Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
İslam dünyasının sorunu atadan kalma yüklerden savunma reflekslerinden entellektüel sıkışmalardan ve özellikle dünyanın tüm sorunlarına hazır cevapları olduğunu zanneden o iddiadan kaynaklanmaktadır. Bir tür alçakgönüllülüğü bir tür değerler göreliliğini öğrenmemiz gerekiyor. Hintliler ya da çinlilerden daha fazla bir şey kotarmış değiliz. Onların uygarlıklarının birçok açıdan bizimkinden daha karmaşıktır çok daha yoğrulmuş ve inceydi. Söz konusu olan bunları karşılaştırmaktan öte alçak gönüllü olmak ve dünyanın İslamla başlayıp İslam'la bittiğini telkin eden o baş döndürücü benerkezicilikten kurtarmaktır
Sayfa 40 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
Bilginin İslamileşmesine Girmeden İlmin Tezahürleri ne Dair
Not: İncelemenin devamı olacaktır. İnsanın algıladığı her şeyin ilmini öğrenme isteği Hz. Adem'den beri gelmekte, potansiyelini daha da arttırmaktadır. İnsanın şartları iyileştikçe ilme talep artmakta, dinamikleştirmektedir. Allah insanı ilimle zenginleştirmiştir. Keza ilim arttıkça insanın bir bütün durumu güzelleşmektedir. İlim, insanı sürekli
Bilginin İslamileştirilmesi
Bilginin İslamileştirilmesiİsmail Raci Faruki · Risale Yayınları · 2012196 okunma
“Gelecekten korkuyorum. Çinlilerden, afetlerden, kehanette bulunulan felâketlerden. Çocuklar için, Larissa için korkuyorum. Tanrım bana gelecek için güç ve inanç ver. Seni yüceltecek bir gelecek ver bana! Ben de içinde yer alayım. Tanrım nasıl perişan bir haldeyim! İçim bulanıyor, kendimi asma noktasındayım. Çok yalnızım ve bu duygu yalnızlığın ölüm olduğunu anladığımda daha da kötüleşiyor. Herkes bana ya ihanet etti ya da edecek. Ben yalnızım… Ruhumun her zerresi tek tek açılıyor. Ve ruhum korunmasız. Çünkü bu deliklerden içime ölüm yavaş yavaş işliyor. Yalnız olmak ne korkunç! Yaşamak istemiyorum, korkuyorum. Hayatım çekilmez oldu. Niye kendimi bu kadar kötü hissediyorum? Bu kadar bitkin… En azından rüya görür ve bazı rüyalarımda umutlanırdım. Fakat şimdi rüya bile görmüyorum. Korkunç!..” - Andrei Tarkovsky, Zaman Zaman İçinde
Kubilay, ülkeyi yönetmek için Konfüçyüsçü Çinlileri kazanması ge­rektiğinin farkındaydı. Bu desteği elde etmek için attığı adımlardan biri, başkentini Kuzey Çin'e kaydırmak oldu. Çin kaynakları bu yeni baş­kentin yapılmasını danışmanı Liu Binğ-conğ'a bağlarlar. Bu kaynak­lara göre, kentin yerleşim planı, Cov-li adıyla bilinen eski bir metinde
Çin kaynaklarında adı Ye-hey Die-ır olarak geçen Müslüman mimar ve yardımcıları 1267 yılında Kubilay'ın yeni başkentini yapmaya baş­ladılar. Kent dikdörtgen biçimde olacaktı, çevresinde 28.600 metrelik dolgu topraktan sur bulunacaktı.90 Bu dış surun içinde iki iç sur bu­lunacaktı ve bunlar da İmparatorluk Kenti'yle Kubilay'ın yaşadığı yeri ve
Reklam
Mete Çini niye işgal etmeyip vergi almakla yetindi? İşte bu yüzden.
Kubilay, Çinlileri kazanabilmek için Konfüçyüsçü bir imparator gö­rüntüsü vermek istiyordu. Bunu yapmasının yolu da Çin'de daha önce hanedan kurmuş olanlara benzer hareket etmekti. Hanedanın adı çok önemliydi. Kubilay'ın seçtiği ad, hükümdarlığının eğilimini ortaya ko­yar. Simgesel olarak zengin, Çince bir ad seçerek, Çin geleneğinin bir parçası olmak isteğini de dile getirmiş olurdu.Moğolca bir ad seçe­cek olursa, Çinlilerden destek göremezdi. 1271 yılında Liu Binğ-conğ'un da önerisiyle, hanedanı için Çince "Yüan" adını seçti. Yüan'ın sözcük anlamı "köken" idi ama çağrıştırdığı yan anlam daha önemliydi. Deği­şimler Kitabı'nda [I Cinğ] Yüan sözcüğü, "evrenin kökeni" ya da "temel güç" olarak tanımlanıyordu.
