 3 civarı kuzenime acayip kızmıştım kendisi Gaziantepte ben İstanbulda neden namaz kılmıyorsun sabah var olacağın beli değil yaşıyorken namaz kil gibi mesajlarım oldu. Oda her zamanki gibi beni kafasından savurmak için tamam tamam git uyu gibi şeyler dedi. Aradan bi kaç saat geçti beni arıyor gecenin bir vaktide yani aramaz dedim hayrola açtım telefonu söylediği ilk cümle.
-kızım boşuna sana hoca demiyorlar demin burda deprem oldu öyle bir ses geldi ki senin mesajların gözümün önünde belirdi bir an sandım azrail gelip beni alacak.
Gerçekten o gece çok sinirlenmiştim çünkü çok sevdiğim bir kuzenimdi ve elhamdülillah bu ona bi ders oldu şimdi namazını kılıyor.
Bazı sözler gerçekten vesileye sebep oluyor..
"Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır, derdi. Çimleri biçen adam orada hiç olmamış gibidir; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak."
yamalı ve eksik şeyler. ne genciz ne tastamam. bozulmuş yerlere gidip bozulmuşluklar ekeceğiz. bozuk hasatlar alıp ekşi meyveler yiyeceğiz. razı geldiklerimize hayret ederken razı gelemez olacağız. gözlerimizin parladığı son bahar eskidi. zaten güzel şeyler gerçekçi değildi. birilerine bir şeyler anlatacağız dinlemelerini önemsemeyerek. birileri bir şeyler anlatacak, hatırlamayacağımızı bileceğiz. büyüyeceğiz boyuna, karnımızdaki deliklerle birlikte büyüyeceğiz. birilerinin karınlarındaki deliklere sokacağız burnumuzu. deliksiz karınlara tüküreceğiz. adını unutacağız dünkü bizin. hatırlamaya çalışacağız bozuk ağızlardan duyup. şeyler bulacağız beklenmedik. çığlıklar ve kahkahalar ve havai fişekler bulacağız. sanacağız bin kere bulmayı. elimizde patlayacaklar bulacağız. ellerimiz patlayacak ararken. yamalı şeyler ve eksiklik. bir sürü on puan vereceğiz. tek potada eritemeyeceğiz alkışları. bir kere bile geçirmeyeceğiz eşikten. on puan, on puan olmayana on puan vermekti. şimdi sanal kalplerin sonsuzluğunu vereceğiz. binlerce plastik gülmek ve tükenmez öpücük. bir kere bile geçirmeyeceğiz eşikten. parçalar bulacağız birleşmeyen. yarım yamalaklarımızdan ikram edeceğiz bar taburelerinde. taksiyi bölüşmeyeceğiz. uç uca eklenmiş yalanlar üç kere dönecek etrafımızı. seni ve sana bir şeyler. arayacağım ve bir daha. her gün en tazesini bulacağız. yamalı şeyler ve eksiklik.
Sana sitem etmeyeceğim artık. Bütün suç benim. Seni bu kadar sevmemeliydim. Şu köhne ve utanmaz dünyada ne bir kimse bu kadar sevilmeye değer, ne de bir kimsenin bu kadar sevmeye hakkı var.
Kar kesti yolu
Sen yoktun
Oturdum karşısına dizüstü
Seyrettim yüzünü
Gözlerim kapalı.
Gemiler geçmiyor uçaklar uçmuyor
Sen yoktun
Karşısında duvara dayanmıştım
Sobe bu seri mükemmeldi. Dedektife bayıldım ve kız çok iyiydi.konu desen katil drsen baya iyiydi bence katil gerçekten psikopat .
Diğer kızlar da iyiydi ama Dylan ben sevemedim çünkü kız yanlış olduğunu bilmesine rağmen sürekli seviyorum dedi ve kız dedektif olan duygularını çok sonra okeyledi o durumda bile hala onu yanlış olabilirdi ama baska sekilde olurdu kafasındaydı. Ben bu duruma çok sinir oldum.
Ben sadece dedektife odaklandım çünkü baya iyi sevdi evt bende ilk kitabım sonunda biraz sinirlendim ama onu öğrenince sıkıntı kalmadı. Dedektif ve ansel in sahneleri çok ateşli bu duruma bayıldım. Aralarında ki çekim uyum çok hoştu. İkisi de çok atesliydiler.
Ama bence bazı yerler bana tamam artık hadi hızlı geçiyor diğer yerlere geçmem lazım gerek dedim .
Kızın annesini terk etti diye boston a gitmesi biraz saçmaydı tamam adam sana söylemedi ama sen neden gittin kız bundan sonra tma olarak duygularından emin oluyor dedektife karşı.
zaten ben sobe de kızın her Dylan li olan sahnesinde çok sinirlendim . İlk başlarda sınır krizi geçirdim hele hele birlikte oldukları sahnede nefret ettim Dylan dan
Konusu bence guzledi çünkü katili ben gösterilen kişilerden biri zannettim ama bambaşka çıktı. Chris in ve beccanin olayı iyi anlatılmıştı.
Ozet olarak dedektif ve kız mükemmel olay anlatımı iyidi bence herkes okumalı okumalı ama yetişkin okurlar için yani bunu dikkat ederek başlayın
" En iyi arkadaşla dostun arasındaki fark nedir biliyor musun?
En iyi arkadaş, senin tüm hikâyelerini bilen, senin hakkındaki bütün detaylara sahip olan arkadaştır.
Ama dost, o hikâyeleri birlikte yazdığın ve sana yol arkadaşı olandır. "
-Ozzan-
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu eseri; bir kadının platonik aşkı ile bu aşkı görmeyen tanınmış bir yazar R.'nin hikayesidir.
Kitap ince olup maksimum 2 saatte bitirilebilir. Geçen yaz okuduğum halde bendeki etkisi hala devam ediyor. Zweig'in anlatımı ve psikolojik tahlilleri şahane, her eserinde bunu bizlere fazlasıyla yaşatıyor.
"Sana, beni asla tanımamış olan sana." diyerek başlayan eser ilk andan kitabın sonuna kadar heyecanını, gizemini koruyor. Kadının tüm ruhuyla hissederek büyük aşkına rağmen R.'nin kadının sadece bedenini sevmesi ve sürekli çevresinde olmasına rağmen kadını fark etmeyip tanıyamaması özellikle aşka inanan kadın okuyucuları hayal kırıklığına uğratsa da bence kitabın asıl gücü buradan geliyor.
Kitap hakkında daha fazla spoiler verip okuyucunun heyecanını kaçırmamak için incelemeyi kısa tutmayı doğru buluyorum.
Kitaba 7.7/10 puan veriyorum.
Herkese platonik olmayan bir aşk diliyorum. :D
Kaç yalnızlığına! Küçüklere ve sefillere fazla yakın yaşıyordun. Kaç onların görünmez intikamından! Sana karşı, intikamdan başka bir şey değildir onlar.