Kişilik, ancak geleceğe ilerleyen izin üzerinde görülebilirse anlaşılabilir; bir insan kendini, ancak bir şekilde geleceğe doğru uzatabildiğinde anlayabilir.
Sayfa 15Kitabı okudu
Acının karşısına aradığımız da mutluluktan başka bir şey değildir. Tüm düşünce, acı ve mutluluğun somut kutupları arasında kuşatılmıştır.
Sayfa 9 - RENÉ LE SENNE, La decouvérte de DieuKitabı okudu
Tanrılar... Yarasa erkeklerle yarasa kadınlar için yürümek ve sevişmek daha zevkli olsun diye bir toplantı düzenleyip daha fazla renk yaratma kararı aldılar.
“Yaratıcılık, bilinci yoğunlaşmış insanın kendi dünyasıyla karşılaşmasıdır.”
Yaşayan bir varlığın günahlı olduğuna inananlar, Tanrı’nın ya günahı yaratacak kadar kötü olabileceğine ya da kusursuz varlık yaratma girişimlerinde çok yanlışlıklar yaptığına inanmak zorundadırlar..."
Bernard Shaw
Can yayınlarıKitabı okudu
"Tanır da dünyayı böyle bilir, çünkü onu yaratma-
dan önce dışardan bakıyormuşcasına zihninde tasarladı; dünyanın kuralını bilmiyoruz, çünkü onun içinde yaşıyoruz; onu yaratılmış olarak bulduk."
“Demek insan dışardan bakarak nesneleri tanıyabilir!” 
Gülün Adı
Yazarlar, en ayrıntılı ve popüler dünyaları yaratma yeteneğine sahipken kendilerine seçtikleri dünya genellikle küçücüktür.
Sayfa 217Kitabı okudu
Bir konu üzerine her şeyi söylemediğinizde, karşınızdakine enine boyuna düşünerek bir sonuca ulaşma imkâni tanıyorsunuz demektir. Bir başka yolsa, seyirciye zihinsel hiçbir çalışma yapma fırsatı tanımadan, sonucu ona tepside hazır şekilde sunmak; oysa, hiç çaba harcamadan kendisine hazırlop sunulmuş böyle bir sonuca ihtiyacı yoktur seyircinin. Hangi acılar ve sevinçlerle yaratıldığı seyirciyle paylaşılmamış bir görüntü, seyirciye herhangi bir anlam iletebilir mi?
Yaratma sürecine ilişkin böylesi bir yaklaşımın bir başka üstünlüğü şudur: Sanatçının seyirciyi parçalardan bütün oluşturmaya, ona tek tek sunduklarının toplamından daha kapsamlı şeyler düşünmeye zorlaması, filmi algılama sürecinde onu kendisiyle eşit düzlemde buluşturmanın biricik yoludur. Böylesi bir ilişki, karşılıklı saygı açısından da yerinde bir sanatsal tutumdur.
Cihat anlayışı olmayan din
Din kitlelerin afyonudur..
Din teselli gücü ve geleceğe dair hayali bir mutluluk illüzyonuyla bilinçleri uyutur, dünya üzerinde gerçekten mutlu bir dünya yaratma aciliyetini ortadan kaldırır.
Sayfa 125 - 1. baskı: Say Yayınları, 2017 | Fransızcadan çeviren: lsmail Yerguz |
Eğer kendiniz için mutluluk yaratma konusunda ahlaki Bir buyruk yoksa niçin biri sizin mutluluğunuzu arttırmaya meyilli olsun ki?
Sayfa 69Kitabı okudu
İyi ve Kötü Arasındaki İlişki
İyi ve kötü, evrensel olarak kabul edilen iki temel kavramdır. İyi, faydalı, olumlu, doğru, adil, güzel gibi kavramlarla ilişkilendirilirken, kötü ise zararlı, olumsuz, yanlış, haksız, çirkin gibi kavramlarla ilişkilendirilir.
İyi ve kötü arasındaki ilişki, filozoflar ve düşünürler tarafından yüzyıllardır tartışılan
Evlilik
Yaratıcılardan Üstün olanı yaratma istencine evlilik derim, iki kişinin. İstenci bu olanların birbirine duyduğu saygıya...
“Yani, yaşamımızın anlamını yaratma sorumluluğu tamamiyle bize ait oldu.”
Sayfa 290Kitabı okudu
Tanzimat devri edebiyatı
Tanzimat devri edebiyatının ilk aşamasında, (1860-1876) Avrupalılaşma işlemi zaruri olarak “divan edebiyatına aralıksız saldırıp onu gözden düşürme, yani çağdaş bir Türk edebiyatına alan açma, Fransız edebiyatının başlıca türlerini getirme, bu edebiyatın klasik ve romantik okullarının başlıca yazar ve şairlerini tanıtma, eski nazım ve nesir dillerinin dışında yeni bir edebi dil yaratma yönlerinde gelişmiştir.
Bunlara, Fransız edebi türleri hakkındaki ciddi teorik bilgiler de eklenmelidir.