Geleneksel Çin imparatorları için yaşamsal önemi olan bir konu da Konfüçyüsçü törenlerdi. Kubilay, ataları için Büyük Tapınak'ta tabletler yaptırarak Konfüçyüs'e, toprağa, dağlara ve ırmaklara sunaklar hazır­layarak zaten Konfüçyüsçü inanca uymuştu. Çin imparatorunun tarım toplumu için çok önemli görevlerinden biri de, takvim oluşturmaktı.
Doğal olarak, Çin'in hükümdarı olarak algılanabilmesi için Kubilay'ın Konfüçyüsçü seçkinlere hitap etmekten ötesini de yapması gerekiyordu. Çin'deki diğer inançların ve dinlerin de gönlünün alınması önemliydi. Kubilay, topraklarındaki bütün dinleri zamanla kazanacak bir siyaset iz­ledi. Çinli bilginlere karşı Konfüçyüsçü sistemi el üstünde tutan
Ahmet ve Mali Sıkıntılar En ciddi sorunu maliyede yaşıyordu. İlk yirmi yıldaki siyasetinin bü­yük masrafları olmuştu. Başlattığı inşaat işleri, Şanğ-tu ve Ta-tu baş­kentlerinin yapılması büyük masraflar çıkarmıştı. Sanatı desteklemesi, şenlikler, şölenler ve avlar gibi savurgan eğlenceler düzenlemesi, sarayın ve ülkenin gelirinin giderek daha
Reklam
Güney Sonğ'un Bütünleşmesi Kubilay, ağır ağır yetkisinden feragat etmeye başlamadan önce, en önemli sorunu konusunda son bir adım attı. Kuzey Çin'de kurmuş ol­duğu siyasi ve mali düzene Güney Sonğ'u katmaya çalıştı. Bu konuda da mali sıkıntılar önüne çıktı. Moğollarla Güney Sonğ arasındaki sa­vaşlarda Güney Çin'deki topraklar ve mülkler hasar
118 syf.
·
Puan vermedi
Matematiğin Aydınlık Dünyası bir matematikçinin, matematiğin ne kadar yakınında ya da uzağında olduğunu anlaması için mutlaka okuması gereken bir kitap. Kitap 4 bölümden oluşuyor. 1. Bölümde anlatılanlarda bana katanları şöyle ifade edeyim. Hepimizin aslında sözde bildiği üzere Matematikte ezber diye bir şey yoktur ve matematiğe gerekli sevgiyi
Matematiğin Aydınlık Dünyası
Matematiğin Aydınlık DünyasıSinan Sertöz · Tübitak · 2020679 okunma
Taocu sevişme hakkında yanlış yorum-6
(f) İmsak konusunda çok az şey biliyoruz. Taocu sevişmeyleîmsâk arasında bazı benzerlikler olduğunu sanıyorum. ‘ Ananga Ranga’ adlı Hint seksbilim kitabını çevirmiş olan Sir Richard Burton’a göre bu uygulama Arap hekimliğindeîmsâk adıyla bilinmektedir, İmsâk’ın anlamıysa ‘tutmak”, ‘ zaptetmek’tir. Bu kısa açıklamanın dışında imsak konusundasöyleyebileceğimiz pek bir şey yok. Çünkü bu konuda hiçbir kitap (yazılmamıştır. Ali Han’ın yaşam öyküsünü yazmış olan Leonard Slater’e göre Ali Han bu gizli imsak yönteminin bir uygulayıcısıydı. Slater bu yöntemin yüzlerce yıllık bir geçmişi olan Doğulu bir öğreti olduğunu yazıyor. ( Araplar’insekizinci yüzyıldan başlayarak yüzlerce yıl Hindistan’ in büyük bir bölümünü egemenlikleri altında tutmuş oldukları düşünülünce Tantrik uygulamalardan bu tekniği geliştirdikleri ya da doğrudan gene aynı dönemde Çinlilerden öğrenmiş olmaları bir olasılık olarak akla geliyor.) Slater kitabında,İmsâk’i uygulamakta iyice ustalaşmış olan Ali Han’ın ne kadar sık sevişirse seviş sin kendini tam olarak denetim altında tutabildiğini ve boşalmayı haftada iki kezle sınırladığını yazıyor.
Sayfa 68 - YolKitabı okudu
"Maya'lardan ve eski Çinlilerden farklı olarak, İnka'lar yeşime pek önem vermezlerdi. Krallarıyla tanrılarını, ölü ya da diri olsun, süslemek için daha çok altın kullanırlardı. Altının güneşi temsil ettiğine, onunda toprağa bereket, tüm hayata sıcaklık verdiğine inanırlardı."
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.