Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sırf eşya yüzünden ayrılan çiftler gördü bu gözler :D
İki insanın evlenmesi ne kadar da zor. Bir kere aynı oturma grubunu beğenebilen iki insan bulmak imkansız. Eğer iki insan aynı oturma grubunu beğendiklerini fark ederlerse aynı evde yaşamak istiyorlar. Sonra aileler araya dalıyor ve herkes bir anda birbirinin ruhuna el ense çekmeye başlıyor.
320 syf.
8/10 puan verdi
Nazi Almanyası’nda Yahudilerin toplama kamplarına ve gettolara naklinden sorumlu Otto Adolf Eichmann’ın Arjantin’de yakalanıp yargılanmak üzere İsrail’e getirilmesini ve Kudüs Mahkemesi’nde yargılanışını anlatıyor Arendt bu kitabında. Kitabın beni etkileyen iki unsuru; kötülüğün düşünmeyi, muhakeme gücünü kullanmayan, ufak ya da büyük kendi
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2012692 okunma
Reklam
459 syf.
10/10 puan verdi
·
29 günde okudu
İnce Memed serisinin ikinci romanında çaresizlik ve karamsarlık içerisinde debelenen bir İnce Memed vardır. Abdi Ağa'dan sonra gelen kardeşi Hamza, Değirmenoluk köyüne her türlü zulmü yaşatır. Bu döngünün bir sona varacağını düşünmeyen İnce Memed'de ne yapması gerektiğini bilemeden kendi iç dünyasında bir hesaplaşma yaşar. Öldürülen Abdi Ağa'nın yerini kardeşi Hamza alır. Memed, topraklarını ele geçirmek için Vayvay köylülerine zulmeden Ali Safa Bey'i ve Hamza'yı öldürür. Ancak köylüler için tam bir efsaneye dönüşmesine rağmen zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği konusunda kuşku duymaya başlar. Abdi Ağa gitmiş, yerine Hamza gelmiştir, onun yerini de bir başkası alacaktır.
İnce Memed 2
İnce Memed 2Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202029,3bin okunma
Sonra kocası ona Tanrı'yı hatırlattı ve kadın da birden değişiverdi. Yemek verirken bana baktı, ben de ona; artık ölüm yoktu kadında, capcanlı görünüyordu ve ben de onda Tanrı'yı tanıdım. O anda Tanrının ilk kelamını hatırladım:"İnsanda ne var öğren?" İnsanda sevgi olduğunu anlamıştım.
Rusya İhtilâli’ne bakacak olursak Çar’ın, Aleksandr Kerenski, Vrangel ve Denikin’in Beyaz Ordularını yenen Bolşevik devriminin, zamanın karşısında duramadığını görürüz. Yıkmak istediği kapitalist dünyanın yarattığı koşullar sebebiyle inişe geçmiştir ve kendi türevi olan komünizmler de gerilemiştir. Almanları ölüme götüren, bin yıllık Reich’ın vadedicisi on sene sonra tarihin çöplüğüne düştü. Arda kalan sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türkiye’nin son mareşali oldu. Tarihteki büyük Türk mareşalleri arasında halen mümtaz yerini muhafaza ediyor ve Türkiye Cumhuriyeti’nin politik sisteminin sağlam olmamasından ötürü millet Mustafa Kemal çağına sık sık dönüş yapıyor ona olan özlemini her seferinde dile getiriyor. Bu gelişmeler ve manzaranın ışığında Gazi Mustafa Kemal Atatürk nasıl ele alınabilir? Her şey bir yana, o, Türkiye tarihini ve Türk toplumunu değiştiren bir başbuğdur ve onun yaptıklarının izleri hukuk hayatında, kültürel alanda hiç değişmeyecek şekilde devam edecektir.
Bana Romeo'mu ver, sonra öldüğünde Al da küçük yıldızlara böl onu, Onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki Bütün dünya gönül verip geceye, Tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe.
