GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME
Gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de
Aykırı anlamlar arayıp durma
güz biter sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur cellat olur her gece
Her gece yeniden bir talan başlar
acı ses olur, ses deli bir yağmur
eski bir eylüle gireriz böylece
Sığındığım her yer adınla anılır
ben girerim, sokağı devriyeler basar
bir de gülüşün eklenir kimliğine
Gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de
Aykırı anlamlar arayıp durma
güz biter sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
Emrah hocamızın ikinci kitabı. İlk kitabı olan roman Nim’i ne kadar beğendiysem sekiz öyküden oluşan “Dünyanın sonu öykünün başı” kitabını da o kadar beğendim. Eserdeki son öykü olan ‘Dünyanın sonu öykünün başı’, kitaba ismini vermiş ve benim en sevdiğim öykü oldu kesinlikle. Ah dedim keşke kısacık bir öykü değil de upuzun bir roman olsaymış bu.
"Peki neden? Neden onunlayken böyle hissettin?"
"Gözlerim yüzünden."
"Gözlerin mi?"
"Evet. Her zaman gözlerimin içine bakıyordu. Genelde çoğu kişi gözlerimin içine değil de sadece yara izime bakardı. Sonra da benimle göz göze gelmekten korkarlardı çünkü gördükleri şeyden hoşlanmadıklarını ya da gerçekten nasıl hissettiklerini anlamamı istemezlerdi. Ama Ryan? İstemediğim zamanlarda bile, her zaman gözlerimin içine bakıyordu. Bu yaptığının cesurca olduğunu düşünmüştüm. Onun cesur oldugunu düşünmüştüm ve bu bende de öyle olma isteği uyandırmıştı. Aslında biraz aptalca bir düşünceydi çünkü... yani, bana bir baksana. Kocamanım, korkutucuyum ve canavara benziyorum. Ve benden çok daha cesur olan bu küçük güzelin karşısında zayıf hissediyorum."
'Çok'ta kederlenir, 'az'da gülerim
Ustura ağzında düşüncelerim..
Deliliktir belki.. bırakın kalsın.
Doğan her bebeğin hakkı var bende
Öğütülen benim her değirmende
Ne sonu, ne ilki...bırakın kalsın.
Timî para me xoze
Timî para me jare
Berdij mînan Newroze
Pîrozek bêji mare
Diyare bo me doje
Ji ferman û qirare
Dost û yara me boze
Me daye des neyare
Ger û dewra me bende
Li ser me kund dixwîne
Me tuneye tu dewlet
Di perlûka hcbûnê
Ziha û him derinde
Jime dinoşê xwîne
Bi tevdîr û sîyaset
Siçêrin ser birînê
Li ser me tim hejarî
Li ser me îro şîne
Ji bo me restegarî,
Kul û derd û birîne
Bo dijmin û neyarî
Jîyan û hingivîne
Gerdûn wisa biwxarî
Heya kengî bimîne
________________
Perîşan
Ser wê azad û qed eşnayî te yeksan e li min
Sibhî halê me serê zilfê perîşan e li min
Ew qeder cewr û cefa û stem dîtin e min
Dize yek lûtfê te qîmet bi dused can e li min
Derheqî min te wekî nîne serî rehma kerem
Ji lebê le’lê dur û yek te ehsan e li min
Sebir û seman û sekûn pir li me dijwar e gelek
Ecel û merg û mirin haleteke asan e li min
Ger çi min nîne li nik te qedrê mû di qedir
Bendeyê xakî, diret mislî Sileman e bi min
Ji xetê hizretê min dîdey can rewşen bû
çi hedê Pertewê yara wê bende bibet
Nakim û malikê rûxan sekî cananê bi min
_______________________________
Pertew Begê Hekarî
'Çok'ta kederlenir, 'az'da gülerim
Ustura ağzında düşüncelerim..
Deliliktir belki.. bırakın kalsın.
Doğan her bebeğin hakkı var bende
Öğütülen benim her değirmende
Ne sonu, ne ilki...bırakın kalsın.
"Öpersem geçer.".... "Sen öpersen de geçer." Hangimizin ki geçerdi acaba? Onunki mi, benimki mi? Bende bıraktığı yara geçmeyecek gibiydi. Peki onun ki ne durumdaydı?