Mayıs ayında ..
Beş Mayısı bağlayan gecede ..
Sakın Uyuma ....
SPOİLER #
Hızır ile ilyas buluşsun, iki yıldız tek yıldıza dönüşsün. .
Bir Mağrıptan biri Maşruktan kopsun gelsin ..
Dünyada "tekmil " yaşam dursun ..
Madem öyle Allah'ım alırım bu yükü sırtıma.
Verecek bir şeyim yok ki senin uğruna.
Can senin nefes senin an senin,
Ama bırakma beni tek başıma.
Gün gelir elbet sabredene verirsin,
Yanımda olmayacaksa benden çekersin.
Madem sade Sen bilmek istiyosun,
Sen beni benden iyi bilmektesin.
Bu benim imtihanımmış, varsın çekerim.
Diyemesem de halimle,
Bu bir aforizmalar kitabı, yer yer kısımlara ayrılsa da, hemen hemen her paragraf başka bir tespitin, başka bir özün, başka bir fikrin geçerliliğini sorguluyor. Sorguluyor diyorum çünkü düğümler atıp koşarak uzaklaşmıyor Canetti, okuyucuya başbaşa düşünme imkanı da veriyor. Yine de çok çetin bir serüven sizleri bekliyor. Çünkü ilerliyemiyorsunuz.
Asıl sorun, dişiliğinin dışa yansıyacak kadar güçlü olup olmadığı ya da yalnızca güzellik ve çekicilik olarak mı zevk alınması gerektiği. Asıl sorun yayı daha kuvvetli germeye cesaret edilip edilemeyeceği; saf ve hazır bir dişilik bulmak kendi başına harika bir şeydir, ama değişikliği göze almanız size ilginç olanı sunar. Bu durumda yapılacak en iyi şey başına bir talip sarmaktır.
.
Ver yansın dedi ya mızıkaya
Mızıka geçti başa yürüdü
Arkasından kız, o ışıl ışıl kız
Gülümsedi William Blake’e
Bir gün şu sözü etti diye:
"Kanunun taşlarıyla kuruldu zindanlar,
dinin tuğlalarıyla yapıldı kerhaneler"
Ve kız yürüdü yanına kolunu verdi
Kolunu verdi demek her şeyini verdi demek
O zaman kim uçtu sevincinden?
William tabii,
William Blake.
.
İnsanı öldür insan vardır
Taşı ufala taş vardır
Kapa gözünü istersen
Bir kocamanlık vardır yeryüzünde
Hele bir aranması olacak Martının gelin böceğinin
Nerde yok dendiyse hürriyete Ver yansın edilmiştir arda hürriyet
Nerde bir gök mavi değil
Ama gök vardır gene
Tut kopar düşünceyi insandan Daha bir ütülenmiştir düşünce
İçimden öyle hükmediyor ki, kötüler iyice kötü olunca sen de kötü ol! Bir çıra al eline, karanlığın içinde şu domuz köyü yakıver! Sana dediğim gibi, malı maşatı çıkar, ver ateşi yansın! Yangını maşara kadar sönmesin! Düşmanın külü kemiği belli olmasın! Kötülüğün aslı nesli kesilsin! Bir daha hiiç türemesin! İçimden böyle hükmediyor. Sonra da diyorum ki, "Kara gün kararıp kalmaz Irazca! Bulutlar yeryüzünü sonuna kadar gölgelemez! Fırtınalar diner geçer; sabret!..." Ama hiç faydası yok dediğimin. Hıncım baskın çıkıyor. Gideceğim yolu yitiriyorum. Aklıma öyle kötülükler geliyor ki, iki elimle yüreğimi tutup sıkıyorum! Kendimi zor zapt ediyorum. Benim için, bir gün delirivermek işten değil, bizim kız! Başıma böyle bir şey gelirse, hiç şaşma!..
NELER OLUYOR
Kadın kocasını hiçe sayıyor
Oğul babasını sözle dövüyor
Kişi karısına verip sövüyor
Rabbim bu ülkede neler oluyor?
Terbiyemiz kalkmış en arka rafa
Ve biri daha gider hayatından
Yüreğini senden kopara kopara
Gözlerinden damlaya damlaya gider öyle
Sakın unutamam deme...
Ciğerin yana yana unuttuklarını hatırla
Sensiz yapamam deyipte
Artık aklına bile gelmeyenleri düşün
Senden kalıcı kimse yok senin için
Üzülme bir kere daha yanıldım de
Boş ver gitsin be...Canın ne kadar yanarsa yansın
Kaybeden
yüreğimizi yakan şeyleri anlatmıyoruz, anlatamıyoruz, anlatılamıyor; yüreğimizi yakmaya devam ediyor, bir anlamda bizi pişiriyor, insan oluyoruz işte;
ya da;
yok yok;
öyle işte!
Boş ver, yüreğimiz...
yansın...
Yazmak ilahi kudretin tecellisi
Görmenin ötesi bir hayal denizi
Aştım da geldim
Geldiğimi varsaydığım hayalin kıyısına
Tut ruhumu aksın zaman
Zaman aşınsın,dursun hayat
Gerçekliğin gün yüzüne çıkma ihtimaline sevinsin aşk
Hakikat haset etsin yansın gemiler
Ulaşamayacak limanlar gönül koysun
Gözlerinin rehberi olmaya tabii oldum
Sesime ses