Reklam
Atın beni kafein denizlerine
Ben zaten o kuş apartmanın çatısına nasıl çıkmış diye şaşırdığım o üç saniyede anlamıştım uykusuzluğun öldürmeyip süründüren bişey olduğunu. Şimdi akıllarda tek bir soru: Hiçe yakın uyuyup sabah olunca yeni güne başlamış sayılıyor muyuz yoksa bi önceki günden devam mı ediyoruz, nasıl oluyo bu işler? Ve ayrıca uyku neydi? Uyku emekti. Yoksa sevgi miydi o? Uyku sevgi miydi? Uyuduktan sonra mı uyanılıyordu yoksa hiç uyumadan mı günaydın deniyordu? Ve evet moda, insanın kendine yakışan uykuyu uyumasıdır.
Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır, her gecenin bir sabahı vardır. Her zorluktan sonra bir kolaylık, her kıştan sonra bir bahar olduğu gibi.
hep düşünmüşümdür
İsa’nın akımı neden Yahudiler arasında değil de Yahudi olmayanlar arasında başarılı olmuştu? Bu konuda ancak tahmin ileri sürülebilir ama kültürel uzaklık muhtemelen önemli bir unsur olmuştur. Yahudiler dünyanın sonuyla ilgili fikirlere aşinaydı ve kendinden menkul kurtarıcıların önderlik ettiği başarısız hareketlerin iyice ayırdında
Van Gogh Müzesi, Amsterdam Hollanda
Mayıs 1888'de Van Gogh, Arles'taki (Güney Fransa) Place Lamartine'deki bir evde dört oda kiraladı. Meydanın bu tablosundaki yeşil panjurlar yaşadığı yeri gösteriyor. 'Sarı Ev'e taşındıktan kısa bir süre sonra Theo'ya resminin bir tanımını ve taslağını gönderdi: 'Muazzam, güneş ışığındaki bu sarı evler ve ardından mavinin eşsiz tazeliği.' Van Gogh'un kendisinin 'Sokak' adını verdiği eser, sanatçının yakın çevresini kaydediyor: Sık sık soldaki restoranda yemek yiyordu ve arkadaşı postacı Joseph Roulin'in evi, ikinci demiryolu köprüsünün hemen ötesinde bulunuyordu. Vincent sonunda Sarı Ev'de sadece resim yapabileceği değil aynı zamanda arkadaşlarının da kalmasına izin verebileceği bir yer bulmuştu. Planı, köşedeki sarı binayı, benzer düşüncelere sahip ressamların birlikte yaşayıp çalışabileceği bir sanatçı evine dönüştürmekti.
Reklam
Gelgelelim belli başlı olaylar yaşandıktan ve olup biten­ ler eski tantanasını yitirdikten sonra arkandan gülenlerin çok oldugunu anladım - nasıl da dalga geçiyor, hakkımda fıkralar anlatıyorlardı, kimi hoş kimi pis fıkralar; beni bir masala dönüştürmüşlerdi, hatta masallara, ama bunlar işitmek istemeyecegım türden masallardı. Kendi hakkında ileri geri konuşulan lafların bütün dünyayı dolaştığı bir ka­dın ne yapabilir ? Kendini savunmaya kalkarsa suçlu durumuna düşer. Ben de bu nedenle biraz daha bekledim. Şimdi herkesin solugu tükendigine göre, artık masal anlatma sırası bende. Bunu kendime borçluyum
Bir gün bir yabancı senin evin olabilir. Ve o ev sonra senin dünyan olur.
200 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
İşte Güneş Geliyor /Bâlâ Atabek Seslendiren : Dolunay Soysert Dinleme Süre: 4 saat 43 dk. Oyunculuğuyla tanıdığım Bâlâ Atabek'in kitaplarının olduğunu tesadüfen
Storytel Türkiye
Storytel Türkiye
'de ne dinlesem kimin sesinden dinlesem diye araştırma yaparken öğrendim. Kitaptaki bütün bölümlerin başlıkları Beatles şarkılarının isimleriyle adlandırılmış.
İşte Güneş Geliyor
İşte Güneş GeliyorBâlâ Atabek · Zeplin Kitaplar · 201650 okunma
“Biri elleriyle yüzünüzü kavrayarak, doğrudan gözlerinizin içine doğru bakmalı ki kendinizi diğerinin gözlerinden görmelisiniz ve böylece mektubunuzda dile getirdiklerinizi bundan sonra aklınıza getirmemelisiniz.”
Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
Sayfa 123 - Doğan kitapKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.